Yayınlanma Tarihi: 30 Nisan 2012 — okunma
Geçen yıl Sakıp Sabancı Müzesin’de izlediğim Picasso Sergisi’ni yazmıştım.
PİCASSO bir yana, Türkiye’de insanların müze ziyareti için kuyrukta beklemesinin de çok önemli bir gelişme olduğunu belirtmiştim.
Güzel bir günde, güzelim İstanbul’ da, eşsiz boğazın kıyısında, hem klasik, hem de modern Sakıp Sabancı Müzesi’nde kızlarımla izlediğim serginin beni çok etkilediğini de yazmıştım.
Hatta hiç başaramadığım halde, bir aradaki bu kadar güzellik karşısında şiir yazmak hevesine kapılmıştım.
Bütün bu güzellikler içerisinde, SSM’deki, “HAT SANATI” bölümünde Ünyeli Mustafa Rakım Efendi ve kardeşi İsmail Zühdi Efendi’lerin eserlerini izlemek hepsine bedeldi.
“Ünyeli Mustafa Rakım ile Picasso’dan bir kol boyu uzakta olmak, ikisinin de aynı çatı altında buluştuğunu bilmek, çok heyecan verici” demiştim. Erguvanlı boğaz manzarasından daha güzeldi Mustafa Rakım’ın eserleri.
O zamana ait tek üzüntüm ise, Mustafa Rakım’ın eserlerinin önünde insan kuyruklarının olmaması idi.
14-Ekim 2007 Hürriyet Pazar ekinde Gila Baymaour’un yazısını okuyunca daha da çok sevindim.
Dünyanın en zengin sanat koleksiyonlarına sahip Doeutsche Bank yetkilileri, Sakıp Sabancı Müzesi’ne başvurarak, bir karma sergi projesinden söz ettiler.
Doğunun klasik, batının ise modern soyut eserlerini bir arada sergilemek istediler.
Yazarın dediği gibi “muhteşem ama içine dönük” doğu eserleri, Asya ve Avrupa köprüsü İstanbul’da, SSM’ de, Avrupa deyimi ile BLİND DATE, yani “Habersiz Buluşma” olarak sergilendi.
Uluslararası çağdaş sanatçılar ile ünlü hattatların 15. yüzyıla uzanan eserleri ilk defa birlikte yayınlanıyor ve Ünyeli Mustafa Rakım Efendi bu buluşmanın başrol oyuncusu.
Celi ve sülüs tekniği ile hazırlanmış yazı kuşağı kalıpları sergide baş köşede yayımlanırken bu yazı kuşağı kalıpları ile yazılmış orijinal yazılar, Nüsretiye Camii duvarlarını süslüyor.
Karaköy Meclisi Mebusan Caddesi üzerinde ki Nusretiye Camii 1822’ de Sultan II Mahmut tarafından, daha önce yanan caminin yerinde yaptırılmış çok zarif bir camiidir.
Mustafa Rakım Efendi ve İsmail Zühdü Efendi’ye ait diğer eserler ise Sultan Ahmet de, Türk ve İslam eserleri Müzesi’nde “HAT ESERLERİ” bölümünde sergilenmekte.
Topkapı kadar ziyaret edilmeyen bu müze de, ayrıca dünyanın en zengin halı koleksiyonu bulunmaktadır.
Celi ve sülus tekniğinde oluşturduğu gelişmeler başarılı uygulamaları ile takdir gören Rakım, kalem güzeli diye anılmaktadır.
Rakım’ın eserlerinden bazıları ise Fatih’de Sultan Mahmut Annesi Türbesi ve Topkapı Sarayında iki Kuran-ı Kerimi ve Gülhane Parkı karşısında ki sokak da ki çeşmede yazıları bulunmaktadır.
Nusretiye Camii’nde ise Nebe Suresi’ni altın yaldız ile zemine işleyen Rakım, hat sanatında devrim yaratarak, bu sanatın en olgun örneğini hayata geçirmiştir.
Ömrünün son zamanlarında yeteneği sayesinde Sultan II. Mahmud’a bu yönde hocalık dahi yapmıştır.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.