son haberler

Karadeniz’li Kadın Şair

Yayınlanma Tarihi: 1 Aralık 2011 okunma

Misafir Kalem unyetv@unyetv.net

Birkaç yıl önce İstanbul’da “Kitap Fuarına” otobüsten iner inmez, sabah erken saatte fuarı geziyordum, tenhalıkta.. Bir yandan da nihayet şiir kitabı çıkan şair arkadaşım Fatma’yı bekliyorum. Biraz turladıktan sonra, şiir kitabını basan kitapevinin standını ve arkadaşımın kitabını buldum.. Bir iki kitabı karıştırdıktan sonra stant da oturan genç bayana, ”Yardımcı olur musunuz?”dedim, okuduğu kitaptan başını kaldırıp baktı ve gülümsedi.”Şairlerin hepsini tanımıyorum, seçemiyorum” diye derdimi söyledim. Okumakta olduğu kitabı bıraktı, ayağa kalktı, aralarından arkadaşımın kitabını seçip bana uzattı. .Ve “tavsiye ederim, en güzeli bu bence “ dedi. İnanamadım, dakika bir gol bir. Oysa ben onun bana başka şairleri önermesine hazırlamıştım kendimi ve sonra arkadaşımın kitabını soracak, fikrini almaya çalışacaktım. Şaşkınlığımı saklamaya çalışarak, “aaa evet, bilemiyorum” dedim ilgisizce.

Tabi ki şaşkındım, onca kitap arasından arkadaşımın kitabını seçmişti genç bayan, artık nasıl baktıysam şaşkınlığımı anladı ve ”Karadeniz’ li bir bayan şair, harika, çok derin, belli ki çok okumuş, hakkında çok şey bilmiyoruz, ama tüm eleştiriler çok olumlu, olağanüstü bir bayan, Kardeniz’de yaşayarak nasıl yazmış bunları anlayamıyorum” dediğinde sadece son cümle geldi beynimin kapısına çarptı.”Aaaaa, Karadenizden yazabilmek de ne demek ti şimdi, biz de Karadenizdeyiz, kuyudamıyız yani?” diye düşündüm içimden. . Kitabı aldım kızımızın elinden bir iki sayfasına baktım, yüzüme tereddütlü bir hava vererek sordum, ”yorumlarınız için teşekkür ederim ama tanıyabilir miyim sizi?” Çok şaşırdı ama cevapladı kendinden gayet emin, samimi bir şekilde ”ben Boğaziçi’nde okuyorum, bir yandan şiirler yazıyorum, şiirlerim Saklı Bahçe’de(edebiyat dergisi) yayınlanıyor, burada gönüllü çalışıyorum” deyiverdi çabucak ve “yeterli mi? “der gibi bir bakış attıktan sonra, ” hepimiz hayranız bu kadına” .

Bütün şirinliğimi takınarak,”kusura bakmayın ama bir şey daha sormak istiyorum, bu değerli kadın şairin Karadeniz’den çıkmasına neden şaşırıyorsunuz?” kızcağız sabah sabah buldu belasını ama cin gibi “Karadenizli misiniz yoksa?” ben “evet “anlamında başımı sallarken” kusura bakmayın ama burada ki (İstanbul’u kastediyor) ne kadarı gelir ki oraya “ aklıma çivi gibi çakılan bu söz ”Karadeniz’e doğru düzgün kitap bile gelmez” .Çok üzüldüm ama tartışmadım,” ah be güzelim, Boğaziçi’nde okuyorsun ama memleketini tanımıyorsun, bu kadın şairi tanımıyorsun, her şey okumak mı, her şey kitap mı, yaşananlar, yetenekler, birikimler, yıllar, gözlemler….” diye söylendim içimden yüzüne gülümseyerek.

Sonunda, onun övdüğü kitabı geri bırakarak başka bir kitabı seçtim, ”bu olsun “ dedim kendimden gayet emin, ücretini sayarken kızın bana “Allah belanı versin, ben iki saattir ne anlatıyorum” der gibi attığı bakışı anlamazdan gelerek, “tanıştınız mı bu bayanla?” deyiverdim.”Kitabını almıyorsan daha ne soruyorsun” edası ile isteksizce” hayır ama çok tanışmak isterim “ dedi. Kırgınlığına aldırmadan pişkin pişkin gülerek ” insan çok isterse gerçekleşirmiş istekleri, kim bilir ama ben bu bayanla en kısa zaman da tanışacağınıza inanıyorum, içime doğuyor” dedim gülümseyerek. Kızımız tüm zarafeti ile gülümsemeye çalışıyordu ama gözlerinden “sabah sabah çattık bir hafif çatlağa” cümleleri süzülüyordu. Biliyorum ya, arkadaşım birkaç dakika sonra gelecek. Kıza ”ilginize teşekkür, ama ben bu övdüğünüz şairi pek beğenemedim “deyip ayrılıyorken” edebiyat dünyası hayran ona” dedi.

 

Sonra arkadaşımla buluşmaya gittim. Bu arada biz buluşamadık ve arkadaşım stant da kızla ve diğer çalışanlar la tanışmış. Daha sonra arkadaşıma olanları anlattım, çok güldü. Birlikte kızın karşısına geçtik. Kız bizi bir arada görünce allak bullak oldu ama çabuk toparladı, “Kitaptan ben de var, arkadaşım hediye etmişti, o nedenle almadım ısrarla önerdiğiniz kitabı, hatta sizden önce ben okumuştum kitabı ve sizin saydığınız övgü dolu sözlerden bir ton ben saymıştım ona, kitabı niye almadığımı çözememiştiniz değil mi?” diye sorarken kahkahalarımı tutamıyordum. Kızımız aynen düşündüklerimi söyledi gülerek, hatta çok gülerek,” ben de bir anlam veremedim tavrınıza ama sizde hiç renk vermediniz” dedi ”ahh evet çok güzel rol yaparım, kimse anlayamaz, kendi kızlarımı da çok işletiyorum” dedim. Fuar boyunca herkese anlattık bu anekdotu ve Boğaziçili kızımız çok ama çok mutlu idi çünkü ben tezgâhtan ayrıldıktan bir iki dakika sonra arkadaşım, yani Karadenizli kadın şair Fatma N.ile tanışıp, birde ondan el örgüsü hırka almak aklına hayaline gelmezmiş, benimde falcı filan olabileceğimi düşünüp arkadaşıma “ daha birkaç dakika önce bir bayan sizinle en kısa zamanda tanışacağımı söylemişti, inanılır gibi değil” diyormuş.

Fatma N. yıllardır ısrarla tüm görüşme önerilerini geri çevirmesine rağmen, ilk kez röportaj verdi ve “Yasak Meyve” dergisinin bu ay ki sayısında onu daha iyi tanıyabilirsiniz.

Bana güvenin, Fatma N. adını daha çok duyacağız. Kadından şair olmaz sözünü kabul etmek mümkün değil

Ben de kulağımla duyduğum övgüler nedeni ile bir kez daha arkadaşımla gurur duydum. İyi ve yetenekli bir arkadaş edinebilmiş olduğum için kendimle de gurur duydum.

Fatma’yı tanıdıktan sonra daha da çok sevdiler arkadaşlarım. Ve bir de söyleşisi vardı Fatma arkadaşımın.”Heyelan ve Geçitte” isimli iki şiir kitabı ve içlerinde sadece iki şiir var. Çok uzun ve çok güzel. Fatma N. soyut şiir kavramına, günlük hayatı ve “aşk” temasından başka temaları da başarı ile kattı.Daha sonra günlük hayatla yoğrulmuş şiirlerin bolca taklitleri çıktı, “taklitler daima aslını yaşatır” ya aynen öyle oldu, bana hep , Fatma N.yi hatırlattılar.

Fatma N. literatürde, Edebiyat Sözlüklerinde yer alabilen, az sayıda ki kadın şairlerden ve benim de çok değerli bir arkadaşım. Soyut şiirin sultan bence. .

HEYELAN

(Mektup bitti)

büyük bir yağmur yağıyordu denize

dibi olduğundan derin gösteren

bir kaybolan tekneye bir yosun

sonsuz bir dip olduğunu anlatabilir

trolcüler başlıyor karadeniz ufkunda görüyorlar işlerini

büyülenmiş trolcüler

bıldırcın avcıları

o güzelim güzün tam ortasında

o güzelim rüzgarlı güzün

***                  ***                  ***

….siz bir adrese değil dedim

bir meşrebe yazın

kaybolan neyse bedeli ödenir

bir çift sözü bölüşmenin

aşka dönüşme potansiyeli ürkütmez beni

kan sızdırmaz

ağzımı yukarı tutarım

bronşlarıma kadar rehinim

siz neyi bu kadar deneyerek elde ettiniz sükunetinizi

ben ne o kadar masum

ne eşiği yüksek

ne ketumum

hattizatında

bir pıhtı kadar korkağım….

***                  ***                  ****

yağmur yanlış adrese gitti

kimle barışabilirim

hiç sözünü etmiyorum

hırçın yeşil yenildi onlar

sürüklenen benim

olamayan

sen menekşeleri ortaokullu bir kıza verebilir misin

ama dikkat et

sonunda kendine benzemeyen

bir kadın olmasın büyüdüğünde…..

*******                   *****           *****

…belleği üzerine yemin edebilirim

yağmur kırbaç gibi indiği yüz unutmayacak

mektup bitti

başlayan ne

Karadeniz’li Kadın Şair Fatma N.nin “Heyelan “isimli şiirinde mekan Karadeniz’dir. Çok uzun olan şiirden alıntılar yapılmıştır.

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Nerde O Eski Dünler

31 Ağustos 2023 okunma
Kızlar erkekler zayıflar şişmanlar zenginler fakirler dostlar akrabalar dinli dinsiz yeni doğan ya da ölümüne az kalan bizler ne yapıyoruz? Son birkaç senede, kızlar firikik ustası oldu beğeni yapana özel şovlar yapıldı ve artık mahremiyet meşrulaştı ya da... Devamını Oku

ÜNYE-AKKUŞ-NİKSAR KARAYOLU

26 Ekim 2021 okunma
    Yollar bir memleketin can damarlarıdır. Hasretlikleri bitiren, kültürleri harmanlaştıran, ekonomimizi canlandıran birlik ve beraberliğimizi sağlayan yollarımızdır. Ünye- Akkuş- Niksar yolunu kullananlar nostaljiyi, heyecanı birlikte yaşarlar. Yıllara... Devamını Oku

  NASIRLI ELLER

21 Ekim 2021 okunma
           Süleyman Erkan      Türkiye’nin güzel bölgelerinden Karadeniz’i gezip görenlerin hafızalarında mutlaka iz bırakmıştır. Karadeniz’in girintili çıkıntılı kenarları, geceleri gelinlik kızın boynuna takılı beşi birlik gibi parlar... Devamını Oku

Geçmişten Günümüze

16 Ekim 2021 okunma
Süleyman Erkan     Yaşam var oldukça hırslar, öfkeler, kinler, var olacaktır. Bu savaşı tetikleyen en önemli unsur beğenilmek, üstün olmak, başkalarından daha fazla mala mülke sahip olmaktır. Söz sahibi olmanın malla, mülkle, parayla olunamayacağını... Devamını Oku

İnsan

13 Ekim 2021 okunma
TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Temel içgüdü ve duygularla hareket eden, yeteri kadarını alan, psikolojik ve sosyolojik açıdan baskı uygulamayan, vicdansız ve çıkarcı yaklaşmayan, kötü gözle bakmayan, çalmayan, savaşmayan,... Devamını Oku

Zaman

7 Ekim 2021 okunma
  TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Neydi zaman? Doğduğum an ile öldüğüm an arasındaki yaşantım mı? Unutmak için verilen bir ilaç mı? Suratımı kırıştıran ya da saç rengimi benden alan… Neydi zaman! Babam öldüğünde... Devamını Oku

İhtiyaç Meselesi

27 Eylül 2021 okunma
TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Çok çeşitli ihtiyaçlarımız var. Hatta bazen neye ihtiyacımız var diye market ve mağazaları gezmeye başlayanlar bile var. Babaannem lüzumsuz bir şey almamamı çok söylerdi işte onlarda top balon... Devamını Oku

F-N-D-K-Ç  Ş-H-P

10 Eylül 2021 okunma
  TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Türkçe’de bir sözcük f,s,t,k,ç,ş,h,p harflerinden biriyle bitiyorsa ve ek kelimenin baş harfi d,c harfi ile başlıyorsa! Ortalık bir anda sertleşir. d=t olur t=ç olur sıkı durun bu matematiği... Devamını Oku

İş-Sizsiniz

6 Eylül 2021 okunma
  TOLGA ÖZSOY İNŞAAT TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com Neden işsiz kaldığımızı bulalım. İşsizlik yaşınız en az 24! Bunu biliyor musunuz? Temel eğitim 1 yıl, ilk eğitim 4 yıl, Orta eğitim 4 yıl, lise eğitimi 4 yıl, hazırlık 1 yıl, üniversite... Devamını Oku

Alçak Alçak Dere Yataklarına Ev Kurmasınlar

19 Ağustos 2021 okunma
  Tolga Özsoy İnşaat Teknikeri tolgahanozsoy.52@gmail.com     Hepimizin malumu olduğu Candan ERÇETİN’in “yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar” şarkısı; doğaya, doğanın tabiatına karşı gelmekten ve gelin kızlarımızı ağlatmaktan başka bir... Devamını Oku