son haberler

Hayri İrdal’ı Tanıyor musunuz?

Yayınlanma Tarihi: 25 Eylül 2014 okunma

Semra YİĞİT smryigit@gmail.com

“Hayri İrdal’ı tanıyor musunuz?” sorusuna “Evet” diyenlerin yüzündeki sevinçli ve coşkulu ifadeyi görür gibiyim. Yok eğer tanımıyorsanız, hayatınızda bir şeyler eksik kalmış demektir. Tanıyanlar mutlaka bana hak vereceklerdir. Çünkü Hayri İrdal öyle kolay kolay rastlanabilecek türden bir tip değil. Tanışmak isteyenler içinse açık adresi: Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar, Dergâh Yayınları.

Tanpınar, şüphesiz Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biri; şair, yazar, denemeci ve edebiyat tarihçisi… Huzur, Beş Şehir, Mahur Beste gibi çok bilinen kitapların da yazarı olan Tanpınar’ın eserleri, Türk klasikleri arasında yerini çoktan almış durumda. Ancak Tanpınar’ın 1962 yılında yayınlanan romanı Saatleri Ayarlama Enstitüsü, bence başlı başına bir edebiyat şaheseri. ‘Büyük Ümitler’, ‘Küçük Hakikatler’, ‘Sabaha Doğru’ ve ‘Her Mevsimin Bir Sonu Vardır’ başlıkları altında dört bölümden oluşan bu yapıt, bireyden hareketle sosyal konuları hicveden ve gülmece niteliği taşıyan bir dönem romanı. Türkiye toplumunun yaşadığı değişimleri, doğu-batı kültürlerinin etkileşimini, eski-yeni çatışmasını, toplumun zaman içinde dönüşümünü, vs… konu edinen kitap; çocukluğu Cumhuriyet öncesi döneme rastlayan roman baş kişisi Hayri İrdal’ın anıları biçiminde kaleme alınmış. Onun özellikle Doktor Ramiz ve Halit Ayarcı ile ilişkileri, diyalogları romanda büyük yer tutuyor. Kitabın dikkate değer bir başka yanı ise başından sonuna kadar Tanpınar’ın felsefi bakışını bize iletmesi.

Ahmet Hamdi Tanpınar, Hayri İrdal’la öyle bir karakter yaratıyor ki onunla insanı duygu duygu, düşünce düşünce dolaştırıyor; çok şaşırtıyor, çok güldürüyor ve çok düşündürüyor… Onu tanımaktan mutlu oluyor, onunla zenginleşiyorsunuz.

Saatleri Ayarlama Enstitüsü kuşkusuz her şeyden önce bir edebiyat şöleni, bir dil şenliği. Sözcüklerin melodisini, dilin müziğini duyuyorsunuz. Ancak eser, felsefi derinliği, psikolojik değerlendirmeleri ve ruh çözümlemeleri açısından da öylesine güçlü ki özellikle felsefe ve psikoloji öğrencileri için uygulamalı bir kaynak gibi görülebilir. Ekseni insan ruhu olan; insanın bin bir türlü halini, alavere dalaveresini, koşullara göre evrilişini, yanardönerliğini anlatan bilmem kaç eser vardır edebiyat tarihinde. Yaşam dersleriyle dolu, birbirimizi tanıma-anlama konusunda çok şey öğrenebileceğimiz bu yapıtta insana dair hemen her şeyi bulmak mümkün.

Şunu da hemen belirteyim ki kesinlikle kolay okunan bir kitap değil Saatleri Ayarlama Enstitüsü. Öncelikle her an, her yerde sıklıkla rastlayamayacağımız birçok sözcükle karşılaşıyoruz ya da tanışıyoruz bu eserde. Okumayı zorlaştıran unsurlardan biri bu. Genç kuşaktan okurlar, kitabın baş taraflarında sözlük kullanmak zorunda kalabilirler. Ama okumayı sürdürürlerse kelime dağarcıklarını bir hayli geliştirecekleri, kendilerine çok şey katacakları muhakkak. Bu kitap biraz daha fazla çaba gerektiriyor ama inanın buna değer.

Türk edebiyatının en güzel örneklerinden biri olan Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nü okurken Tanpınar’ın zekâsına ve mizah yeteneğine hayran olacak, belki de şimdiye kadar okumamış olmaktan dolayı hayıflanacaksınız. Edebiyatı, felsefeyi, psikolojiyi, sosyolojiyi seven; kısacası insanla ilgilenen ve konusu insan olan herkesin okuması gereken bir yapıt “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”. Tanpınar’ın bu şahane eseri kesinlikle atlanmamalı. İyi okumalar!

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Her Şey Tatsız Tuzsuz

5 Mart 2020 okunma
Benim deniz kokulu, yosun kokulu, ıhlamur kokulu kentim. Güneşli umutlarım, gri hüzünlerim, zifiri karanlık korkularım… Yağmur gibi yağan sevinçlerim, öksüz kederlerim ve dindirilemez öfkelerim… En derin, en acımasız terk edilmişliklere seninle direndik ve... Devamını Oku

Yol, Yolculuk, Bir Avuç İnsan ve Einstein

30 Kasım 2018 okunma
“Alıp başımı gitmek. Atsız arabasız/ Alıp başımı düşlerin çıkmazından/ Karışmak taşa toprağa. Yolculuk…” (Rıfat Ilgaz) Oldum olası severim yolculukları; en çok da otobüs yolculuklarını… Hızla geriye akan manzarayı seyrederken düşüncelere... Devamını Oku

Hüzün, Melankoli ve Şiir

12 Aralık 2017 okunma
Son zamanlarda bir garip hüzün dalgası arada bir yoklayıp duruyor beni. Bu da neyin nesi? Nereden çıktı şimdi bu hüzün? Tüm olumsuzluklara rağmen kendimi bile hayrete düşürecek kadar umut dolu değil miyim ben?.. Françoise Sagan’ın bir çırpıda okunuveren o... Devamını Oku

Bir Şenay Varmış… Meğer Hayalmiş

10 Mayıs 2017 okunma
“Nedir acelesi ecelin? Daha bitmeden yaşama sevincim.” (Halide Edip Adıvar) Benim dünyalar güzeli melek kardeşim, senin hakkında yazacağım nereden gelsin aklıma. İnsan bu kadar iyi, bu kadar güzel, bu kadar hayat dolu olur da, hiç bu kadar yakın durur mu... Devamını Oku

Özlem

1 Aralık 2016 okunma
En yakıcı duygulardan biridir özlem. Kimi için sıla, kimi için sevgili; kimine göre çocuk, kimine göre ana-baba-kardeştir. Şarkılar onu söyler, şiirler onu haykırır. Özlemi yazar öyküler, tablolar onu resmeder. Özlem değer vermektir, sevmektir özünde.... Devamını Oku

Hayatın İçinden

15 Nisan 2016 okunma
Mevsimler her ne kadar eskisi gibi olmasa da yine de geliyor bahar, yine de geliyor yaz. Doğa yeniden canlanıyor ve kuşlar bir başka ötüyor bu mevsimlerde. Fındık bahçelerinde dolanırken “Yine yeşillendi fındık dalları” türküsünü hatırlarım hep. Fındık... Devamını Oku

Sahi, Öğretmenlere Ne Oldu Böyle?..

3 Mart 2016 okunma
Belediye hoparlörünün tiz, gıcırtılı sesi ortalığı kaplıyor. Kadın görevli, bir konferansın anonsunu yapıyor: “Ahir Zamanda Kadın konulu konferans bugün…” Doğru mu duydum acaba? Ahir zamanda mı dedi? Neyse ki anons ikinci kez tekrarlanıyor. Pür... Devamını Oku

Arkadaşımın Mektubuna Cevap (3)

10 Şubat 2016 okunma
10 Şubat 2016 Canım Arkadaşım, Biliyorum, cevabım epeyce gecikti. Fırsat bulup yazamadım bir türlü. Kusura bakma n’olur. Yazın ortalarına doğru almışım son mektubunu. Okullar tatildeyken yani. Kıskançlık konusunda kalmışız. Düşüncelerine katılıyorum... Devamını Oku

Biri Bana Bunları Açıklayabilir mi?..

7 Ocak 2016 okunma
Karın bembeyaz aydınlığı salonun her tarafına yayılıyor. En kuytu köşeler bile ışık içinde. Yumuşacık, lapa lapa yağan karı seyrediyorum camdan. Uzun zamandır bu kadar yoğun bir kar yağışı görmemiştim. Kalınlığı en az elli santimetreyi buldu.... Devamını Oku

Arkadaşımdan Mektup Var (3)

9 Temmuz 2015 okunma
Sevgili Semra, Her şey yolunda mı, iyi miyim, kötü müyüm, inan ki ben de bilmiyorum. Hayatım birden bire değişti. Şahin yurtdışına gidiyor… gitmek zorunda. Aniden ortaya çıkan bu duruma uyum sağlayamadım henüz. Duygularım bir o yana bir bu yana gidip... Devamını Oku