BENİM KOLTUĞUM SENİN KOLTUĞUNU DÖVER

Güngör YÖRÜK gungoryoruk@hotmail.com

Nasıl olacak o iş?

Hiç koltuklar kavga eder mi?

Bu Güngör Yörük canı sıkıldıkça bir şey uyduruyor.  Şimdi de tutturmuş “koltuk kavgası” diye bir şey.

Hem koltuklar nasıl kavga eder? Hadi üzerine oturanlar olsa neyse.

Üzerine oturanlar niye kavga etsin?

Hani koltuk batıyor desek, yumuşak bir şey.

Biz bırakalım koltuğu da sandalyeye gelelim.

Çok sağlamdır. Hele profilden yapılanları evladiyelik.

Hem oturmak için kimse kavga etmez sandalyelere. Daha çok düğün, nişan evlerinde bulunur. Toplu oturma seansları yapılmasa da pek boş olmaz.

Son zamanda plastikten yapılanları var ki işte o bir facia. Daha üç kişi oturmadan sağa sola yalpalamaya başlar. Tıpkı koltuğa oturan bazı kişilerin yalpalaması gibi.

Aslında koltuğa oturan kişilerden bazılarını plastik sandalyelere oturtmalı. İki de yalpalanıp dursunlar.

Hem profil sandalye bezden örtülür. Plastik sandalye en fazla boyanır. Ama üzerinde bir şey olmaz.

Koltukların makbulü “Keçi derisinden”  olanıdır ama keçiler koltuğa oturmazlar. Başkaları oturur.

İnsan derisinden koltuk olmasa da bazıları oraya oturmak için başkalarının derisini bile yüzmek isterler.

Vatandaşa göre koltuğa oturana müdür derler.

Hiç soran olmaz:

Müdür müdür müdür?

Yahu bu kelimeyi üç defa yazınca da anlamı bir tuhaf oluyor. Yani koltuk da kurtarmıyor o zaman.

Neyse bırakalım sandalyeyi, koltuğu da siz gelin bizim çay ocağındaki tabureye oturun. Oturun da bazı yerler bir rahatlık görsün.

Önünüze de tavşan kanı bir bardak taze çay. Oh! Mis gibi…

Ne yapacaksınız siz başka şeyleri.

Amma oturmuşum be! Biri beni koltuklayıp kaldırsa bari.