Dönme Muhafazakar

Güngör YÖRÜK gungoryoruk@hotmail.com

Ben eskiden sadece fırıldaklar döner sanırdım.

Çocukluk işte…

Daha gençlik çağlarına girdik. Kavak yelleri nasıl esiyor bir bilsen.

Sonra başladık Bülent Ersoy dinlemeye.

Hakkını yemeyelim “herif” söylüyor. O ne ses, o ne nefes?

Bülent Beyle geçti gençliğimiz.

Daha sonra kavak yelleri esen kızlar dinliyormuş.

Durup dururken konu buraya nereden geldi? Konuya yanlış yerden başladık.

Ha neydi?

Dönme muhafazakârdı değil mi?

Günün birinde adamın biri çalıştığı resmi dairede namaz kılıyormuş. Öyle enikonu değil. Gizli gizli. İbadetin gizlisi makbul cinsinden yani. Derken biri bunu fark etmiş. Vay sen misin namaz kılan?

Garibimi şikayet etmişler. Bir sürü soru… İfadeler… Zılgıt, azar, horlama…

Adama “bundan böyle resmi dairede namaz kılmayacaksın” demişler. “kötü örnek oluyorsun” diye de ilave etmişler.

Garibim “kimse bilmiyor” falan dese de derdini kadıya anlat misali dönmüş geri.

Gel zaman git zaman ülkede seçimler olmuş. Dini bütün insanlar hükümet kurmuş.

Olur…

Sonra garibimi şikâyet eden kişi idareci olmuş. Nasıl olur efendim? O daha önce dindarları şikayet etmemiş miydi?

Ohooo! Sen de bir şey anlamıyorsun Güngör Efendi. Adam seçimden sonra teşkilat, dernek, sendika ne varsa değiştirmiş.

Sonra ne olmuş?

Ne olacak “bizden” olmuş.

Sonra da müdür…

Namaz kılan ne olmuş peki?

Garibim namaza devam ediyormuş. Sen bu işi becerirsin diyerek bir sürü de iş vermişler.

Sonra?

Korkuyormuş…

Niye?

Biri bu adamı resmi dairede daha namaz kılarken görmüyoruz. Yoksa namazı mı bıraktı diye şikâyetçi olmalarından korkuyormuş.

Olur mu olur…