son haberler

Gülüşün Kalbimde Can

Yayınlanma Tarihi: 31 Mayıs 2021 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Lütfedip imzalı bir şekilde ulaştırıldı “Gülüşün Kalbimde Can” adlı eser.

Çok değerli yazar Gülşen Gaffaroğlu’nun kaleme aldığı bu eser 120 sayfalık bir deneme. Kitap bana ulaştıktan sonra sadece bir gün bekleyip dikkatlice okudum. Çünkü hediye edilmişti. Hediye edildiğine göre okuyacağım düşünülmüştü.

Zaten kitaplarımı evin mobilyalarına uygun olsun diye seçmem. Dolayısı ile imzalanıp bize takdim edilen bu eseri okumak hem yazara hem de kendime saygıyı gerektirmektedir.

Sözü fazla uzatmadan konuya girelim. Öncelikle şunu söylemeliyim ki bu zamana kadar okuduğum kitaplara hiç benzemiyordu. Şimdi burada ne kadar kitap okuduğuma dair bir şeyler yazmak adaba mugayir olacağından bu kısmı geçelim.

Adı geçen kitap, bir deneme. Toplam 91 başlıktan meydana gelmiş. İşin en dikkat edici yanı yazar, yazılarına tek kelimelik başlıkları daha çok kullanmış. Kitabın ilk yazısı olan “Kitaplar da İnsan gibidir” başlıklı yazıyı saymazsak ilk 33 yazı tek kelimelik başlıklar halinde. Son 24 yazı ise birden çok kelimelerden teşekkül etmiş. Kısaca 59 yazıya bir kelimelik başlıklar verilmiş.

Şekil olarak dikkatimi çeken bir husus da yazıların uzunluklarının hemen hemen aynı olması. Sanki bir ölçüden çıkmış gibi.

Ve en dikkat çekici yanı ise her yazı bir paragraf. Yani yazar yazmak istediği konuyu bir paragrafa sığdırmış.

Konular hayatın içinden seçilmiş. Gereksiz izahatlara girilmemiş. Okuyan herkesin mutlaka kendin de bir şey bulacağı bir eser.

Bir kitap bir yazıya nasıl sığar? Zor bir iş. Ancak ben de fazla ayrıntıya girmeden kitaptan bazı cümleleri yerimizin yettiğince yer vermek istiyorum.

Kitaba; “İnsanları kitap gibi düşünün ve kapaklarına bakıp aldanmayın” cümlesiyle başlıyor. “Kadınlar” başlıklı yazıda “Kadınlar, hayatın en kötü tarafını, gönlünün en derin ve yorgunluğuna rağmen, kırgınlıklarla yoğursa da hayatta hep tutunacak bir dal ve sığınacak bir liman bulup, sevgi denizine dönüştürerek dimdik dururlar, yıkılmadım ve yıkamazlar diyerek.” İfadeleri kullanılmıştır.

Yirminci sayfada “Para” başlıklı yazının bir yerinde “ Ama şu bir gerçek ki kanaatkâr olduğumuz sürece mutlu oluruz” ifadelerine yer verilmiş. Sayfa yirmi dörtte “Edep” başlıklı yazıya “Her şeyin en güzel halidir” diye ifade edilmiştir. Sayfa yirmi yedide “Su” başlıklı yazı içinde geçen “Derin sevdaları, derin yürekler taşır, derin suları da okyanuslar” ifadeleri oldukça dikkat çekici değil mi?

Sayfa otuz üçte “Dost” başlıklı yazıda “Sevginin kundağa sarılmış hali…” diye başlıyor yazıya. “Güneş” başlıklı yazıda ise “…sevgiliyi, sevgilide özlemeden, sevgiliye sıcaklığını taşıma halidir.” ifadeleri dikkat çekicidir. “Gitmek”  başlıklı yazıda ise “Çok zordur gitmek, gelmeden kaybolmak gibi, varmadan yok olmak gibidir.”

“Evet, susmak saygıyla olmalı, sevgiyle değil, sevgi varsa zaten saygı bulunduğu yeri terk etmez…” ifadeleri kullanılmıştır “Susmak” adlı bölümde. “Kirli” başlıklı yazıda “Fitnenin kucağında uyuyakalan kalbin cam kırıklarla paramparça edilmiş ölmeden öldürülmüş hali…” cümlesi oldukça dikkat çekicidir.

“Gayesiz ve hedefsiz insan asıl boştur ve boşluktadır” diyor yazarımız “Boş” başlıklı yazısında. “Yağmur” başlıklı yazının bir yerinde “Hayatın bazen ölmeye yakın halidir yağmur” ifadeleri ile farklı bir bakış açısıyla yaklaşmış konuya. “Evet, cümleler aslında, kalbimizin derin yaralarını dudaklara şarkı gibi mırıldanır ve dudaklardan zamansızca dökülür yerlere bazen anlamlı bazen anlamsız olarak.” Böyle ifade ediyor yazar, “Cümleler” başlıklı yazıda…

Son olarak kitabın son başlığı olan “Yuvarlan Benimle Hayata” başlıklı yazısında “Ertelediğimiz her nokta, virgülle birleşmeyi özlerken, sevgide ağlarmış sonsuzluğun hayata yuvarlanan tarafından.”

Gülşen Gaffaroğlu hem şekli, hem muhtevayı, hem ifadeyi, hem de hayali bir arada yoğurarak farklı bir üslup ortaya koymuştur. Zaten şairlik kumaşı olan kişilerin nesirleri de şairane olmaktadır. Yazarımızı böyle bir eser ortaya koyduğu için tebrik ediyor, sağlıklı ve huzurlu bir ömür diliyorum.

Nice eserlerde buluşmak temennisiyle.

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

ÜLKENİN AHLAK YOKSUNLUĞU İLE İMTİHANI

11 Şubat 2023 okunma
Ülkemiz muhtelif zamanlarda mühim badireler atlatır. Çünkü hamurunda zor zamanlarda birlik olma hususiyeti vardır.  Zaten onu dünya coğrafyasında bir adım öne çıkaran tarafı da budur. Felaketler her ülkenin başına gelebilir. Dünyada yanardağ patlamaları,... Devamını Oku

ÇAYA KAR SUYU KAÇINCA

3 Şubat 2023 okunma
Her bölgenin, her ilin hatta her ilçe ve köyün kendine has bazı sözleri vardır. Bunlardan bir kısmı ülkenin her yerinde bilinirken bazıları da değişerek anılır. Bu değişiklik yanlış olmasına rağmen vatandaş tarafından kabul görür. Yıllarca “Burası... Devamını Oku

Yunus Emre Ünye’de Mi?

13 Nisan 2022 okunma
Herhangi bir Ünyeliye “Yunus Emre Ünye’de mi” diye soracak olsak alacağınız cevap “evet” olacaktır. Yunus Emre bu milletin ruh hamurunu yoğuran mümtaz şahsiyetlerden biridir ve manevi alanda herkesindir. Ülkenin muhtelif yerlerinde “makamı” olduğu gibi... Devamını Oku

Ali Dayı

31 Mart 2022 okunma
Atalarımız “Yiğit namıyla anılır” dememiş boşuna. Bazı isimler vardır ki kimlikte yazanın önündedir. Ali Dayı’da öyle. Kendisini şahsen epey geç tanıdım. Bugünkü Sağlık Ocağı karşısında mütevazı bir dükkânı vardı. Her kahvaltıda namını... Devamını Oku

Meydan Simitçisi

28 Şubat 2022 okunma
Siz karanlığı bilir misiniz? Sokak lambaları hayatımıza girdiği günden beri “zifiri karanlık” hayatımızdan çıktı. Bütün lambaları kapatsak bile hareketli olan her şeyi siluet halinde görebiliyoruz. Zifiri karanlık hayatımızdan çıktığı günden beri,... Devamını Oku

Bir Şehir Nasıl Bozulur?

15 Şubat 2022 okunma
Meşhurdur, “Bülbülü altın kafese koymuşlar, ah vatanım” demiş. Bundan dolayı her köy, ilçe, il diğerlerinden hep güzeldir. Kime göre? Orada yaşayanlar veya oralı olanlara göre. Her yerin güzelliği kendine göredir. Yeryüzü yaratıldığından beri... Devamını Oku

Şiir; Karakoç’un Mu, Mahsuni’nin Mi?

9 Şubat 2022 okunma
  Yetmişli yıllardı. Üniversitelilerin ön ayak olduğu ideolojik hareketler yavaş yavaş liselilere kadar inmişti. Herkesin herkesten şüphelendiği yıllardı. Dava önemliydi… Çok kişi kardeşini, babasını, oğlunu kendi davası için ispiyonladığı... Devamını Oku

ÜNYE VE AİDİYET

31 Ocak 2022 okunma
  Ülkemizde nereli olunursa olunsun herkes bulunduğu yeri sever ve över. Bu insanın tabiatında var olan bir şeydir. Gayet normal bir haldir. Hatta güzel bir haslettir. Peki insan bir yerli nasıl olur? Genelde gurbette yaşayanlar kendi köyünü, ilçesini, ilini ve... Devamını Oku

İçi Temiz İşçi

26 Ocak 2022 okunma
Nedense okuduğumuz ve duyduğumuz haberlerden güzel olanı fazla konuşulmuyor. Belki olması gerekiyordu diye düşündüğümüz içindir. Ünye’de haber değeri kazanmış ve vatandaşların bilgisine sunulmuş o kadar güzel şeyler oldu ki, bence bunların ülke... Devamını Oku

“Z”  KUŞAĞI MI “Y”  KUŞAĞI MI?

20 Ocak 2022 okunma
Artık son “kuşağın” da bir ismi oldu. Eskiden “nesil” denilen ve günümüzde “kuşak” olarak adlandırılan insan topluluğu. Adına da (Z) kuşağı denilmiş. Dünya var olduğu günden beri “kuşaklar arası” anlaşmazlık hep olmuştur. Kısaca; dede,... Devamını Oku