Yayınlanma Tarihi: 16 Eylül 2015 — okunma
Özel Ünye Çakırtepe Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ahmet Eroğlu, Yaşı ilerlemiş olan birçok hastanın bel ve boyun fıtığından muzdarip olduğu halde cerrahi yapılmadan ağrıları ile baş başa bırakılmasının doğru olmadığı belirterek; “Kişiler hangi yaşta olursa olsun, yaşadıkları süreyi en iyi, ağrısız en kaliteli şekilde geçirmek onların en doğal hakkı, bizlerin de hekim olarak bunu sağlamamız en büyük görevimiz. Yaş ilerlemiş, zaten yapacak bir şey yok bu yaşta demek doğru değil” dedi.
“Ülkemizde Bel ve Boyun Fıtığı Hastası Oldukça Fazla”
Özel Ünye Çakırtepe Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ahmet Eroğlu, Mikro Cerrahi hakkında bilgiler verdi. “Gelişmekte olan ülkelerde, bedenen çalışan toplumlarda bel ve boyun fıtığına sık rastlıyoruz” diyen Op. Dr. Ahmet Eroğlu; “Ülkemizde bu ülkeler arasında yer aldığı için bizim ülkemizde de bel ve boyun fıtığı hastası oldukça fazladır. Neredeyse her iki kişiden birinde bel ya da boyun fıtığı hatta birçoğunda her ikisi de aynı anda olabilmektedir” dedi.
“Mikro Cerrahi İle Yüzde 90-95 Oranında Başarı Elde Edilmekte”
Tedavi edilmiş hastalara bakıldığında yüzde 15-20’sinin tedavi edildiğini kalan hastaların geçmişten gelen korkularından ötürü tedavi olmaktan kaçındıklarına vurgu yapan Op. Dr. Ahmet Eroğlu; “Geçmişte bel ve boyun fıtığı ameliyatlarında olumsuzluklar fazlaydı ancak şu anda mikro cerrahi ile yüzde 90-95 oranında başarı elde edilmektedir. Mikro Cerrahi Mikroskop altında, 2,3 cm’lik kesi ile yapılmaktadır. İlgili yapılara ve sinir dokularına mikroskop altında ulaşılır. Fıtık ile sinir dokusunu mikroskop altında ayırt edilir ve çok küçük aralıklarda anatomi bozulmadan operasyon gerçekleştirilir” dedi.
“Mikro Cerrahi Olmazı Olur Hale Getiren Bir Kavramdır”
Mikro Cerrahinin hastanın hemen ayağa kalkmasını sağlayabilecek bir yöntem olduğunu söyleyen Eroğlu; “Çok ciddi faydalar sağlayan bir cerrahidir. Cerrahinin çok küçük aralıklardan girilip anatominin bozulmadan yapılıyor olması, spinal anestezi ile de cerrahi işlemlerimizi yapmamızı sağlıyor olması ve böylece ileri yaştaki hastalarımızı da tedavi etme fırsatı bulmamız bu yöntemin avantajlarını ortaya koymaktadır. Mikro cerrahi olmazı olur hale getiren, sınırları genişleten bir kavramdır. Küçük aralıktan girmek, çok büyük kemikleri çıkartmamak, dokulara zarar vermeden fıtığın tamamını boşaltmak hastalarımız için büyük avantaj oluşturmaktadır” dedi.
“Mikro Cerrahi İleriki Yaştaki Bir Hasta İçin De Rahatlıkla Uygulanmakta”
Yaşı ilerlemiş olan birçok hastanın bel ve boyun fıtığından muzdarip olduğu halde cerrahi yapılmadan ağrıları ile baş başa bırakılmasının doğru olmadığı hususuna da değinen Op. Dr. Eroğlu; “Kişiler hangi yaşta olursa olsun, yaşadıkları süreyi en iyi, ağrısız en kaliteli şekilde geçirmek onların en doğal hakkı, bizlerin de hekim olarak bunu sağlamamız en büyük görevimiz. Dolayısıyla bunun muhasebesini yapmak çok yanlış, yaş ilerlemiş zaten yapacak bir şey yok bu yaşta demek doğru değil her yaşta her cerrahi için mutlaka alternatifler zorlanmalı ve hastanın yaşam konforunu en üst düzeyde sağlayabilecek imkânlar hastaya sunulmalıdır” diye konuştu.
İleriki yaştaki bir hasta için açık cerrahi yapılması hem anestezik açıdan hem de açık cerrahinin travmatik olması açısından bir takım zorlukları olduğuna değinen Eroğlu; “Ancak Mikro Cerrahi çok çok özel durumlar olmadığı müddetçe ileriki yaştaki bir hasta için de rahatlıkla uygulanmaktadır. Mikro Cerrahi ile cerrahi sürenin kısa olması, kesinin çok küçük olması ve anatomik yapıya zarar vermiyor olması yaş seviyesi ileri olan hasta grubunun daha geniş bir yelpazede toparlanmasına imkân sağlıyor” dedi.
