Amerikan Seçimleri ve Türkiye

Ahmet ALTUN bizimahmet52@hotmail.com

Amerika’da yapılan seçimlerde Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump’un kazanması ve bunu temsilciler Meclisi ve senato ile pekiştirilmesi bana Ak Parti’nin ilk seçim zaferini hatırlattı. Türkiye’de olduğu gibi orada da yılların saltanatı yıkılmış oldu, ihtimal verilse de böylesine bir seçim zaferi Cumhuriyetçiler adına beklenen bir durum değildi.

Trump göçmen karşıtlığından, Müslüman düşmanlığından bahsederken Türkiye’den geniş kitlelerden tepki almıştı. Ama Hillary Clinton’un FETO desteği ve hatta ondan bağışlar aldığı ortaya çıkınca canımız sıkılmaya başladı. Üstüne birde YPG desteğini açıklayınca Türkiye’de Trump’a olan karşıtlık kat ve kat misliyle Clinton’a döndü. Biz Türkiye olarak Trump’un seçilmesinden memnunmuyuz dersek evet memnunuz. Ancak Amerikan Devlet yapılanması çok farklıdır, görünürde ülkeyi Başkanlar yönetiyor olsa da aslında durum çok farklıdır. Rothschild, soresler gibi para babaları ve başta Yahudiler olmak üzere güçlü lobilere rağmen Başkan’ın farklı bir karar alması imkansızdır. Bu güçler çeşitli istihbari örgütlerle beraber Amerika’nın elli yıllık stratejik planlarını yaparlar, Başkanların fikir ve icraatları, Temsilciler Meclisi ve senato desteğiyle detaylarda farklılık yaratsa da ana unsurlar asla değişmez.

Bu bilgileri paylaşmamın sebebi şudur; Amerika da Başkanlar de değişse de Türkiye için değişen hiçbir şey yoktur. Al birini vur ötekine. Birde Türkiye ile Amerika stratejik ortaktır diyoruz, bu da yanlış bir şeydir biz sadece Amerika’nın Stratejileri’nin destekçisi bir ülkeyiz o kadar. Bugün Amerika ile gergin günler yaşıyor olmamızın sebebi Rusya’ya yanaşmamızdan kaynaklanmaktadır. Bu tür sapma ihtimalleri oldukça liderlerimiz hep bedel ödemişlerdir. Menderes, Özal bu bedelleri ödediler, Erdoğan’a da ödetmek için her türlü rezaleti yapıyorlar. Türkiye de gerçekleşen bütün darbelerin arkasında hep Amerika’dan vardır. Siyasi liderlerin hepsinin yolu Amerika’dan geçer ama sayın Erdoğan bu sistemin dışına çıkmaya çalışmaktadır. İsrail’e “o ne minute” demek basit iş değildir ama asıl rahatsız edici durum “Dünya 5’den büyüktür” söylemidir. Şayet mevcut durum değişmez ise yani Türkiye, Amerika, Avrupa ile aynı çekişme içinde kalırsa ve Rusya ile flört etmeye devam ederse yaşayacağımız hiçbir olumsuz gelişme sürpriz olmamalıdır.

Biz Ülke olarak ne tür saldırı olursa olsun kendi birliğimizi, istikrarımızı muhafaza edebilirsek bu günün sıkıntıları yarına aydın günler olarak yansıyacaktır.

Sağlıcakla kalın…