son haberler

“YAĞMURLAR ÜLKESİNDE ÇOCUK OLMAK*” ÜZERİNE-3

Yayınlanma Tarihi: 8 Haziran 2016 okunma

Ertan ALP alpertan2006@hotmail.com

Yağmurun ve Çocukluğun Potasında Yerel Sözcükler

Şeref Bilsel’in giriş yazısında belirttiğine göre Karadeniz’de bugün de sözlü kültürün egemenliğini devam ettirdiğini görmek mümkündür. Folklorik öğelerin canlı birer anıt gibi durduğu genellikle denizden uzak ve engebeli iç bölgelerde, dışa kapalılık ve sanayileşememe söz konusu olduğu için bu zor hayat koşulları ve kişilik reaksiyonlarını belirleyen kimlik tipleri yerel söz varlıklarının dolaşım gücünü de etkilemektedir. Sözlü kültürün birçok sözcüğünü ve söz varlığını okuduğumuz Yağmurlar Ülkesinde Çocuk Olmak’ta, geçmişin dilsel ikliminin geleceğe uzanması çocukluk değerlerine olan bağlılığı da gösterir. Uzun zaman önce bir kültür gezisi için Trabzon’a gittiğimde gezide bana yoldaş olan değerli bir büyüğümle Akçaabat’ta köfte yemeye oturmuş, köftelerimizi bekliyorduk. Denizi yalayan köfte lokantasından dalgaların kıyıya ve lokanta duvarına vuran seslerini dinlerken onun uzaklardan birini çağırır gibi ufuk çizgisini yakalamaya çalışan gözlerine odaklanmıştım. Birkaç dakika daha bu yağmursal görüntü devam ettikten sonra bir bilgenin derin iç çekişiyle şunları söylemişti bana. Bu sözleri kafama öyle kazımışım ki bugün bile hatırlıyorum. Sözcükler büyülüdür işte:

-İşte, kardeşim, bizler aha bu Karadeniz gibiyiz. Yeri gelir bir kadın gibi sessiz ve uysal, yeri gelir bir erkek gibi gürlek ve dalgalıdır sözcüklerimiz…

Bu cümle ve onun arkasında yatan coğrafyanın gizemi günlük yaşamda sözlü kültürün yansımaları olarak da karşınıza çıkabilir. “İnsan en çok yaşadığı yere benzer”se söz varlığı da bu yerin şiirsel magmasını kuşatır. Yaşam akıp giderken gerçeklik Karadeniz’e bir şeyleri hala fısıldamaktadır. Sözün büyüsü ve gücünde kendini sınayan katı coğrafya baştan ayağa yansımıştır dile kemiğe. Yaşar Bedri’nin dediği gibi ” Bütün bunlar denizin başının altından çıktı.”

Görmek ve dokunmanın uzun yolculuğunda doğayı kavrayan ve dönüştüren akıl, sözcüklerine Karadeniz’de en çok yağmurun şiirsel sesini katmıştır. Bunun için İlhan Berk’ten el alsak yeridir: “Dokunmak fırtınalı bir yolculuktur.”

Karadeniz’in deniz ve yağmurla harmanlanan sokaklarını, köylerini ve kasabalarını gezdiğim bütün zamanlarda aşağıda sizinle paylaşacağım söz varlıklarının yanında nice gürültüyle topraktan fışkırmış sözcük ve söz grupları sayabilirim size. Yeşilin ve mavinin şiir yazdırdığı coğrafyaya kendi damgasını vuran folklorik sözcükler, kıyı ve iç kesimleri ruh halinin yanında dilinde de ufak da olsa bazı değişiklikler gösterir. İşte bu farklılığın ortaya koyduğu söz varlıksal güzellik baki kalan son sedanın yine doğa-ana olacağına dair bir belirtidir.

Arada bir yağmura tutunun, denize sarılın. Eğer bir gün yolunuz Karadeniz’e düşerse sizinle paylaştığım bu sözcükleri no edin, onların büyüsünü mavinin ve yeşilin insanlarına sorun. Emin olun ki bir sözcükten bir denizi ayağınıza getirecekler, bir yağmurdan binlerce türküye devşireceklerdir.

1.kalandar(Ahmet Özer)

1.Eski takvime göre yılbaşı olarak bilinen 13 Ocak gecesinin bayram niteliği taşıyan yöresel adlandırılması

2.korku kaldırmak, nuska(muska),apanti, şokali, farfatara(gece kelebekleri),zayalanmak, ay parayı kaldırmak, bok oynamak, cizlavet, çuruşi(sipsi),peki(ekmek pişirmeye çamurdan kap),darni, serender, minci(ekşimek,çökelek),yangaz peyniri, süt tiftisi, fitruka, komar gülleri, ander kaybana, seke, koma(yolun kenarındaki toprak duvar veya yüksekti),fikkuku(böğürtlen),teşurmek(düşürmek),teşirmek(devşirmek),deremen(değirmen),miyos etmek(Ahmet Tula)                Apanti, bir çeşit ekmek. Şokali, kurumuş mısır koçanının kur kabukları. Bok, diğer adı yığın olan bir çocuk oyunu.

3.ğıyar(hıyar),meci(imece)(Alper Taş)

4.ışkın,ganzilis(fındık toplamadan sonra geride kalanları arama)(Arzu Kalkan Ateş)

5.serander,kaful,mora,gugar,kalandar,ganzilis,zuluf,patos(patoz),lazut,acırak(Atilla Aşut)

6.gukku,aldavur,bokuç(lambaza), kemre, dulundu(Bekir Gerçek)

7.hanbar(Cafer Hergünsel)

8.koleti peyniri,minci,met(Cevdet Çepni)

9.gukku(saklambaç)(Çiğdem Sezer)

  1. jarse inek,cugal,laçi(Faruk Aksoy)

11.kargalak,cırıgta,sargona cazıları,zargana,lot,cüz,deresoda puliya,kalaş eserken,sumru,fuştul saçlı,hohol,merek,kelif,kalandaris kulandaris,yoroz,trangela,pargamin,çam yapmak,ağ matizlemek,külek,longuz,pisik,zifin,bardi,mamula,tamara,korop,hanefta(Fatma N.)

12.kelep(Gökhan Akçiçek)

13.kafega,salikutra,kulak teler,ya afkurmayın,afkurma,ander,gaybana,ofla,gorgot,minci,ifteri,kom,çalkama,karakonculo,kert-,keşan,boğda unu(Habibe Ayvacı)

  1. sahan(tabak)(Habip Demircan)

15.hember,kıran,çıngı,klam(Hasan Seçkin)

16.mile,fotik,emen,zıdıf zıdıf kes da gel,çappa oyunu,kulbaç(Hayati Baki)

17.furuç(Hayrettin Geçkin)

18.düven(Hüseyin Akın)

19.zodi zodi,hodiga,esir oyunu,bokuç,kosgovel,dalgaya asılmak,viya çekmek,cırcırlama,kamburlama,kargalak(çam ağacı parçacıkları)(İhsan Topçu)

20.komen,donbik dalya(çotura),cereyan(İlyas Tunç)

 

21.cılga,pırrav,tahnal(taflan),belleme,babadirek,dolmalık,yaykın,yemişgen(ormanyemişi),börtlen(böğürtlen),merölcen,kaldirik,nivik,hoşguran,bileki,sayvan,alaf,güz kaldırma(hasat),fraktı,keme,ökle-,çangal(İrfan Yıldız)

22.raf(terek),seku(İsmail Hakkı Demircioğlu)

23.termon,meci,kovalicari(Kadriye Müftüoğlu)

  1. minzi,caranbula(Kenan Sarıalioğlu)

25.amofte(Mehmet Kuvvet)

26.karduf kuyulama(Mehmet Yazıcı)

27.hark,geçek,göllenip çimmek(Murat Karacan)

  1. ırgalanma,ışgın,çotanak,gogil,cıvcıv etmek,güllüğe gitmek(Mustafa Akar)

29.sinmeç,tombala,ışık böcükleri,göynek,çimmek(Osman Canik)

30.başak et-,çeç,yanıkara,kunduzavlo(Osman Çakmakçı)

31.viya gitmek,kalafata almak(Önder Aydın)

32.duta,cıvıl(Refik Baskın)

33.cicili,ellik(Semih Poroy)

34.aşgana,cırıtta,güdüne,kavlağa,mıras,bokeç,güvercin takla,sinnenmeç,çort,sakırtlak,girebi,paldır,harar,şelek,gerevu,gelberi,dırmaç,tam,carcur,gırgır,tirol,diremit,taran,saçma,çöten,sarısandal,kuş lastiği,cıdık,gerce,mastele,külek,hızan,alaf,mazı,tam,serander,güdüne,çitte,putana,gufa,fingil-metelik,atalık(Seyfullah Çiçek)

  1. soç ağaçları,goci,kıni(çelik çomak),cizlavat(Şener Aksu)

36.atma türkü,fifilik,minci(çökelek),dırani/darni(Şeref Bilsel)

  1. üzdür-,ganziliys(Tuncer Yığcı)
  2. pag,sarağanayı kur-,burbidak,lag,zara varon(Tülay Kızılhan)
  3. komar,çifin,fambur,sufana git-,minci(Veysel Çolak)
  4. helme,karnalcı,gavlak,çakırdak,çakçak(Yaşar Bedri)

Sonuç Yerine:Şener Aksu’nun dediği gibi “İnsan hangi kalıba doğarsa öyle biçimlenir.”Önemli olan ol mahi ki derya içre incinin kıymetini bilmek.Önemli olan ol kuşlar ki yağmurda illa da sıcak bir kuytuya tünemek.Mavi ile yeşil,deniz ile yağmur arasında “Yağmurlar Ülkesinde Çocuk Olmak” Türkçeyi başka bir sevmektir kardeşim…

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”sından Gül Uğultuları-5

24 Şubat 2017 okunma
XXIII.Patiska,bir babanın daha sonra uçup gitmiş bir öpücüğünün tende uyumasıdır. Baba,ömrün yitiği ise anne bu yitiğin ömür mersiyesidir.Bütün yitikler bir güzü çağrıştırır şaire.Baba giderse sözcüklerin omurgası düşer,giden anne ise eğer... Devamını Oku

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”Sından Gül Uğultuları-4

3 Şubat 2017 okunma
XXI.Patiska,bir aile fotoğrafında kardeşini yitiren şiirdir. Akçiçek,kardeş sevgisini varlığının oluşturduğu şiirsel gömleği şiirlerine giydiren ender şairlerdendir.Acıyı şiirin ontolojik sorunlarından ve gerçekliklerinden biri haline getiren... Devamını Oku

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”Sından Gül Uğultuları-3

30 Ocak 2017 okunma
XVII.Patiska,yitirdiklerimizin aynasında varlığımıza varlık katan geçmişin anne ve kardeş yüzüdür. Aslında o tükenmez “Şairin hayatı şiire dahil.” sözünün en gerçekçi imgelerinden birini oluşturur Akçiçek.Geçmişin tortusu,kendi... Devamını Oku

GÖKHAN AKÇİÇEK’İN “PATİSKA”SINDAN GÜL UĞULTULARI-2

20 Ocak 2017 okunma
XI.Patiska,doğayı anlamaya çağıran bir şairin gül uğultusundaki dildir. Uğultu belirsiz ve gizemlidir.Yaşanılan gerçekliği tam olarak anlamlandıramamamın yarım sesidir.Onun şiirinde bazen insanlar da uğultuludur.İçimizde edindikleri yer,öznenin... Devamını Oku

GÖKHAN AKÇİÇEK’İN “PATİSKA”SINDAN GÜL UĞULTULARI

13 Ocak 2017 okunma
I.Patiska,sevgilinin “saçlarına dadanan kırlangıç sürüsü”dür. Anıların bireyin iç dünyasında oluşturduğu dinginlik hali…Sevgilinin yaşamı,zamanı ve mekanı güzelleştirme şarkısı…Tematik anlamda yaşadığı ve şiirinin iç... Devamını Oku

ÇOCUKLAR KANAMASIN ALLAH’IM…!

30 Aralık 2016 okunma
Hangi kandan olup olmadığınız kana yüklediğiniz değerlerle doğru orantılıdır… kan ağlamak kan akıtmak kan akmak kan alacak damarı bilmek kan başına çıkmak kan beynine sıçramak kan boğmak kan çekmek kan çıkmak kan dere gibi akmak kan gelmek kan... Devamını Oku

Gençliğin Şiir Algısı Bağlamında Hızla Kana Karışan Bir Seçki:”Gece Uçuşları”-2

30 Kasım 2016 okunma
İshak Reyna, çağdaş şiirin birikimlerini gençler için toplumsallaştırmaya çalışırken özellikle zamanının büyük bir bölümünü okul tipi öğrenme süreçlerinde geçiren gençlerimizin okulda edinemedikleri şiir okuma ve şiir kültürü edinme... Devamını Oku

GENÇLİĞİN ŞİİR ALGISI BAĞLAMINDA HIZLA KANA KARIŞAN BİR SEÇKİ:”GECE UÇUŞLARI”

28 Ekim 2016 okunma
Modern tüketim toplumlarının en gizli öznesi günümüz gençliğinin farklı toplumsal sınıflarda oluşturduğu kültür algısı şiiri nerede konumlandırıyor?Eğer kültürel bağlamda bir post-modernizmden bahsedilecekse modern bireyini dahi bir sanat algısı ve... Devamını Oku

Bakış Dışı

14 Ekim 2016 okunma
tek göz gerçekleri görürü iki göz yalanları bir gözümü çıkardım rüyaya dalmak için ölürken bir gözümü ekledim sancılı yüreğime başka gözler de düştü oradan buradan gözlerimin içine göz okyanus,göz uzak denizleri sessizliğimizin en çok seni... Devamını Oku

Şiir Günlüklerinden-27

7 Ekim 2016 okunma
Temiz Sığınak “Gidin ölüme dek şiirler okuyun.Çünkü temiz kalacağınız başka bir olanağınız yok.”(Şükrü Erbaş) “Şiir Bizde Olandır…” Bugün okula yeni başlayan 9. sınıf öğrencilerine Behçet Necatigil’in... Devamını Oku