son haberler

Ramazan Eğlence Ayı mı

Yayınlanma Tarihi: 22 Temmuz 2013 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

“Karagöz seyri değil, gözyaşı dökme ayı;

‘Bilinmez’i bilirler, bilseler ağlamayı…”

N.F.Kısakürek

Ramazan-ı şerif mukaddes aylardan üçüncüsü yani sonuncusu. Recep ve şaban aylarından sonra gelen, ‘oruç ayı’ olarak da bilinen bir ay.

Oruç İslam dininin şartlarından biri. Kuralları kitaplarda yazıyor. Buradan vaaz etmek gibi bir ukalalığın içine girmeyeceğim. Çünkü ihtisas sahibi olmadığımdan bazıları gibi ileri geri konuşmak istemiyorum.

Bilinen şu ki dinen bir ibadet olan Orçun ruhaniyetine uygun davranıp davranmadığımız önemli. Eskiler “Kötülüklerden arındırmayan ibadet hakkıyla yapılmamıştır” derlerdi. Ben bunun ne demek olduğunu anlayamazdım. Çünkü küçüktüm. Namaz, oruç gibi dini görevler insanı nasıl olur da kötülüklerden uzaklaştırır sorusuna epey cevap aradım. Ancak zaman ilerledikçe kavrar gibi oldum. Öyle hem ibadet edeceksiniz hem de yalana, dolana, talana ve her türlü fenalığa devam edeceksiniz. İyi de bunun sevabı nasıl olacak?

Her türlü ibadetin hem dünya hem de ahret ayağı vardır. Bunlardan birisi olmadığında diğeri de yarım kalır. Özellikle fakirleri, düşkünleri, kimsesizleri ramazan ayında daha çok hatırlamamız gerektiğini söylerlerdi. Peki diğer aylar ne yapacaktık? Her şey bitiyor mu? Bir ay geçtikten sonra ihtiyaç sahipleri tekrara ramazanı mı bekleyecekler? İşte bütün mesele burada…

Daha yazının girişinde şair “Karagöz seyri değil” diyor. Tabii burada Karagöz bir gölge oyunu olan ve eğlence kültürümüzde de olan bir şey. Son zamanlarda ülkemizde ramazan gelmesiyle sanki gecelerin tamamında eğlenceyle geçecek gibi bir anlayış var. Bir günün açlığını ve üzerimizdeki ağırlığını eğlenerek atmak gibi bir anlayışın içerisine girmişiz. Bun da ölçüyü kaçırmışız. Şair mısraında “Gözyaşı dökme ayı” derken kim bilir nelerden bahsediyor. Gözyaşı üzüldüğümüz zaman olan bir şeydir. Yani ağlamanın ürünüdür. Biz kul olarak hiç mi pişmanlıklarımız yok? Burada ağlamak, yapılan hatalardan dolayı pişman olmak af dilemektir.

Son zamanlarda özellikle belediyeler, vatandaşın hoşça vakit geçirmesi için bazı faaliyetler düzenliyor. Bu faaliyetlere katılan insan sayısı o kadar fazla ki; bırakın ramazan ayını, pişmanlıkları sanki ülkede hiçbir kişinin hiç bir derdi yokmuş gibi bir intibaa uyanıyor insanda. Elbette insanların mutlu olması çok güzel bir şey. ne tuhaf hem gülüp eğlenip hem de şikayetçi olan başka bir millet var mıdır bilmiyorum.

Bu bir ayda kendi içimize doğru bir yolculuk yapsak neler görürüz acaba? Bize davranılmasını istediğimiz gibi davranıyorlar; bizde bize nasıl davranılmasını istiyorsak öyle mi davranıyoruz. Her akşam vur patlasın çal oynasın ile geçen zaman ve bu zamanı geçiren insanların hiçbir şeye ihtiyaçları yok mu?

Her ne ise. Ramazanınız hayırlı olsun. “Bilinmezi” bilmek isteyenlerin çok gözyaşı dökmesi gerek…

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku

BİR KÜLTÜR TEMSİLCİSİ: AHMET SOYLU

2 Aralık 2023 okunma
  Kendisi ile tanışmadan önce ismini duymuştum. Ne zaman arkadaşlarla kültürel bir araştırmadan bahsedilse bana “Siz Ahmet Soylu’yu tanıyor musunuz” sorusunu sorarlardı. Ben de il zamanlar “hayır” cevabı versem de zamanla “İsmini sık duyuyorum”... Devamını Oku

ŞEHİT CEMAL MUTLU İLKOKULU ZİYARETİ ÜZERİNE

27 Kasım 2023 okunma
Emekli olduktan sonra eğitim camiasından kopmamak için belirli aralıklarla okul ziyaretleri yaparım. Bir eğitim-öğretim dönemi içinde her okulu en az bir defa ziyaret eder, yeni arkadaşlarla da tanışırım. Kültürel faaliyetlerim devam ettiği için de onlardan... Devamını Oku