son haberler

Hatice Satgun ve Yerel Kültür

Yayınlanma Tarihi: 30 Eylül 2020 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Hatice Satgun’u sanal ortamda yapmış olduğu çalışmalardan tanıyorum.  Yüz yüze görüşmüşlüğümüz yok.

Ziya Paşa’nın;

Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz

Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde

Günümüz söyleyişiyle hemen hemen; “Siz lafa değil icraata bakınız” demek.

Hatice Satgun Hanımefendi, kendi çapında kültürel faaliyetlere önemli katkıda bulunan çalışmalar yapmaktadır. Kah bir gazeteci, kah araştırmacı, kah bir haberci, kah bir belgesel yönetmeni olarak çıkıyor karşımıza.

Çok şeyde olduğu gibi tanıtımlar ve problemlerin durulması “Yakından uzağa” esasına dayalıdır.  Yakınlarını derdine çözüm gelmeden ülkenin başka yerleriyle uğraşmak hem insanı yorar, hem de arzu edilen neticeye ulaşamazsınız.

Bir Giresun sevdalısı olan Hatice Satgun; iline ait sosyal ve kültürel değerleri kendi çabasıyla uzaklara duyurmak için elinden geleni yapıyor. İyi de yapıyor hani. Her ilde böyle cansiperane çalışan kişiler olsa ülkemizin birçok problemi belki merkeze ulaşmadan çok kısmı çözüme ulaşabilir.

Tesadüfen Harşıt TV’de bir programı sunarken rastladım. Sonra programa mesaj yoluyla katıldım. İlşk görev yerimin Giresun’un Tirebolu ilçesi olması hasebiyle bu komşu ile karşı bir yakınlık hissediyordum.

Konusu ne olursa olsun, katkısı ne kadar olursa olsun millete yapılan hizmetin çok önemli olduğunu düşünenlerden biriyim. Kendimce ve kendi usullerime göre çalışmalar yapmaktayım. Ancak Hatice Hanımın yaptığı şekildeki çalışmaları yapmayı çok istememe rağmen başaralı olacağıma kani olmadığım için çalışma sahamı kendime göre belirledim.

Elinde profesyonel bir kamerası yok. Yanında asistan olarak ona yardımcı olan birileri yok, teknik donanımları yok ama o yine durmadan usanmadan çalışıyor. Beline bağladığı peştamalı ile sokaklarda gezerken bizler “Atalarımızın kıyafetlerinden biri de buydu” diyordu adeta. Eskiyle yeni harmanlayıp bize sunuyordu.

Şiirlerinden bahsetmeyeceğim şimdilik. O başka bir yazının konusu olur. Zaten onu tanıyanlar çok yönlü çalışmaların yanına bir de şiiri kattığını görecektir.

Geçenlerde “Yaylacılık ve Göç” başlıklı bir kısa belgeselini seyrettim.  Özellikle Gülşah Doğanay Hanımefendi’nin vermiş olduğu bilgiler karşısında hayretlerimi saklayamadım. “Yayla ve yaylacılık” kültürü üzerine konuşan Sn. Gülşah Doğanay Hanımefendi,  “yayla”nın başka dillerde karşılığı olmadığını, tercümesinin yanlış olduğunu tıpkı “yoğurt” da olduğu gibi tercüme edilmeden yazılması gerektiğini söyleyince bir akademisyenin görevinin sadece kürsüde ders vermek değil, toplumu da bilgilendirmek olduğunu öğrendim.

Hocamızın görüşlerini bize ulaşmasında emeği geçen Hatice Satgun Hanımefendi’ye de teşekkür ederim.

Her şey gönlünün arzu ettiği şekilde olsun.

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku

BİR KÜLTÜR TEMSİLCİSİ: AHMET SOYLU

2 Aralık 2023 okunma
  Kendisi ile tanışmadan önce ismini duymuştum. Ne zaman arkadaşlarla kültürel bir araştırmadan bahsedilse bana “Siz Ahmet Soylu’yu tanıyor musunuz” sorusunu sorarlardı. Ben de il zamanlar “hayır” cevabı versem de zamanla “İsmini sık duyuyorum”... Devamını Oku

ŞEHİT CEMAL MUTLU İLKOKULU ZİYARETİ ÜZERİNE

27 Kasım 2023 okunma
Emekli olduktan sonra eğitim camiasından kopmamak için belirli aralıklarla okul ziyaretleri yaparım. Bir eğitim-öğretim dönemi içinde her okulu en az bir defa ziyaret eder, yeni arkadaşlarla da tanışırım. Kültürel faaliyetlerim devam ettiği için de onlardan... Devamını Oku