Yayınlanma Tarihi: 9 Nisan 2010 — okunma
Emniyet; kaza, saldırı, soygun gibi herhangi bir tehlikenin, riskin bulunmadığı durum, güvenlik.
Güven, inanma, itimat.
Can ve mal emniyetini sağlamak
Polisin yaptığı işler anlamına gelen “Emniyet” kelimesi, “Emniyet Teşkilatı” olarak büyük bir örgütlenmeyi anlatıyor bize.
Herkesin hayatında, direkt veya dolaylı olarak, bir “polis aktörlü” anı vardır.
AB uyum yasaları çerçevesinde “polis ve toplum” daha bir uyumlu ve işbirliği içerisinde. Toplumun polisten “korkmak” yerine, “güvenmek” yapılanması içerisindeki çalışmalar tabiî ki çok olumlu.
Devlet teşkilatı içerisindeki her örgütlenme gibi emniyet teşkilatına her zaman saygımız sonsuz. Çalışma şartları ve toplumun suçlu yüzü ile birebir karşı karşıya olmaları açısında baktığımızda, yani kendimizi onların yerine koyduğumuzda durum hiç de bizlerin bildiği gibi değil, tahmin ediyoruz.
Polise karşı toplumun tamamı da pozitif bilgilere ve anılara sahip değil, bunu da biliyoruz.
Ebeveynlerin çocukları da yetiştirme aşamasında polisle korkutmak yanlışlığını da “güvendirmek” şeklinde değiştirmeliyiz.
Bu konuda iki konuda yaşanmış örnek aktarmak istiyorum. Ramazan ya da Şeker Bayramı. Ailece mutlu mutlu büyüklerin ellerini öpmeye gidiyoruz Ünye’den Fatsa’ya. Çoluk çocuk şakalaşarak, gülüşerek otomuzla yol alıyoruz ki birde ne görelim, ileride beyaz şapkaları ile emniyet görevlileri yol kesiyor.
Hemen yavaşlıyoruz. Telaşla emniyet kemerlerini takmaya çalışıyoruz ama nafile. Suçlu ve telaşlı tüm insanlarda olduğu gibi elimiz, ayağımız birbirine dolanıyor.
Bir yandan polislere yaklaşıyoruz, bir yandan tokalar yerlerine oturmuyor.
“Allah kahretsin” diyerek bin bir çeşit söyleniyoruz. Daha fenası evraklarda da noksanlık var galiba daha beter söyleniyoruz, birkaç saniye içerisinde.
“Canım bayram günü de olacak iş mi, bugün de yol kesilir mi? Başka işleri mi yok bunların? Ayıp ya valla nedir bu şimdi, bayram günü ceza kesmekte kimin aklına gelmiş. La havle…”
Bir az önce neşe içinde çağıldayan çocuklarım, ebeveynlerinin bu telaşından daha da fazla etkilenip korkuyorlar hatta. “Ne olacak şimdi” diye telaşlanıyorlar.
Yapacak bir şey yok. Polislerin işareti ile durduk durduk ama üç beyaz şapkalı emniyet görevlisi arabamızın camını açtırana kadar söylemediğimizi bırakmadık. Ne yapalım inceldiği yerden kopsun.
Polislerin aracımıza gülerek gelmeleri bizi daha da çok gerdi. Yutkunduk ve camı açtık.
Emniyet görevlisi gayet babacan bir ses tonu ve gülümseyen bir yüzle “sizi bu güzel günde durdurduğumuz için özür dileriz efendim. Bayramınızı kutluyoruz içtenlikle. Bir de trafik kalabalık ya emniyet kemerinizi hatırlatmak istedik. Sizin güvenliğiniz için efendim.
“Bizler hemen “aaa… teşekkür ederiz, sağolun” diyerek, kişilik değiştirirken kırışmaya başladık.
Bir de arkasında sakladığı çikolata kutusunu uzatarak “şeker bayramınız, şeker gibi sürsün, ikramımızı kabul ederseniz çok seviniriz” demez mi?
Ağzımızda çikolatalar yolumuza devam ederken aracımızda çıt çıkmıyordu. Kızım mutlu mutlu çikolatalarını arka koltukta yerken aralarında fısıldaşıyorlardı. “Ne şeker polisti değil mi, ben polisten korkmuyorum. Anne polis çikolata verdi bak, niye kızdınız, kemeriniz de bağlı değildi. “Suçlu olan insanın sesi az çıkıyor”
Bu öyküde bir tanıdıktan;
Yıllar önce güzel mi güzel kuzenim yanında dört-beş yaşında oğlu ile Emniyet Müdürlüğü önünden geçiyor.
Orda bulunan polislerden birisi de güzel bayana fazla dikkatli bakmış olacak ki, erkek çocuğu hırsla polise sesleniyor. “Polis amca, anneme bakma babamın da tabancası var”
Durumun farkına bu tehditle varan güzel bayan gülümseyerek anlatıyor.
“Eee poliste insan canım, ama benim şom ağızlı oğlum akıl edemiyor, babasının ruhsatsız tabancasını ihbar ettiğini, düşüp bayılacaktım korkumdan. Polis eğilerek selam vermekle yetindi.
Bir öykü de internetten.
Gece saat 02:00’de trafik polisi dört yol ağzında görevde. Yol bomboş olduğu halde bir araç kırmızı ışıkta, polis otosunu görünce zınk diye acı bir firenle zorla durup, epeyce de bekleyince polis anonsunu yapar.
“Yürü kardeşim, yürü git. Biz burada olmasak duracak mısın sanki gecenin bu vaktinde boş yolda?”
Polis aslında görevini de, toplumunu da çok iyi biliyor ve tanıyor.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.