Yayınlanma Tarihi: 6 Nisan 2011 — okunma
Üç çocuk ve istismar
Emniyet ve güven
Bir hasarlı beyin gelirse dünyaya ve tedavi edilmeden yetişir de topluma karışırsa ne olur?
Bunalımlı bir ergen, sorunlu bir akraba, problemli bir eş, güvensiz çakal bir dost, belki de bir cani olur.
Bir insan beyni neden hasarlı olur? Sorununu soracak olursak, çoğu kez genetik olduğunu söylüyor psikoloji.
Nevrotik ya da şizofren bir beyinde hacim kaybı dahi olabiliyor ve çok faktörlü bir oluşum ayrıca.
Hamilelik döneminde annenin stresli olması doğum sırasındaki hasarla, doğum sonrası birçok aksaklıkla neden olabilir, bir beyindeki hasarlara.
Hasarlı beyinin (sendromları vardır) fakat tanınması kolay değildir.
Psikiyatri ve psikoloji hasarlı beyinleri birçok sınıflara ayırır. Tedavi edilebilirler. Tamamen iyileşmeseler de canilik sınırından dönebilirler.
Toplum içindeki günlük ve iş hayatındaki stres, bunalım, geçim sıkıntıları, ağır bir travma beyindeki tahribatı artırır.
Sonra ne olur? Sonrası diğer insanların şansına bahtına ne çıkarsa karşınıza. Ummadığımız bir anda çıkar.
Devlet görevlisidir şizofren, yetkili bir amirdir şizofren, ergendir, menopoza girmiş kadındır şizofren, antropozdaki bir sapıktır şizofren, komşunuzdur şizofren.
Bir bayram sabahı şeker toplamaya çıkan masum üç çocuğun komşusudur, hasarlı beyin sahibi kendi halindeki şizofren.
Kayseri’deki bu hasarlı beyin sahibi komşu, üç küçük çocuğa kimbilir saatler boyu ne azaplar yaşattı. Acılı ailelerin aylardır yaşadıkları hangi kelimelerle anlatılabilir.
Ayrıca böyle acı bir olayın aylarca açıklanamamış olması, ulusal basını bile, uluslararası şebekeler konusu ile organ mafyaları ile meşgul etmesi hepimizi, Türkiye’deki herkesi derinden yaraladı ve etkiledi.
Oysa cani mahalleden komşuları, kendi halinde birisi. Beyninin sanal dehlizleri hem hasarlı, hem mikrop dolu. O mikropları salması gerekiyor, dünyanın en acı, en ucuz keyfi için. Cani yaşamaya devam ediyor toplum içinde.
Sonra devam ediyor, hasarlı beynin sanal dehlizlerindeki mikropları serbest bırakmaya internette 22 çocukla arkadaşlık kurarak.
Komisyondan geçen “hadım etmek” yasası daha niye tartışılsın ki. Masumları kanundan koruyacak. Bu caninin yakalanması emniyetin büyük başarısı ve gidenler geri gelmeyecek ama toplum vicdanı rahatlayacak.
Psikolojiye de, yasalara da emniyete de en çok ihtiyacımız var. En çok da güvene ihtiyacımız var.
Ülkemizde son yıllarda artan kadın, genç kız ve çocuk ölümlerinin son bulması dileğimizdir. Daha önce gerçekleşen fakat suçlusu bulunamayan ölümlerin, hatta kayıpların, hepsine Cumhurbaşkanı Sn. Abdullah Gül’ün memleketindeki bu acı olaya gösterdiği hassasiyetin gösterilerek sonuçlanmalarıdır.
Tanık programında belirtildiği gibi “kusursuz cinayet yoktur” mutlaka bir yerlerde bir ipucu vardır.
İnsanların kırık kolları nasıl tedavi gerektiriyor, sakat beyinleri de taramalı, tedavi etmeli, bu konu ihmal edilmemeli.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.