Yayınlanma Tarihi: 3 Nisan 2014 — okunma
Ünye’ye geleli tam iki yıl oldu; yani burada ilk seçimimizi yaşadık. Sevinerek söylüyorum ki Ünye’de seçim atmosferi Türkiye genelinden oldukça farklıydı. Partilerin, adayların, partililerin ve de seçmenlerin birbirleriyle ilişkileri tam da olması gerektiği gibiydi. Kimse kimseyi gırtlaklamadı, hatta kalbini bile kırmadı. Gerginlik, kavga yoktu; saygı ve sevgi vardı. Hatta insanlar birbirlerine, seçtikleri parti konusunda şaka bile yapabiliyorlardı. Seçim sonuçları da aynı hava içinde karşılandı ve kaybedenler kazananları kutladı. Kısacası seçim çalışmaları sırasında da sonrasında da demokratik bir ortam vardı, barış ve kardeşlik havası her yerde egemendi. Masal gibi değil mi?
Ünye’nin bu özel durumunun pek çok nedeni olabilir. Bu nedenleri ancak somut verilere dayanan sağlıklı bir toplumsal analiz objektif olarak ortaya koyabilir. Ama ben iki yıllık gözlemime dayanarak kendi kendime bir değerlendirme yaptığımda Ünye’nin bu durumunda şu iki etkenin belirleyici olduğu sonucuna varıyorum: Birincisi, Ünye halkının kişilik özellikleri; ikincisi de Ünye’nin küçük, şirin, huzur içinde bir sahil ilçesi oluşu. Ünyeliler sevecen, cana yakın, iyiliksever, neşeli, keyifli, kendileriyle son derece barışık insanlar. Burada hemen herkes birbirini tanıyor. O kadar ki Ünye’ye ilk geldiğimizde meydanında, sahilinde, sokağında, marketinde karşılaşıp sohbet ettiğimiz herkesin ilk cümlesi, “Yabancısınız değil mi?” oluyordu. Ünyeliler şunun bilincinde: Seçimden sonra da birbirlerinin yüzüne bakacaklar, birbirlerine işleri düşecek. Yani yine hep birlikte yaşayacaklar. Bu barış ortamı ve kardeşlik ilişkileri bozulsun istemezler. Burada particilik sosyal hayatta pek etkin değil. Çünkü sosyal yapı homojen. Hangi partiden olurlarsa olsunlar insanların aile yapıları, eğitim durumları, kültürel özellikleri neredeyse aynı. O yüzden de bir kutuplaşma olamaz zaten.
Seçim sonuçlarına baktığımızda Ünye’de de Ordu’da da seçim yarışının üç parti arasında geçtiğini görüyoruz: AKP, CHP ve MHP. Ordu’da AKP tulum çıkardı. 20 belediye başkanlığının 20’sini de aldı. Üç partinin bu seçimlerdeki oy oranları şöyle: AKP yüzde 60.2, CHP yüzde 22.6, MHP yüzde 11.7. Ünye’de de sıralama değişmiyor. AKP yüzde 68 oy oranıyla yine birinci parti; CHP yüzde 16.7’yle ikinci, MHP ise 8.8’le üçüncü… Ancak Ünye’de AKP’nin 2009 yerel seçimlerine göre oylarını artırdığı, yüzde 51.9 olan oy oranını yüzde 68’e yükselttiği görülüyor. Yine 2009 yerel seçim sonuçları bize Ordu genelinde belediye başkanlıklarının farklı partiler arasında dağılmış olduğunu gösteriyor.
Buradaki insanların içindeyim. Konuşuyorum onlarla. Genel bir değerlendirme yaparsam, çok büyük bir çoğunluğun haber dahi izlemediğini söyleyebilirim. Kitap okumaktan hiç bahsetmeyelim. Medyada en çok sözü edilen, o kadar kutuplaşmalara, gerginliklere, hatta ölümlere yol açan olaylardan bile habersiz çoğu. Ne yolsuzluk, ne tape, ne fezleke, ne twitter, ne youtube… Hiçbir şeyden haberleri yok. Kendi küçücük dünyalarında mutlu mesut yaşıyorlar. Kıyıdan köşeden kulağına bir şeyler çalınmış olanlar da söylenenlere inanmıyorlar zaten. Mesela ailesini de tanıdığım orta yaşın biraz üzerinde bir kadın şöyle diyor: “Oyumu Tayyip’e vereceğim. O bizim cahil olduğumuzu biliyor, yanlış yere basmayalım diye baksana ampulü seçmiş, ne kadar akıllı adam.” “Ya tapeler?” “Tapeler de ne ki?” “Geçelim onu, yolsuzluk var, hırsızlık var diyorlar.” “Yok yok, onu Fethullah’la CHP çıkarıyor öyle. Tayyip öyle şey yapmaz. İftira atıyorlar Tayyip’i kötülemek için.” Kadınların neredeyse tamamı böyle düşünüyor. Ünye’nin insanı güzel ama bilgi ve bilinç düzeyi bir hayli düşük. Fakat herkes çocuğunun okuyup toplumda prestiji olan bir mesleğe sahip olmasını istiyor.
Ünye’de sosyal hayat yok gibi. Fakülte biraz hareket katmış ancak gençler durmak istemiyor. Tiyatro yok. Bir Belediye Sineması var; o da geldiğimizde atıl durumdaydı. Şimdilerde biraz iş yapıyor gibi. Bir de Belediye Konservatuvarı var bir şeyler yapmaya çalışan; ama çok yetersiz. İşsizlik çok. AKP iktidarıyla birlikte, Türkiye’nin her tarafı olduğu gibi Ünye de şantiye alanı. Yani inşaat sektörü canlı. Fındıktan başka geliri ve işi olmayan erkekler bu sektörde çalışmaya başladılar. AKP’nin iktidardan düşmesini işsiz kalmakla özdeşleştirdikleri için büyük bir hararetle AKP’yi desteklediler. Erkeklerde bu kanı hâkim.
Bana gelince… Seçim sonuçları benim için tam bir travmaydı. AKP’nin birinci parti olacağını kestirmek zor değildi ama oylarını bu derecede koruyabileceğini hiç ummuyordum doğrusu. Yaşadığım, müthiş bir hayal kırıklığıyla birlikte her şey boşuna duygusuydu. “Boş yere kafa patlatıyoruz. İnsan hep aynı insan, yaşananlar da öyle… Tarih hep tekerrür ediyor” dedim ve ilk şaşkınlığım geçince de kendimi sudokuya vurdum. Neyse ki çabuk atlattım. Şimdi ise “Nerede kalmıştık” noktasındayım.