son haberler

Ruh Gurbeti ve Vatan

Yayınlanma Tarihi: 28 Ocak 2013 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

İnsanoğlu bu her günü bir olmaz ki. İyi anları olur üzüntülü anları olur. Tabii ki sırdan halleri de.

Sosyal bir varlık olan ‘insan’ toplu halde yaşamayı tercih eder. Varlığını sürdürdüğü yerde başkalarının da olmasını ister.

İnsanın köklerinin olduğu yere bilinmez bir şekilde duygusal bir yakınlığı vardır. Bülbül ile altın kafes misali. Hangimize sorsalar en güzel yerin kendi il veya ilçemiz olduğunu söylemeyiz? Kimine göre Ünye, kimine göre Konya… Yani siz nereliyseniz orsası sizin için özeldir.

Bir de şöyle düşünelim. Yaşadığınız yerdeki insanlar bulundukları yeri sebepli veya sebepsiz terk etseler. Yani sizden başka kimse kalmasa; yani bütün tanıdıklarınız, arkadaşlarınız, dostlarınız, hatta akrabalarınız başka başka yerlerde olsa; doğduğunuz yer size nasıl görünür?

Bu soruya cevap vermek zor. Çünkü insanlar kimseyle konuşmak, görüşmek istemeseler dahi kendi topraklarında bulunmayı yine başkalarının varlığı ile severler. Bomboş bir yer düşünün. Ve siz orada yaşıyorsunuz. Sanki sürgüne gönderilmişsiniz gibi. Ama o yer sizin köklerinizin bulunduğu yer olsa dahi orada devamlı kalmak yerine tatil yeri olur sonunda.

Bu gün gurbette bulunan milyonlarca insan düğünde, bayramda, cenazede kendi memleketlerine gelip gerekli işleri yaptıktan sonra tekrar dönerler. Buna da “İnsan doğduğu yerde değil doyduğu yerde bulunur” diye bir açıklama yaparlar. Peki, çalışıp emekliliğe ayrılmış kişilerden bazıları ‘doğduğu’ yeri değil de uzun süre yaşadığı yeri niye tercih ederler?

Hayatlarını gurbette geçiren kişiler laf arasında hep asıl yerlerinden yurtlarından bahsederken sözde hasret kaldığı memleketlerinde yaşamazlar. Bu durum insanların sosyal, kültürel, ekonomik çevreleri ile ahbaplarının aynı yerde olmasından kaynaklanıyor.

Özellikle büyük şehirlerde yaşayan taşralı kişilerin yaz tatilleri dışında memleketlerinde olmaması, uzun süren ayrılığın da sebep olduğu yeni çevre edinmesiyle alakalıdır. Aslında bir ruh çelişkisi yaşar onlar. Hem memleketlerinde bulunmak ister, hem de gelemez. Doğduğu yer gözünde tüterken; yeni çevresindeki dostlarından da ayrılamaz.

İşte asıl gurbet budur…

‘Bir yerli’ olamamak…

Ekonomik olarak bütün imkanları versek dahi günümüzde bazı insanlar doğdukları yerde devamlı kalamazlar. Buna imkan yoktur. Onlar ruh gurbetine çıkmışlardır bir kere. İşleri sadece doğduğu yeri özlemektir veya arada bir uğramak.

Bizim sadece bedenimiz ‘doyduğu’ yerde değil. Rumuz da bedenimize uymuş.

“Hem ağlarım hem giderim” diyen gelin misali; hem ararım hem kalırım diyor insanlar. Ancak bazılarımız hayatımızın sonlarına doğru memleketimize gitmek isteriz. Eski yerleri dünya gözüyle bir daha görmek için. Çünkü artık onların dünya hayatları da sona yaklaşmıştır.

Siz dünyada her yerde bulunabilirsiniz belki ama dünyada bir defa kalma hakkınız var.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku

BİR KÜLTÜR TEMSİLCİSİ: AHMET SOYLU

2 Aralık 2023 okunma
  Kendisi ile tanışmadan önce ismini duymuştum. Ne zaman arkadaşlarla kültürel bir araştırmadan bahsedilse bana “Siz Ahmet Soylu’yu tanıyor musunuz” sorusunu sorarlardı. Ben de il zamanlar “hayır” cevabı versem de zamanla “İsmini sık duyuyorum”... Devamını Oku

ŞEHİT CEMAL MUTLU İLKOKULU ZİYARETİ ÜZERİNE

27 Kasım 2023 okunma
Emekli olduktan sonra eğitim camiasından kopmamak için belirli aralıklarla okul ziyaretleri yaparım. Bir eğitim-öğretim dönemi içinde her okulu en az bir defa ziyaret eder, yeni arkadaşlarla da tanışırım. Kültürel faaliyetlerim devam ettiği için de onlardan... Devamını Oku