son haberler

Kayalıklardaki Asalet

Yayınlanma Tarihi: 1 Eylül 2014 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Uzun zamandır Samsun-Ankara arası seyahati esnasındaki bir anlık hisleri kaleme aldım. Bu belki gerçek anlamda bir gezi yazısı değil. Ancak bir gezi yazsından çok farklı bir şey.

Daha önce de belirttiğim gibi gezi yazılarında yazılacak olan mekanlar hakkında geniş bilgiler verilir. Sebebi de gezip gördüğünüz yerler hakkında bazı bilgileri bir araya getirip, kendi görüşlerinizi de ilave edip onu kaleme almaktır. İşte bu tür yazılar işin “madde” boyutu hakkında bilgi verir. Biz ise gördüklerimizin dışında “o anlık” hissettiklerimizi yazdık. Aslına bakılacak olursa görünenlerden çok hissedilenler kaleme alındı.

Her ne surette olursa olsun bir yerler hakkındaki ilk intibalarınız da çok önemlidir. İlk intiba oranın cisminden çok ruhunu yansıtır. Bu da azımsanacak bir durum değildir.

Şimdi seyahatimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Kırkkale’ye Yaklaşırken

Kırıkkale’ye yaklaşmak üzereydik. Bunu yol kenarına konulan tabelalardan öğrendik. Artık yeni bir yerleşim merkezi ile daha karşı karşıya kalacaktık. Mekân sağımızdan solumuzdan akıp gidiyordu. Bitki örtüsüne aşinaydık artık. Coğrafi yapıda da fazla bir değişiklik yoktu.

Zaman içersinde bir kayalığa rastladık. Daha önce hep düzlük ve ağaçlık alanları görünce kayalıklar dikkatimizi çekti. Sanki bir duvara örülmüş gibiydi. Üst tarafında bitki olduğundan belli ki topraklıydı. Kayalık tabii idi. Dış yüzeyi o kayganlık hissi verecek kadar cilalı görünüyordu.

Ezber bozan bu kayalıklar çok dikkatimi çekmişti. Asırlar boyu ne karlar, ne yağmurlar görmüş ne kadar sert esen rüzgâra siper olmuştu kim bilir. Ama hakla ayaktaydı. O kadar düzlüğe, ağaçlara, çeşitli bitki örtüsüne nadir de olsa su birikintilerine inat dimdik duruyordu orda. Bir ihata duvarı gibi üzerindeki ağaçları koruyordu. Belki de onlara gelecek bir tehlike için siper vazifesi görüyordu.

Hiç de insan tarafından örülmüş duvarlara benzemiyordu. Yapısındaki “asaleti” fark etmemek haksızlık olurdu. Betonun soğukluğu yoktu onda. Sanki bir ruhu var gibiydi. Öyle dimdik ve vakur…

Yanından hızla uzaklaşırken “Dik durmak böyle bir şey demek” geçti içimden. Belli ki tabiatta öyle bir görevi vardı. Ancak zor ile parçalara ayrılabilirdi. İnsanların yaptıkları öyle miydi ya? Bir balyoz darbesi görmeden bile yıkılıp gidiyorlardı…

Yine bir şeyleri arkamızda, düşüncelerimizi beynimizde, hislerimizi yüreğimizde bırakarak ayrıldık o dimdik vakur kayalığın yanından…

Demek asalet sadece insanlarda olmuyordu…

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku

BİR KÜLTÜR TEMSİLCİSİ: AHMET SOYLU

2 Aralık 2023 okunma
  Kendisi ile tanışmadan önce ismini duymuştum. Ne zaman arkadaşlarla kültürel bir araştırmadan bahsedilse bana “Siz Ahmet Soylu’yu tanıyor musunuz” sorusunu sorarlardı. Ben de il zamanlar “hayır” cevabı versem de zamanla “İsmini sık duyuyorum”... Devamını Oku