Yayınlanma Tarihi: 11 Kasım 2010 — okunma
Yıllar için için aşındırır, olgunluk çağına gelmiş güçleri. Lucretius
Tüm partilerde olduğu gibi, iç sorunlar Saadet Partisi’nin çok iyi giden rüzgarını kesti.
Numan Kurtulmuş ile hız aldığı herkesçe bilinen Saadet Partisi’nde ki bu bölünme hiçbir zaman yaşanmamalıydı.
TV’lerde Numan Kurtulmuş hakkında söylenenleri duyduğumda çok üzüldüm. Saadet Partisi ile yol ayrımında hiçbir parti ve partili emeği geçen siyasetçisini bir kalemde silmemeli.
Kaldı ki Numan Kurtulmuş gerçekten tüm yurdu karış karış gezerek yerel seçimlerde SP’ye büyük bir ivme kazandırdı. Herkes buna şahit. Ancak son Ünye toplantısında bir şeylerin ters gittiği belliydi. Partide bir durgunluk, bir yavanlık ve yorgunluğa verdiğimiz, izah edemediğimiz bir hava vardı. Nedenini de şimdi anlıyoruz.
Oysa yerel seçimlerde SP seçmeni büyük oranda oylarını SP’den yana değerlendirmişti. Bu arada diğer partililerde kendisi yakından tanıma fırsatı buldular ve çok takdir ettiler Sn. Kurtulmuş’u. Bu rüzgar Ünye’de de hissedildi.
Sn. Kurtulmuş’un Ünyeli olması herkes tarafından gurur kaynağı oldu. Ünyeliler ve Kurtulmuş arasında bir sinerji oluştu. Hiçbir şekilde rakiplerini kovalamaması, efendilik çizgisinden ayrılmadan, dozunda eleştirileri ve yorumları ile tüm rakiplerinin siyaset anlayışını üstelik seçimlerde yumuşatabilen Kurtulmuş, her fırsatta Ünyeliliğini de vurgulayarak, bu memlekete bir siyaset kemendi daha atmış oldu.
Ünyelilerin yakından tanıdığı Öz Ailesi, Sn Ümmet Kandoğan ve Refaiddin Şahin gibi tecrübeli siyasetçileri de kadrosuna katıp, biraz daha Milli Barış çizgisini genişleten anlayışı ile doğrusu önümüzdeki seçimlerde farklı başarılar beklediğimiz Saadet Patisi ve Numan Kurtulmuş kadrosu, bu sonucu hak etmedi diyoruz.
Neden? Çünkü partinin kurucusu Sn. Necmettin Erbakan ve kurmayları gerçekten emek verdikleri ve birçok badire atlattıkları partileri ile siyaset hayatında yıllarca yer aldılar. Hatta devlet yönetiminde hükümet oldular. Milliyetçi Cephe’de önemli hamlelerle ülke yönetimine ortak oldular.
28 Şubat ihtilali derken tabi ki hızları kesildi diğer tüm partiler gibi. Fakat isim değişiklikleri, seçimler derken ve AKP gibi bir partiyi bünyelerinin bölünmesi ile Türk siyasetine katmışken bunun kan kaybını da yaşadılar.
İşte o kan kaybını durdurmak yönündeki başarısını herkesin takdir ettiği Sn. Kurtulmuş’dan artık hayata dönmüş, siyaset yarışına katılmış ve hız kazanmış partiyi yarı yolda devralmaya kalkışmaya ne gerek var?
Kuruculara saygı daima olacak, emeği geçenlere saygı, hürmet daima olacak ama demokrasilerde partiler özel mülkiyet değil ki mutlaka bayrak teslimi olacak. Bunu da sindirerek geri çekilmek ve en azından kurduğu partinin en yüksek mertebesi olan onur üyeliği veya ombudsmanlık ile partililerine hizmet vermek, onları bu şekilde kendinden, tecrübesinden yararlandırmak en doğrusu olmaz mı?
Saadet Partisi tam ortadan kırılmıştır. İki parçayı da siyaset toprağına gömüyoruz. İkisi de kök salacak. Bakalım hangisi daha hızlı büyüyecek. SP’nin kökleri, HAS Parti’nin büyümeye eğilimi var.
Bence Numan Kurtulmuş’a Ünye Saadet Partisi Teşkilatı da sahip çıkmalı Saadet Partisi de. Sn. Kurtulmuş, Türk siyasetinde var olacaktır. Doğru, dürüst ve ülkeyi ileri taşımayı hedefleyen bir siyasetçi olarak. Düşünceleri, görüşü herkesle aynı olmayabilir. Doğru, düzgün siyaset adamı ile siyaset yapmak isteyen seçmenler varsa ki var, Sn. Kurtulmuş’a yeni partisi ile başarılar dileyip, destek olmaktan kaçınmamalı. Sn. Kurtulmuş kolay gelsin, yolunuz açık olsun diyorum.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.