son haberler

Pelin Batu Ünye’de

Yayınlanma Tarihi: 22 Şubat 2010 okunma

Misafir Kalem unyetv@unyetv.net

Pelin Batu, Ünye ve çevresinde çekilecek bir filme Mayıs ayında başlıyor. İki kız kardeş ve bir baba arasında geçen filmin çok hoş bir hikâyesi olduğunu belirten sanatçı, kültür birikimi ve aldığı eğitimlerle dikkat çekiyor.

İlk kez, Harem Suare filmiyle beyazperde de izlediğimiz ve Komiser Şekspir’de Fatsa’nın değerli sanatçısı Kadir İnanır ile perdeyi paylaşan Pelin Batu, Murat Bardakçı’nın hazırlayıp sunduğu, Tarih’in Arka Odası Programı ile de takdirleri topluyor.

Bir televizyon söyleşisinde, filme Mayıs ayında başlayacaklarını belirten Pelin Batu bu konuda daha fazla bilgi vermekten kaçındı. Yöremiz adına çok sevindirici bu gelişmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.

Sn Hamarat’a Teşekkür

Ünye-Niksar Karayolu ulaşımının duble yol kapsamına alındığını bildiren Sn. Hamarat gerçekten yöremiz için sevindirici bir haber vermiştir. Yöremiz ekonomisini resesyondan kurtaracak hamlelerden birisidir bu gelişme. Büyüme ve gelişmenin bütün yönlerinin çevre sorunlarını etkileyişine göre ele alınmasının zorunlu olduğu inancına dayanan bir ekonomi biçimidir “yeşil ekonomi” Aynı zamanda doğanın korunmasından yanayız ama İç Anadolu’nun Karadeniz’e açılan kapılarından birisinin tam işler hale getirileceğinin hem başlama hem de tamamlanma tarihlerini net olarak belirttiği için de teşekkür ederiz Sn. Hamarat’a.

Allahın izni ve gayretlerinizle (takip ve desteklerinizle)bu yol tamamlandığında bizim teşekkür etmemize bile gerek kalmayacak. Ünye’deki Niksar Caddesi ile Niksar’daki Ünye Caddesi’ni birleştiren kişi olarak geçersiniz tarihe.

Ancak tüm Karadeniz Bölgesini İç Anadolu hinterlandına bağlayan kısa ama önemli(yörenin dağlık olması nedeni ile aynı zamanda çok masraflı) olan yolların açılıyor olması- çok gecikmiş –bölgesel kalkınma hamleleridir.

Memlekete hayırlı olsun demeyeceğim, düşüncesi bile hakikaten hayırlı. Hem de çok hayırlı.

Ballı Santraller

“Bal” filmi Almanya Berlin Film Festivalin de Altın Ayı ödülünü alan ikinci Türk filmi oldu. Fatih Akın’ın Duvara Karşı filmini neden atlıyorsa bazı sunucular. Ancak 1964 susuz Yaz filminden sonra gelen bu ödül hem Karadeniz güzelliklerini hem de bir çocuğun duygusallığını anlatması bakımından son derece sevindirici.

Filmin yönetmeni Semih Kaplanoğlu’nu ödül konuşmasında daha da çok takdir ettim. Bu güzel yörede santraller kurulmak isteniyor umarım bu film ve ödül bu konuda ki tepkilerin sesi olur” dedi.

Çamlı Hemşin cennetten bir köşe ama eğimli olması nedeni ile beyaz enerji elde etmeye de elverişli. Ayrıca elektriğe de çok ihtiyacımız var. Elektriksiz ne yaparız. Terme’de de Karadeniz’in nadide alüvyon ovalarında birinde santraller kurulmaya çalışılıyor. Arazilerine karşılık milyonluk istimlâk bedelleri alanlar memnun sesleri çıkmıyor bilseler ki arazileri ödenenlerden kat be kat değerli. Bırakın Karadeniz’i Türkiye kıyılarında kaç tane ova var. Dağlık Türkiye arazisinde bu santraller cennet Hemşin’e cennet ovalara kurulmalı öyle mi? Başka yer veya alternatif yok. Terme sahillerinde yeni tür tarlalar var. Dalları kesilmiş, kökleri kurumamış keltoş fındık bahçeleri. Taa denize kadar. Bu ders burada bitmez.

Sn. Ecevit Hocam tevazu dersi de verir misiniz?

Canik Dergisi’nin tanıtım kokteylin de gördüm kendisini. Yanına gittim saygılarımı ilettim. Ünye Fakültesi Dekanlığı’ndan ayrıldığından bu yana çok zaman geçti ama değerli hocamızın “Siyaset Bilim Ders” niteliğinde ki yazıların, internetten okuyor ve çok yararlanıyorum

Hiç unutmam, Kuzey Noktası Dergisi de “Küresel ısınma ile ilgili mükemmel bir yazısı vardı. Bende, naçizane bu yazıyı hem öveyim hem duyurayım derken kurduğum cümlede unutulan tek bir kelime durumu tamamen tersine çeviren bir yazı maalesef dikkatlerden kaçarak basılmıştı.

Gazetenin yanı sıra internette de aynı hata yer almıştı. Gazete hatası ile dağılmıştı. İnternette ki hatayı düzeltmek mümkündü ama biz hatayı fark edene kadar okuyanlar bir yana hocama bu hatayı nasıl anlatacaktım. Gerçekten internette ki yazım karşısında donup kalmıştım. Hatayı haber veren arkadaşıma durumu anlattım ama hocama karşı hata bile yapmak istemiyordum. Nasıl anlatacaktım. Allah kahretsin, hocama saygım sonsuzken neden böyle bir duruma düşüyordum. Matbaa hatası yüzünden.

Hemen dosyalar dolusu müsveddelerim arasında yazımın orijinalini arayıp buldum. Evet el yazımla yazdığım orijinaller beni kurtarabilirdi bu sevimsiz durumdan. Hocamdan randevu alır ve orijinallerini gösterir ve özür dilerdim. Beni affetmeyebilirdi ama olsun en azından kasıtlı bir davranış olmadığını anlardı.

Bin bir stres ve sıkıntı ile kendisini aradım. Derdimi anlattım. Orijinalleri gösterecektim falan filan … Hocam sabır ve sükûnetle dinledikten sonra “hoca hanım böyle şeyler matbaalarda olur, bizimde başımıza geliyor, hem eleştirebilirsiniz de sizin düşüncenizdir, boşuna üzülmüşsünüz hiç önemli değil, hem bizler sizi tanıyoruz neyi niçin yazdığınızı biliriz” demez mi?

Oysa ben daha uzun uzun durumu izah edecektim. Tonlarca yük kalkmıştı üzerimden. Hocamın anlayışı ve tavrı hem şaşırtmış hem de çok sevindirmişti beni.

Olayın püf noktası şu, akademisyenler çok bilir ya onlara göre diğerleri hep cahildir ya ve tüm tevazularına rağmen tepeden baktıklarını hissedersiniz ya işte o yoktu hocamda. Herkese ve fikirlere saygı vardı, kendisinin bilgi enginliğinden kaynaklanan.

Tevazu da bilgiyi, tecrübeyi hazmetmiş kişilere bir başka “bilgelik” veriyor.

Sn. Hocam “zaman zaman tevazuu da anlatabilirsiniz” demek isterdim. Bazı özellikler yazmakla anlatılmaz. Ortalıkta o kadar çok insan geziyor ki “küçük dağları ben yarattım” diyen onları neredeyse bağrıma basacağım, her yer “bütün dağları ben yarattım” diyenlerle dolu. Bu duyguyu hissettikçe yüreğim ekşiyor. Ayy dolu dolu neredeyse her yer herkes. “ben”. “ben”. “ben” diye başlıyor herkes kendisine hayra.

Derin derin bakıyorum insanlara… Uzun uzun demir atıyorum davranışlarında ki kıyılardan yola çıkarak düşüncelerine ama nafile ortalık fazlaca sığ.

Kimilerinin sayfa sayfa yazması gerekmiyor, davranışları anlatıyor çok şeyi. İşte Sn. Hocam onlardan birisi. Hocam sonsuz saygılarımla. Sağolun var olun.

  

  

  

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Nerde O Eski Dünler

31 Ağustos 2023 okunma
Kızlar erkekler zayıflar şişmanlar zenginler fakirler dostlar akrabalar dinli dinsiz yeni doğan ya da ölümüne az kalan bizler ne yapıyoruz? Son birkaç senede, kızlar firikik ustası oldu beğeni yapana özel şovlar yapıldı ve artık mahremiyet meşrulaştı ya da... Devamını Oku

ÜNYE-AKKUŞ-NİKSAR KARAYOLU

26 Ekim 2021 okunma
    Yollar bir memleketin can damarlarıdır. Hasretlikleri bitiren, kültürleri harmanlaştıran, ekonomimizi canlandıran birlik ve beraberliğimizi sağlayan yollarımızdır. Ünye- Akkuş- Niksar yolunu kullananlar nostaljiyi, heyecanı birlikte yaşarlar. Yıllara... Devamını Oku

  NASIRLI ELLER

21 Ekim 2021 okunma
           Süleyman Erkan      Türkiye’nin güzel bölgelerinden Karadeniz’i gezip görenlerin hafızalarında mutlaka iz bırakmıştır. Karadeniz’in girintili çıkıntılı kenarları, geceleri gelinlik kızın boynuna takılı beşi birlik gibi parlar... Devamını Oku

Geçmişten Günümüze

16 Ekim 2021 okunma
Süleyman Erkan     Yaşam var oldukça hırslar, öfkeler, kinler, var olacaktır. Bu savaşı tetikleyen en önemli unsur beğenilmek, üstün olmak, başkalarından daha fazla mala mülke sahip olmaktır. Söz sahibi olmanın malla, mülkle, parayla olunamayacağını... Devamını Oku

İnsan

13 Ekim 2021 okunma
TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Temel içgüdü ve duygularla hareket eden, yeteri kadarını alan, psikolojik ve sosyolojik açıdan baskı uygulamayan, vicdansız ve çıkarcı yaklaşmayan, kötü gözle bakmayan, çalmayan, savaşmayan,... Devamını Oku

Zaman

7 Ekim 2021 okunma
  TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Neydi zaman? Doğduğum an ile öldüğüm an arasındaki yaşantım mı? Unutmak için verilen bir ilaç mı? Suratımı kırıştıran ya da saç rengimi benden alan… Neydi zaman! Babam öldüğünde... Devamını Oku

İhtiyaç Meselesi

27 Eylül 2021 okunma
TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Çok çeşitli ihtiyaçlarımız var. Hatta bazen neye ihtiyacımız var diye market ve mağazaları gezmeye başlayanlar bile var. Babaannem lüzumsuz bir şey almamamı çok söylerdi işte onlarda top balon... Devamını Oku

F-N-D-K-Ç  Ş-H-P

10 Eylül 2021 okunma
  TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Türkçe’de bir sözcük f,s,t,k,ç,ş,h,p harflerinden biriyle bitiyorsa ve ek kelimenin baş harfi d,c harfi ile başlıyorsa! Ortalık bir anda sertleşir. d=t olur t=ç olur sıkı durun bu matematiği... Devamını Oku

İş-Sizsiniz

6 Eylül 2021 okunma
  TOLGA ÖZSOY İNŞAAT TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com Neden işsiz kaldığımızı bulalım. İşsizlik yaşınız en az 24! Bunu biliyor musunuz? Temel eğitim 1 yıl, ilk eğitim 4 yıl, Orta eğitim 4 yıl, lise eğitimi 4 yıl, hazırlık 1 yıl, üniversite... Devamını Oku

Alçak Alçak Dere Yataklarına Ev Kurmasınlar

19 Ağustos 2021 okunma
  Tolga Özsoy İnşaat Teknikeri tolgahanozsoy.52@gmail.com     Hepimizin malumu olduğu Candan ERÇETİN’in “yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar” şarkısı; doğaya, doğanın tabiatına karşı gelmekten ve gelin kızlarımızı ağlatmaktan başka bir... Devamını Oku