Yayınlanma Tarihi: 5 Şubat 2015 — okunma
Bir ömür içinde insan düşüncesi elbette çok değişebiliyor. Dörtlüklerinden de anlıyoruz ki Hayyam da hayatı boyunca büyük değişiklikler geçirmiş. Bu kadar sağlam bir eğitim almış olan Hayyam, gün gelmiş kuşkuya düşmüş. Herkesten ayrı düşünüp başka şeylere inanmaya başlamış. İslam dogmatizmine karşı çıkmış, din adamlarının iki yüzlülüğünü açığa vurmaktan çekinmemiş.
“Yetmiş iki ayrı millet, bir o kadar da din!/ Tek kaygısı seni sevmek benim milletimin;/ Kâfirlik Müslümanlık neymiş, sevap günah ne?/ Maksat sensin, araya dolambaçlar girmesin.” – “Ey kara cübbeli, senin gündüzün gece;/ Taş atma dünyayı bilmek isteyenlere./ Onlar Yaradanın sanatı peşindeler:/ Senin aklın fikrin abdest bozan şeylerde.” – “İçin temiz olmadıktan sonra/ Hacı hoca olmuşsun, kaç para!/ Hırka, tesbih, post, seccade güzel:/ Ama Tanrı kanar mı bunlara?” -“Seni kuru softaların softası seni!/ Seni cehenneme kömür olası seni!/ Sen mi Hak’tan rahmet dileyeceksin bana?/ Hakka akıl öğretmek senin haddine mi?” – “Kim görmüş o cenneti, cehennemi?/ Kim gitmiş de getirmiş haberini?/ Kimselerin bilmediği bir dünya/ Özlenmeye, korkulmaya değer mi?”
Bu yüzden insanlarla arası açılmış Hayyam’ın, düşmanları çoğalmış. O da çareyi insanlardan uzaklaşıp kendi içine kapanmakta bulmuş. “Bu zamanda az dostun olsun, daha iyi./ Herkesle uzaktan hoş beş edip geçmeli./ Can gözünü açınca görüyor ki insan/ En büyük düşmanıymış en çok güvendiği.”
Dünyasına küsmüş Hayyam. “Bu dünyada nedir payıma düşen, hiç/ Nedir ömrümün kazancı felekten, hiç/ Bir sevinç mumuyum sönüversem hiçim/ Bir kadehim kırılsam ne kalır benden, hiç.” – “Elimde olsa dünyayı küçümserdim;/ İyisine de kötüsüne de yuf çekerdim;/ Daha doğrusu bu aşağılık yere/ Ne gelirdim, ne yaşardım, ne ölürdüm.” – “Bu dünya iki kapılı bir han,/ Girdi mi dertlere düşer insan./ Tanınmadan yaşamak en iyisi./ Elinde olsa da hiç doğmasan.”
Giderek bilgeleşmiş, bir köşeye çekilmiş Hayyam. “Yaşamanın sırlarını bileydin/ Ölümün sırlarını da çözerdin;/ Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok;/ Yarın, akılsız, neyi bileceksin?” – “Bu kubbe altındaki bin bir belâyı gör;/ Dostlar gideli boşalan dünyayı gör;/ Tek soluk yitirme kendini bilmeden;/ Bırak yarını, dünü, yaşadığın anı gör.” – “Gören göze güzel, çirkin hepsi bir;/ Âşıklara cennet, cehennem, hepsi bir;/ Ermiş ha çul giymiş, ha atlas;/ Yün yastık, taş yastık, seven başa hepsi bir.” – “Güzelim can çıkıp gidince bedenimizden/ Birkaç kerpiç olacak mezarımızı örten;/ Gün gelecek, mezar yapmak için başkasına/ Kerpiç dökecekler kalacak toprakla bizden.” – “Yalnız bilgili olmak değil adam olmak;/ Vefalı mı değil mi insan, ona bak./ Yücelerin yücesine yükselirsin/ Halka verdiğin sözün eri olarak.” – “Şu dünyada üç beş günlük ömrün var,/ Nedir bu dükkânlar, bu konaklar?/ Ev mi dayanır, bu sel yatağına?/ Bu rüzgârlı yerde mum mu yanar?” – “Gençlik bir kitaptı, okuduk bitti;/ Canım bahar geçti çoktan, kış şimdi./ Hani sevincin, o cıvıl cıvıl kuş?/ Nasıl, ne zaman geldi, nasıl gitti?” – “Sır saklamasını bilirsen Hayyam söyler/ İnsanoğlu nedir, ne yapar, ne der:/ Dert çamuruyla yuğrulup gelir dünyaya/ Yer içer, karın doyurur ve çeker gider.”
İnsana, yaşama değer verir Hayyam. “Yaşamak elindeyken bugüne bugün,/ Ne diye bırakır, yarını düşünürsün?/ Geçmiş, gelecek, kuru sevda bütün bunlar;/ Kadrini bilmeğe bak avucundaki ömrün.” – “Dünya ne verdi sana? Hep dert, hep dert!/ Güzel canın da bir gün uçar elbet./ Toprağında yeşillikler bitmeden/ Uzan yeşilliğe, gününü gün et.” – “Toprak olup gitmişlere sorarsan/ Ha gâvur olmuşsun ha Müslüman./ Kimler bu dünyada eğlenmemişse/ Ötekinde yalnız onlar pişman.”
İnsan onurunu, özgürlükleri yüceltir Hayyam. “Yüreğim, kimselerden ihsan dileme;/ Bu amansız felekten aman dileme;/ Bil ki, derman aradıkça artar derdin;/ Derdinle haldaş ol, derman dileme.” – “Girme şu alçakların hizmetine:/ Konma sinek gibi pislik üstüne./ İki günde bir somun ye, ne olur!/ Yüreğinin kanını iç de boyun eğme.” – “Varlığın sırları saklı senden, benden;/ Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben./ Bizimki perde arkasında dedi-kodu:/ Bir indi mi perde, ne sen kalırsın, ne ben.”
Devam Edecek…