Yayınlanma Tarihi: 23 Kasım 2018 — okunma
Milliyetçi Muhafazakar biri olarak kurulduğu gündem beri Ak Parti’ye oy veren bir vatandaş olarak bir kaç husus var ki ikna olamadım veya bu partiyle aynı görüşte olamadım. Bunların en başında tarım politikaları gelmektedir.
Dünya modern tarıma geçmiştir. Makineleşmiştir. Artık, bireysel üretimleri, işletmeler zarar etmektedir. Doğrudur ama hızla boşalan köyler doğal üretimi terk eden köylüler şehre hücum ettikçe geride bıraktıkları zararın yanında geldikleri şehirde de iş ve ikamet imkanı bulamadıkça zararı devasa boyutlara taşımaktalar. Şehre göç eden bir kişinin maliyetini karşılamaktansa, yaşadığı köyde ikameti için teşvikler verilse, ürettiklerine süspansiyon uygulansa çok daha ucuza bu zarar kapatılır kanaatindeyim. Olaya sadece maddi boyutuyla bakmakta çok yanlıştır. Sosyolojik ve kültürel dengeler açısından da çok önemli bir meseledir. Sonuç bana göre Ak Parti tarım politikalarında başarısızdır.
İkinci husus ise perakende esnafının içine düştüğü çıkmazdır. Ülkenin yaşadığı krizlerde devlet desteği sağlanması iyi bir yöntem olsa da amacına ulaşmadaki engellerin aşılması çok zordur. Bankalar sabıkasını öne sürmekte, kredi garanti fonu da bu konuda yetersiz kalmaktadır. Büyük AVM’ler ülkenin dört bir yanına yayılırken perakendeci esnafın bir araya gelip şirketleşmesi gerekir. Doğru yol budur ama Türkiye’de bu kültür yeterli alt yapıya sahip değildir. Ya esnafa şirketleşme öğretilip teşvik öğretilmeli ya da kendiliğinden oluşup olgunlaşıncaya kadar esnafın yükü hafifletilmeli. Gerekli kolaylıklar sağlanmalıdır. Bu kalkınmada geri kalmış yörelerimizde geliri düşük bölgelerimizde çok acil bir durumdur. Burada sonuç olarak bana göre Ak Parti başarısızdır.
Son olarak bir önemli hususu daha dile getirmek istiyorum. Toplumun belli kesimlerinden tepki alan göçmen sorunu veya Suriyeli göçmenlerden, mültecilerden söz etmek istiyorum. Evet biz mazlumların yanındayız. Misafir gelenlere kapımızı açarız. Hepsine eyvallah ama şu politikayı değiştirirsek, yaşlı, engelli, hasta, kadın ve çocukların hepsini kabul etsek sonra geri kalanların da sermaye sahiplerini ve yüksek eğitimli olanları bunlara eklesek geri kalanlara da kusura bakmayın hayırlı yolculuklar desek daha doğru olmazmıydı? Kaldı ki bunu şimdide yapabiliriz. Şu kadar milyar harcadık diye feveran etmektense 25-30 yaşlarındaki gençleri beslemenin kime ne faydası var. Bu yöntemle aslında onlara da zarar vermiş oluyoruz. Ekonomik külfetin yanında sosyolojik dengeleri de bozuyoruz. Ben şahsen buna değer mi diye düşünmeden edemiyorum. Burada da bana göre Ak Parti çok ama çok başarısızdır.
Yazımı bitirmeden sırrını çözemediğim bir soruyu size sormak istiyorum. Son bölümde Suriyeli göçmenleri yazdım, eleştirdim tamamen ama Sayın Recep Tayyip Erdoğan evli çiftlerden 3-4 çocuk istiyor. Gelen dört milyon mülteciyi olduğu gibi kabul ediyor, O Suriyeli’ler seri imalata geçmiş sürekli ürüyor. Öyleyse Cumhurbaşkanı bu kadar nüfusu ne yapmayı düşünüyor…?
Kalın Sağlıcakla