Geçmişten Günümüze

Misafir Kalem unyetv@unyetv.net

Süleyman Erkan

  Yaşam var oldukça hırslar, öfkeler, kinler, var olacaktır. Bu savaşı tetikleyen en önemli unsur beğenilmek, üstün olmak, başkalarından daha fazla mala mülke sahip olmaktır. Söz sahibi olmanın malla, mülkle, parayla olunamayacağını anladığımız an çok geç kalınmış oluruz. Asıl söz sahibi olmak, iş yapmak, hatır gönül yapmak, bilgi birikimi, tecrübe, akıl, gözlemle okumakla olunacağını bilmekten geçer.

Bilgi, deney ve tecrübenin nesillere ulaşma yolları sözlü, yazılı, resimle, töreler ve geleneklerle aktarılır. “ Danışan dağ aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış.”

Antakya müzesinde ki bir lahitten alınan yazı günümüzün yaşam koşullarına nasılda ışık tutuyor. Duvarda yazan söz M.S.65 yılında vefat eden “ Seneca” düşünüre ait, Antakya müzesinde ki lahitten alıntı;                                                                                                                                                                                                             “ – Para ile satın alınan sadakat, daha fazla para ile satılır.

– Başlayan her şey biter.

– Büyük bir servet büyük bir köleliktir.

– Ölüm, bazen ceza, bazen armağan, çoğu zaman da bir lütuftur.

– Yeryüzünde gün ışığına laik olmayan nice insanlar vardır. Ama Güneş her gün yeniden doğar.

– Hayatı komedi sananlar, son esperiyi iyi düşünsünler.

– Yaşıyorsak hala umut var demektir.

– Aza sahip olan değil, çok isteyen fakirdir.

– Hayatı kaybetmekten daha acı bir şey vardır, yaşamın anlamını kaybetmek.

– Unutmazsam senin, affetmezsem onun canı acıyacak. Unutma; affetmek ve unutmak sadece iyi insanların intikamıdır.

– Ey hayat, senin bu kadar önemli tutulman ölüm sayesindedir.

– Unutma ki birlikte olduğun insanın geçmişini kurcalamak; onunla kurmayı düşündüğün geleceği yok etmekten başka bir şeye yaramaz.

– İnsanları tanımak için onları sınamaktan korkmayın; çünkü kaybedilmesi gerekenler, en önce kaybedilmelidirler.

– Gençliğinde bilgi ağacını dikmeyen, yaşlılığında rahatlayacağı bir gölge bulamaz.

– Hafif acılar konuşulur ama derin acılar dilsizdir.

– ÖLÜM HER ŞEYİ EŞİT KILAR.”

Yaşamın içindeki sevinçleri, mutlulukları, acıları tarihin süzgecinden geçerek günümüze kadar gelmiş bu cümleler hala içeriğini korumaktadır. Dünü yaşayanlar, bu günümüze güçlü bir ışık tutmuşlardır. Yeter ki bizler bu güzelim sözleri sözde değil de özde taşıyıp, günümüzde geliştirip uygulamalıyız?