Ünyeli Konyalı Hizanlı Fizanlı Çomak ve Çöplük

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Bir yerli olmak ve bilinmek mühim şey aslında. “Nerelisin” sorusuna insanın vereceği bir cevap olmalı. Aksi takdirde “aidiyet” denilen şey kaybolur hayatımızdan.

“Bir yerli olmak” bazen “iyi insan olmak” demek olmuyor. Bunun ters tarafları da var. Silah gibi mesela. Sen düşmana çekersin, düşman sana… Niye ve kullanmaya bağlı.

Her yerde anlatılan şey. Bir anlaşmazlık olsa ve taraflardan birisi yabancı olsa; yerli olan mutlak haklı. Sanki toplum kuralı olmuş.

Son zamanlarda; trafikte daha iyi anlıyorsunuz bunu. Ülkenin neresinde olursanız olun “oralı olan” kurallara karşı pek “oralı” değil. Sanki ihlal yapma hakkına “onlar” sahip. Ha Ünyeli, ha Konyalı fark etmez. İster Hizan’da ister Fizan’da olun. Başının bir derde girerse siz mutlaka haksızsınız demektir.

Yani horoz ve çöplük meselesi.

Ancak ikisi de yerli ise “ şey olunca çomak saklar” sözü devreye girer. Ne de olsa Fizanlı ikisi de. Yani her taraf “çöplük” oluyor o zaman.

Trafikte en ihlal edilen şey hatalı sollama değil hep. Bir de “sağlama” var. Geçenlerde bir otomobil, sağımdan geçip önümüze geldi. Yani biz önümüzdeki araçla nizami takip mesafesi bırakmışken, yani işin doğrusunu yaparken, sen tut sağdan geç ve önümüzdeki taşıtla aramıza gir.

Olacak şey mi şimdi?

Oldu.

Peki, çarpsak ne olacaktı?

Arkadan vuran suçlu.

Yahu senin orada olmaman lazım. Kim bilir ters taraftan geçip arkasını senin önüne getireceğini.

Şikayet falan etsek derdimizi nasıl anlatacağız. Çöplük başka… nasıl öteceğiz orada. Hem durum belli: Senin önün onun arkası çarpışmış.

Kitapta arkadaki suçlu…

Şimdi kitabı değiştirecek halimiz ve vaktimiz yok kısa sürede.

Zor iş yabancı olmak trafikte.

Eskiden yerliler; oralı olmayanları misafir olarak görürdü. Şimdi de görenler var. Sayıları azalmış.

Günümüzde yabancı bazen “yonulacak kaz, bazen şamar oğlanı” olarak görünüyor. Bir de arkadan çarpma işi olmasa. Kimse sormuyor ki orada “şeyinin işi” ne diye…