Yayınlanma Tarihi: 9 Haziran 2011 — okunma
Çağdaş siyaset sistemlerinde birey ve birey hakları kutsal kavramlardır. Bugünkü devlet, yurttaşlar için vardır. Aynı şekilde bireylerin doğal hakları diye kabul edilen (yaşam, mülkiyet, özgürlük gibi) hakların toplum tarafından bile ellerinden alınamaz olduğu düşünülmektedir. Çağdaş anayasaların girişlerinde her zaman bireylerin yaşamak, özgürlük, mülkiyet, çalışmak, düşünmek ve düşündüğünü ifade etmek gibi doğal, vazgeçilmez, devredilemez haklarına değinilmektedir.
993 yıl önce yazılan 13290 dizelik Kutadgu Bilig’den yardım alarak bu hakkımı kullanmak isterim.
“Ey bilge yargıç, bir sözdür dileğim, bundan sonra geleceklere kalsın bu isteğim.
Anlayış karşı çıktı, dikkatli ol dedi. Yanlış bir söz söylersen kurtaramazsın kendini.
Halkın dili bozuktur çekiştirir seni,
İnsanın doğasında vardır kıskançlık, yerler etini.
Dikkatli bakınca yükümün hafiflediğini gördüm.
Kendi kendime sözünü söyle, içindekileri dök dedim.
Sebebini soruyorsan diyeyim sana(size),
Ey met yiğit, iyice kulak ver bana.
Sözümü sana söylemekten çekinirim,
Bu yüzden de senden(sizden) özür dilerim.
İnsanın gönlü dipsiz bir deniz gibidir.
Bilgi onun dibinde yatan bir incidir.
İnsan inciyi denizden çıkartmadıkça, fark etmez inci de olsa, çakılda.
Taştan farksızdır altın kara toprak altında.
Ortaya çıkınca taç olur beylerin başında.
Afrika
AKP’nin Doğu ülkelerine ilgisi güzel, onlarla kurulan köprüler, uzanan eller güzel tabi ki. Türkistan’ın Basmacılar isyanı, Azerbeycan sorunları, Alma – Ata Zirvesi, Tahtalık katliamı, Afrika’daki Müslümanlar ve nerede ise tüm Doğu Devletlerinin Türkiye’ye olan ilgileri bu dönemde bir kültür – dostluk ve ticaret köprüsü oluşturdu ki Türkiye adına inkar edilmesi imkansız çok olumlu gelişmelerdir.
Osmanlı İmparatorluğu ve tarihi eserlere verilen değerlerin artması da inkar edilemez.
Engelliler ve engelli bakmak zorunda kalan insanlar, aileler için yapılanlar sağlanan imkanlar her dönemden daha üstün.
Fındık için, Fiskobirlik’in devletçe desteklenmesi uygulamasına son verilmesi, krizin teğet geçmesi çok olumlu gelişmeler fakat zaman zaman oluşan sıkışıklıkların, kaynağı belli olmayan sıcak paralarla giderilmesi, ya sıcak para gelmese soru ile endişe yaratmaktadır. Gelecek için hep, dev inşaat projeleri soru işareti yaratırken, BTC projesi varken, kanal projesinin devreye girmesi hem olumlu hem de soru işaretli bir yorum yaptırmaktadır.
Şaibeli sınavlar, yıllardır zam alamayan emekliler, gemisiz denizler istenmeyen santraller dönemin faaliyetleridir, ancak daha çok tartışılması soru işaretlerinin giderilmesi gereken konular.
Bölünmüş yollar, açılan tüneller, çok olumlu gelişmeler, ancak petrol başka ülkeden, otomobil başka ülkeden, bu gelişmeler nereye kadar sorusunu oluşturuyor.,
Hızlı tren ağları olumlu, trenleri dışarıdan almamız olumsuz bence. Her öğrencinin elektronik kitaba kavuşması tabi ki olumlu ama o elektronik kitapları bizim imal etmemiz daha olumlu olmaz mı?
Hastaneler çoğaldı çok olumlu, tüm teknolojisinin dışarıdan olması benim için biraz olumsuz.
Uçmayan kalmadı, yakıt dışarıdan, uçak dışarıdan. Hava kirliliği de cabası fakat yine de hepsine olumlu bakıyorum.
Siyaset felsefesi çerçevesinde bakacak olursak, sorulacak sorular kadar alınacak cevaplar da çok önemlidir. Sorusuz cevap söylemek isterim. Ordu’nun çıkaracağı milletvekili sayısının yediden altıya düşmesi, nüfusun göç verdiğine işarettir. Kentler, işsizlik varsa göç verir. Çok kısa bir süre sonra yeniden iktidar partisinin milletvekili olacaksınız. Söylenenlere bakılırsa bir de bakanlık makamınız olacak. Benim sizden isteğim, bir daha ki seçimlerde Ordu en az yedi, olmadı sekiz milletvekili çıkarsın, ama beş değil. Bu dileğim sizin sayenizde gerçekleşebilir.
Milletvekili olacağınız kesin. Siz altıda altı için uğraşıyorsunuz. Sizi ve ilk üç sıradaki adaylarınızı şimdiden tebrik ederken, CHP, MHP ve bağımsız adaylarımızın milletvekili olmasını da diliyorum. Sonuç ne ise Ordu’ya da milletimize de hayırlı olsun.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.