Yayınlanma Tarihi: 4 Nisan 2011 — okunma
Ünye Ticaret Odasının konferans salonu çok güzel ve teknik donanımı da harika. Rıfat Hisarcıklıoğlu salonu tabiî ki Ticaret odası toplantıları için yeterli fakat Ünye içinde bu niteliklere sahip bir konferans salonu dilemeden edemiyor insan.
Konferans demişken cumartesi günü Ayşe Haznedar hanımefendinin gelenekselleşen “Haznedar Konferansları” çerçevesinde, Gazi Üniversitesi Pr. Dr. Ayşegül Ataman hanımefendinin “Üstün zekâlı çocuklar için anne babalara uygulanabilir stratejiler “konulu konferansı vardı.
Aynı gün aynı saatte de Ünye Belediyesi’nin konferansı vardı.”Çocuk ve Beslenme” konulu. Ona da katılmak isterdik zamanımızın el verdiği ölçüde fakat bu çakışmaya bir anlam veremedik. Kalkıp Ankara’ya gitseniz bile bırakın yerinde olmayı, yurt içinde bile bulamayacağınız kadar meşgul bir hocamız Ünye’ye kadar engin bilgilerini aktarmaya gelmiş. Bu çakışmanın biraz dikkatsizlikten kaynaklandığını düşünüyoruz. Belediye Meclisi üyelerimize de bir mesaj yollayarak alacakları bir karar ile Ünye’ye modern ve donanımlı bir konferans salonu kazandıracaklarını umuyoruz.
Ünye ticaret Odası Rıfat Hisarcıklıoğlu salonunda Pr.Dr. Celal Tarakçı beyefendinin, “Mehmet Akif’i Anlamak” konulu konferansına katıldık.Meslektaşımız Fatih Ordu’nun hatırlatması ile.
Birçok bilgiyi parlak zeka ile damıtarak sadece birkaç satır ile herkesin kanının donduracak dersler vererek yazan bu değerli şairimizi de yeterince tanımadığımızı biliyorum.
Atasözü gibi satırlardan bazılarını buraya aktararak sizlerle paylaşmak isterim.”dünyada ne kadar gerilik varsa tembellikten, ne kadar ilerilik varsa çalışkanlıktan”
Kuranda ki” hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?” sorusuna Akif’in cevabı” bir olmaz, bilen insan, bilmeyen ise hayvan”.
“Çanakkale, Kurtuluş Savaşı’nın ön sözüdür.”
“Cehennem olsa da gelen göğsümüzde söndürürüz” sözleri Mehmetçiğin neden kahraman olduğunun özeti adeta.
“Bir hilal uğruna ya rab ne güneşler batıyor” diyerek çok değerli Mehmetçiğe ne kadar değer verdiğini göstermiştir.
Ünye Ticaret Odası konferanslarından Mehmet Özyurt hocamızın konferansını kaçırdığıma üzülürken, Hasan Şimşek’in’de böyle bir salonda bu tür konferanslar düzenlemesini takdir etmemek mümkün değil, özellikle böyle bir salonu Ünye’ye kazandırmış olmasını da.
ÜSTÜN ZEKÂLI ÇOCUKLAR,
Bu konu çok önemli ve özel özellikle çocuklar. Fakat Sn.Ataman’ ın belirttiğine göre yurdumuzda üstün zekâlı çocuklar ile ilgili pek bir kurum yok. Oysa bilim gelişmenin lokomotifi. Herhalde bilimsel buluşlar normal zekâlı insanların faaliyetleri ile gerçekleşmiyor.
Üstün zekâlı çocuklar için uygulanan 6666 sayılı kanunun da artık uygulanmadığını belirtti sayın hocamız. Suna Kan, İdil Biret gibi harika ve üstün yetenekli çocuklarımızı tespit etmemiz bile nerede ise el yordamı ile. Yani bilimsel bir araştırmaya başvurmazsa aile.
Okullarda da özel bir uygulama yok. Ayrıca bizlerin zamanında çok önemli olan fakat bu gün çok yaygınlaşan “Fen Liseleri” üstün zekâlı çocukların odaklandığı bir kurumdu. Fakat bu gün aynı kaliteden söz etmek mümkün mü?
Biz yine de kısaca hocamızdan öğrendiklerimizi aktaralım. Üstün zekalı çocuğu tanımlayabilmek için ip uçlarını.Örneğin, denemelere meraklıdır, çok sorar, senkronize olamaz, aktiftir, esprilidir, risk alır, bellek çok güçlüdür ve yaşıtlarından her alanda iki gömlek üstündür.
Hocamız samimiyetle diyor ki;aileler çocuklarını bize getirdiklerinde, gerçekten üstün zekalı bile olsa çok da abartmayız.Çünkü öyle bile olsa sonuçta çocuk ve bir daha asla çocuk olamayacak.Varsın çocukluğunu gerektiği gibi normal çerçevelerde yaşasın.Hepsinde olduğu gibi konferansı tamamlayamadan çıkmak zorunda kaldım.Her iki çok değerli hocama da teşekkürler.Kırmızı beyaz lalelerin arkasından “salona da bahar gelirmiş” dedik.Beyler alınmayın ama bayanlar bir harika.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.