son haberler

Tokulcuk

Yayınlanma Tarihi: 4 Şubat 2013 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Her insanın olduğu gibi benimde çocukluk yıllarıma ait unutamadığım hatıralarım var. O yılların çok çabuk geçtiğini düşünürüm nedense. Kendimize ait bir çevrede, aynı adetlerin geçerli olduğu bir coğrafyada, kendimize has bir yaşama şeklimiz vardı. Günümüzün büyük bir kısmı oyunla geçerdi. Oyuncaklarımızı genellikle kendimiz yapar, çok az hazır oyuncak alırdık. Bulunduğumuz beldenin kendine has; toplu oynanan oyunlarını da oynardık.

Karadeniz’in şirin (böyle tarif adettendir) bir sahil köyünde ikâmet ederdik. O zamanlar köyümüzde elektrik yoktu. Gaz lambası ile aydınlanır, elektrikli hiçbir eşyayı kullanamazdık. Samsun, Ordu karayolu üzerinde Perşembe ilçesine bağlı bir köydü. Altmışlı yıllardı. Türkiye daha televizyon denilen sihirli kutu ile tanışmamış, komşuluk münasebetleri azalmamıştı. Komşumuzun diş ağrısını biz de hisseder derdiyle hemdert olurduk. Tarıma dayalı köyün komşuluk ilişkileri sağlam, ekonomik yapısı bozuktu. Yine de komşularımıza yardım eder veya komşularımız bize yardım ederdi. O zamanlar bunun adına/yardım etmeye aptallık denmezdi.

Böyle adet ve hasletlere sahip köyümüzde, o yıllarda bizler çocuktuk. Büyüklerimiz bize bildiği bütün iyi şeyleri evde öğretmeye çalışırdı. Çok azımız bu iyi davranışları okula gittikten sonra unuturdu. Bizlere haktan, saygıdan, sevgiden bahsederlerdi. Yalandan, dolandan, talandan uzak durmamızı öğütlerlerdi. Açıkgözlük ve uyanıklık gibi terimlerin anlamı bu günkü gibi değildi. Şehire gidince nasıl aldanmamamız gerektiğini daha önce gidenlerden öğrenirdik. Şehirde okumuş yazmış kişilerin fazla olduğunu, bazılarının çok uyanık olduğundan bahsederlerdi. Uyanıklık terimi o zamanlarda şimdiki gibi anlaşılıyordu. Anlamında fazla bir değişiklik olmamıştı.

O zaman oynadığımız oyunlardan biride “tokulcuk” adı verdiğimiz, disk şeklinde taşlarla küre biçimindeki taşlara atış yapardık. Bizim oralarda o zamanlarda yuvarlak olan şeylere “tokul” denirdi. Tokulcuk:“ küçük tokul” demekti. İyi dönerdi. Sadece taşların dönenine isim verilirdi. O zamanlarda sadece yuvarlak taşlar dönebilirdi. Teknik ilerlemediği için başka şeyler dönemezdi. Şimdi ise dönenler çoğaldı.

Tokulcuk oynadığımız taşlarımızı kuytu yerlere saklardık. Sabahtan sakladığımız yerden alır, oyunumuza devam ederdik.

Günlerden bir gün, taşımı akşam sakladığım yere sabah erken gitmiştim. Taşı almak için elimi uzattığım da elime bir poşet geldi. İçesi tamamen bozuk para doluydu. O zamanlar bir ekmek ki bu gününün ikilik ekmeyi kadar vardı; yüz kuruştu. Bulduğum paraların hepsi beş kuruş, on kuruş karışımı idi. Tamamının kaç lira olduğunu bilmiyordum. Bir gazete 25 kuruştu. Ben bu paralarla her gün gider bir gazete satın alırdım. Bu uzun süre böyle devam etti.

Bir gün gazeteyi satan bakkal babamı çağırmıştı. Babama “senin çocuk her gün gazete alıyor, bu kadar parayı nereden buluyor” diye sormuştu. Babam bu soruyu büyük bir merakla bana sordu. Ben durumu net olarak açıklayamasam da sırrım açığa çıkmıştı.O günden sonra gazete alamadım.Bakkal bir yanlışlık yapmamam için benim bu durumumu babama iletmişti. O zamanlarda köyümüzün ahlâk anlayışı içinde böyle şeyler de vardı.

Aradan yıllar geçti. Sigara ve içki gibi maddelerin on sekiz yaşından küçük kişilere satışı yasaklandı. Bakkalda tane işi sigara satıldığı günler de oldu. Öğrenciler ve paket alamayacak kadar parası olmayanlar için… Önceleri bu kadar parayı nereden buldu diye babama şikâyette bulunulurken şimdi ne hale geldiğimizin bir göstergesiydi bu.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku

BİR KÜLTÜR TEMSİLCİSİ: AHMET SOYLU

2 Aralık 2023 okunma
  Kendisi ile tanışmadan önce ismini duymuştum. Ne zaman arkadaşlarla kültürel bir araştırmadan bahsedilse bana “Siz Ahmet Soylu’yu tanıyor musunuz” sorusunu sorarlardı. Ben de il zamanlar “hayır” cevabı versem de zamanla “İsmini sık duyuyorum”... Devamını Oku

ŞEHİT CEMAL MUTLU İLKOKULU ZİYARETİ ÜZERİNE

27 Kasım 2023 okunma
Emekli olduktan sonra eğitim camiasından kopmamak için belirli aralıklarla okul ziyaretleri yaparım. Bir eğitim-öğretim dönemi içinde her okulu en az bir defa ziyaret eder, yeni arkadaşlarla da tanışırım. Kültürel faaliyetlerim devam ettiği için de onlardan... Devamını Oku