son haberler

Minarede Sala Var

Yayınlanma Tarihi: 12 Ağustos 2013 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

“Minarede “ölü var!” diye bir acı salâ…

Er kişi niyetine saf saf namaz.. Ne alâ!

Böyledir de ölüme kimse inanmaz hâlâ!

Ne tabutu taşıyan, ne de toprağı kazan…”

……………………………… Necip Fazıl Kısakürek

Eskiden vefat haberlerinin nasıl verildiğini bileniniz var mı? Yaşı yarım asrın üzerinde olanlar ancak bilir. Çünkü o zamanlar camilerde hoparlör denilen cızırtıyla karışık homurtulu cihazdan nezle olmuş insan sesine benzer şekilde sesler çıkmadan evvel, cenaze haberleri kişiler tarafından duyurulurdu.

Köyün veya mahallenin yüksek bir yerine çıkan münadi yani nidacı yüksek sesle “Falancı oğlu filancı hakkın rahmetine kavuşmuştur” diye birkaç kez söyleyerek ahaliyi haberdar etmekteydi. Burada esas en anlaşılır en kısa cümleyi kurmaktır.

Bu ramazanda mahallemize çekilen hoparlör sayesinde kimlerin vefat ettiğini öğrenmiş olduk. Belediye ilanlarının herkese ulaşması için böyle bir yola başvurmuş. Haliyle vefat ilanları da verilmekte. Malum ramazanda insan daha sakin ve mümkünse evinde oluyor. Her sabah sükûneti vefat ilanları bozuyor. İnsan şöyle bir düşünüyor. Bu insanlar geçen ramazanda var ama bu ramazanın herhangi bir yerinde vefat etmişler. Yani bayramı görememişler. Takdiri ilahi işte…

Ancak ilanlarda ya da salalarla kullanılan kelimeler ve ifadeler dikkat çekici. “Bilmem ne mahallesi veya köyünden şu, şu, şunun kardeşleri; falancı, fialncaların teyzeleri; filanca okulundan emekli filanın kayınvalidesi, filanca doktorun annesi, merhum milletvekili filancanın dayısın kızı, fialn yerdeki evinde vefat etmiştir. Cenazesi …” diye devam eder. İlana bakılınca merhumun kime ait olduğunu anlamak için akla karayı seçersiniz.

İlanda adı geçen yaşayan ve yaşamayan bilumum kişilerden bazılarının olması akılları hep karıştırır, dikkatleri daha da dağıtır. Halbuki seneler evvel bağıran nidacı en kısa cümle ile durumu izah ederdi. Hele hoparlör denilen cihazın ki biz din görevlisi namaz kıldırırken dahi cızırtılı ve homurtulu ses çıkarırken “kaf” ile “kef”i çok karıştırmışlığımız da oluyordu. Yani bir de hoparlörün azizliği de işin içine girince doğrusu kimin vefat ettiğini anlamakta güçlük çekiliyor.

Kısaca neresinden bakılırsa bakılsın bu sala ve ilanlar düşündürücü bir durum. Vefat etmiş birini duyurmak için bir sürü kişi ismini daha öğreniyoruz. Hırıltılı cızırtılı alet sesiyle sinirlerimiz törpüleniyor; bir de buna okuyucunun yanlış vurguları karışınca zaten üzücü bir hal olan vefat haberinin üzerine tuz biber ekilmiş oluyor.

Beni en çok ramazanın son günü verilen vefat haberleri etkiledi. Yani yarın bayramdı. Kim bilir bu kişinin ziyaretine bayramda hangi yakınları gelecekti. Geçen bayramda “Allah tekrarına nasip etsin” dua ve temennileriyle ayrılmış olduğu yakınlarına bir günle yetişememiş oluyordu. Demek nasip buraya kadarmış.

Salalar ve vefat haberleri sanki bizden uzakmış gibi geliyor. Ancak zaman denilen izahı mümkün olmayan ve devamlı akıp geçen şey bize nasıl bir ders veriyor bilmiyorum ama bir gün ile bayrama erişemeyen kişinin hayattaki akrabaları bayramı göremediğinin üzüntüsü içindeyken, kendisinin gelecek bayramı görüp göremeyeceği hakkında ne düşünüyor acaba? En azından bu durum aklına bir şeyler getiriyor mu?

Sonlu bir hayatın içinde sonsuzmuş gibi yaşama gafleti bizi bizden uzaklaştırıyor mu ne dersiniz?

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku

BİR KÜLTÜR TEMSİLCİSİ: AHMET SOYLU

2 Aralık 2023 okunma
  Kendisi ile tanışmadan önce ismini duymuştum. Ne zaman arkadaşlarla kültürel bir araştırmadan bahsedilse bana “Siz Ahmet Soylu’yu tanıyor musunuz” sorusunu sorarlardı. Ben de il zamanlar “hayır” cevabı versem de zamanla “İsmini sık duyuyorum”... Devamını Oku