son haberler

Sosyal Karantina

Yayınlanma Tarihi: 16 Ekim 2020 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Dünya bir yılı aşkın bir süre Covid-19 denilen virüs ile tabiri caizse cebelleşiyor. Hâlihazırda net bir neticeye varılmadı.

Bu salgın ile birlikte hayatımıza önemli kavramlar girdi. Karantina da bunlardan biri.

Tıbbı olarak nasıl açıklanır bilmem ama karantinayı tarif eden en anlaşılır ifade ‘Mecburi ikamet’tir.

Kâh bir kişi, kâh, bir ev, kâh bir apartman, kâh bir mahalle veya köy, kâh bir ilçe veya il karantina altına alındı. Bu kapsamda kişilerin bulundukları yerin dışına çıkılması yasaklandı.

Karantina tamamen tıbbi bir tedbir. Maksat orada bulunan hastalık başka yere yayılmasın, başka yerden sağlam olarak oraya gelen kişiler de hastalanıp tekrar başkalarına da bulaştırmasın.

Bu kelimeyi duymayan ve ne olduğunu bilmeyen kalmadı gibi ülkemizde.

Yarım asrı çoktan devirmiş ve kırk yıla yakın eğitim hayatımda edindiğim tecrübelerin bir kısmını kaleme almaya karar verdim. Hatırladıklarımı kâğıda aktarmayı planladım. Ancak her evin tabii gidişatı, bazen bunların sağlıklı biçiminde yapılmasına uygun olmayabiliyor. Okumak, yazmak,  düşünmek sakin bir ortam istiyor.

Hatırda kalanları satıra dökmezseniz hafızanız size ihanet eder. Eskilerin “Alim unutmuş kalem unutmamış” dediği gibi kelamın kaleme alınma zamanı gelmişti.

Ben de bunun için kitaplarımı, yazı yazılacak kâğıtları, kurşunkalemleri ve tabii ki çayı da yanıma alarak bütün bu düşündüklerimi uygulamaya yoluna gittim.

Süresi bilinmeyen bir zaman yalnız kalacaktım. Bu yalnızlığımın ismini  “Sosyal karantina”  olarak koydum. Elbet bu bir tıbbi durum değildi. Tamamen kültürel amaçlı bir uygulama olacaktı.

Sosyal karantina adlı bir kavram yok aslında. Yaptığım işe uygun düşen bir isim olduğu için bu şekilde adlandırdım.

Sosyal karantinada ne kadar kalacağımı bilmiyorum. Ancak planlamalarıma göre altı saat okuma, altı saat yazma, altı saat uyku ve altı saat ise dinlenme olarak belirledim.

Bu satırları yazdığım sırada dört günü ardımda bıraktım ve planlarıma uygun olarak “Sosyal karantina” süremi kullanmak istiyorum.

Umarım ülkede bu türlü faaliyetler sürer. İnsanların kendi kendine kalması bir nevi kendisiyle hesaplaşması, bir nefis muhasebesi yapması demek.

Gündelik hayatta yaptığımız işlerde daha başarılı olmak istiyorsak; bundan önceki dönemleri hakkaniyet ölçüsünde gözden geçirip, bundan sonraki adımları ona göre atmak için planlar yapmalıyız

Bu sürede ileride çıkartmayı düşündüğüm kitapları yazmaya başladım. İnşallah bir aksilik olmadan alnımızın akıyla bu karantinadan da çıkarız.

 

 

 

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

ANKETÖRLER NEDEN YANILDI?

26 Mayıs 2023 okunma
  Aslında ülkedeki anketörler seçim hariç diğer sahalarda oldukça başarılılar. Genel olarak yapılan bir araştırmada şayet konu siyaset değilse doğruya yakın bir sonuca ulaşabilmeniz mümkün. Ülkenin nasıl beslendiği, eğitim durumu, gelir durumu,... Devamını Oku

BOYNUMUZUN BORCU

13 Mayıs 2023 okunma
  “Geç kalmış adalet adalet değildir” sözünü bilmeyenimiz yoktur. Haklının hakkını alması için gecikme olmaması lazım. Bu hususta söylenmiş birçok söz vardır. Yazının girişine bakarak birilerini eleştireceğim sanılmasın. Eleştireceğim şey... Devamını Oku

ÇAKIRTEPE MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ İFTARI

14 Nisan 2023 okunma
Milletçe güzel hasletlerimiz vardır bizim. Zor günlerde yardımlaşmayı seven, oran itibariyle bütün devirlerde aynı olmasa da düşkünleri koruyan ve onlara sahip çıkan bir yönümüz vardır. Güzel anlarımız, kötü zamanlarımızda yanımızda bulunan... Devamını Oku

HAYATA DAİR YAZILAR

8 Nisan 2023 okunma
Ne zaman okumaya dair bir konu olsa; her ağzını açan “Okumayan bir toplum” olduk diye başlıyor ancak bu sözü söyleyen de okumuyor. Konuşurken sanki kendisi hariçmiş gibi anlaşılıyor. Yıllar önce bir veli toplantısına katıldım. Bu sefer toplantıda... Devamını Oku

ÜLKENİN AHLAK YOKSUNLUĞU İLE İMTİHANI

11 Şubat 2023 okunma
Ülkemiz muhtelif zamanlarda mühim badireler atlatır. Çünkü hamurunda zor zamanlarda birlik olma hususiyeti vardır.  Zaten onu dünya coğrafyasında bir adım öne çıkaran tarafı da budur. Felaketler her ülkenin başına gelebilir. Dünyada yanardağ patlamaları,... Devamını Oku

ÇAYA KAR SUYU KAÇINCA

3 Şubat 2023 okunma
Her bölgenin, her ilin hatta her ilçe ve köyün kendine has bazı sözleri vardır. Bunlardan bir kısmı ülkenin her yerinde bilinirken bazıları da değişerek anılır. Bu değişiklik yanlış olmasına rağmen vatandaş tarafından kabul görür. Yıllarca “Burası... Devamını Oku

Yunus Emre Ünye’de Mi?

13 Nisan 2022 okunma
Herhangi bir Ünyeliye “Yunus Emre Ünye’de mi” diye soracak olsak alacağınız cevap “evet” olacaktır. Yunus Emre bu milletin ruh hamurunu yoğuran mümtaz şahsiyetlerden biridir ve manevi alanda herkesindir. Ülkenin muhtelif yerlerinde “makamı” olduğu gibi... Devamını Oku

Ali Dayı

31 Mart 2022 okunma
Atalarımız “Yiğit namıyla anılır” dememiş boşuna. Bazı isimler vardır ki kimlikte yazanın önündedir. Ali Dayı’da öyle. Kendisini şahsen epey geç tanıdım. Bugünkü Sağlık Ocağı karşısında mütevazı bir dükkânı vardı. Her kahvaltıda namını... Devamını Oku

Meydan Simitçisi

28 Şubat 2022 okunma
Siz karanlığı bilir misiniz? Sokak lambaları hayatımıza girdiği günden beri “zifiri karanlık” hayatımızdan çıktı. Bütün lambaları kapatsak bile hareketli olan her şeyi siluet halinde görebiliyoruz. Zifiri karanlık hayatımızdan çıktığı günden beri,... Devamını Oku

Bir Şehir Nasıl Bozulur?

15 Şubat 2022 okunma
Meşhurdur, “Bülbülü altın kafese koymuşlar, ah vatanım” demiş. Bundan dolayı her köy, ilçe, il diğerlerinden hep güzeldir. Kime göre? Orada yaşayanlar veya oralı olanlara göre. Her yerin güzelliği kendine göredir. Yeryüzü yaratıldığından beri... Devamını Oku