Yayınlanma Tarihi: 24 Ocak 2011 — okunma
Yerel ve ara sıra ulusal basında çıkan haberler ile siyasilerimizi sadece bu partileri üzerinden tanıyoruz.
Siyaset, devlet işlerine katılm, devlet etkinliklerini belirleme işidir. Siyaset, kısaca devlet ülke ve insan yönetimidir.
Bir siyasal yapıya devlet diyebilmemeiz için sınırları belirli bir toprak parçası ve üzerinde yaşayan ortak değerlere sahip insanlar topluluğunun olması gerekir.
Bundan sonrada bu insanlara hükmetmek ve yaptırım uygulayabilmek gücüne sahip olmaktır.
İşte siyasi partiler bu güç odakları (ki yönetimi ele geçirme adaylarıdır) olan milletvekilleri de bu güç odaklarının birer parçasıdır.
İşte bizler de onları sadece buraya kadar izler, daha derin tanımaz ve parti üzerinden de yargılarız.
Resmileşmemiş olsa da haziran ayındaki muhtemel seçim için milletvekili aday adayları ortaya çıkmaya başlamış bulunuyor. Bunlardan AKP milletvekili ve aday adaylarından Sn. Mustafa Hamarat, Ünye yerel basınına Sebile Hanım Konağı’nda bir kahvaltı verdi. Bu kahvaltıda Sn. Hamarat’ı daha yakından tanıma fırsatı bulduk.
Öncelikle söylemeliyim ki bana Mustafa Hamarat kimdir diye sormuş olsalar AKP Milletvekili, Avukat ve Ünyeli ve basın haberleri sayabilirdim. Sn. Hamarat’ın çalıştığı komisyon faaliyetleri de haber olarak ilgimizi çekerdi.
Kahvaltıda biraz daha fazla yetişme şartları, milletvekili olana kadarki kariyer ve çalışma profili nedir doğrusu bilmezdim ve bu yönde oldukça iyi bir profil çıkıyor ortaya.
Ayrıca Ünye ve çevre ilçelerde de dahil, halk ile yoğun bir şekilde iç içe olduğunu çok sık duyardım. Her türlü, cenaze, hastalık, düğün ve haç ziyaretlerini aksatmadığını da duyardım, ama yazmazdım. Belli makamlara gelmiş kimseleri öven yazılar bence hiç sevilmeyen yazılar, fakat Sn. Hamarat bariz bir hata yapsa ya da sıra dışı bir söz (söyledikleri sıradan değil tabiki) söylese yazmaz mıydık? Yazardık tabi ki. Gazetecilik nankörlük, ya da methiye mesleği değil. En sıradan insanı bile incitmeden, en yüksektekini bile çok fazla övmeden yapılmalı.
“Şimdi niye yazıyoruz peki bazı iyi özellikleri? Bir, siyasilerimizi daha iyi tanıyalım, iki milletvekili aday adaylarımızı daha iyi tanıyalım diye. Demokrasi hayatımızda bir büyük yarış daha başlıyor. Katılan her yarışmacı bizim gibi düşünmeyebilir fakat hepsine ayrı ayrı başarı dilemek ve en iyi yönleri ile tanıtmak şimdilik bize düşen görev olsun. Sonrada seçilebilenleri hizmetleri ile değerlendirmek yine görevimiz olsun.
Kahvaltıda Sn. Hamarat’a yöremizin ve birazda ülkemizin genel sorunları ile ilgili sorular sorduk. Bu sorulardan bazılarını ve çok kısa olarak cevaplarını aktarmadan önce Sn. Hamarat’ın sorular karşısındaki samimiyetine değinmek isterim. Öncelikle seçim vaadi gibi her soru için cevap olarak “yapılacaktır, oda yapılır, siz merak etmeyin” gibi yuvarlak laflar ve kuru vaadlerde bulunmadı. Soruların sorulması sırasında birileri çıkıp da “acele edelim arkadaşlar, vekilimizin vakti azdır” diyerek ne soruları ne de cevaplarını boğuntuya getirtmedi.
Önce Yusuf Çakır Hocamız “Kütüphane ulaşılması zor bir yerde, yeni bir kütüphane için düşünceniz, planınız nedir?” diye sordu. Sn. Hamarat bu yönde eski bir evin restore edilmesi fikrinin gündeme geldiğini bildirdi.
Daha sonra ise Burçin Eren “AKP üretici destekleme paraları dağıtıyor. Üreticiyi üç yıllığına destekleyen bu uygulama ile 2 Trilyon nakit para devlet kasasından çıkıyor. Bu para ile soğutma depoları, fındık ürünleri ve paketleme fabrikaları veya Fiskobirliğin kurtarılması gibi konulara harcansa daha kalıcı çözüme ulaşılmaz mı? diye güzel bir soru sordu. Sn Hamarat da uzun uzun açıkladı. Özet olarak “Üreticimiz sıkıntıda olduğu için bu para veriliyor” derken ben sordum.
AKP basını pek sevmiyor. Sansür uyguluyor diyecek olduk(bakın sizler bugün bu yazıyı okuyabiliyorsanız benim çalıştığım gazete de sansür yok demektir ki, on yıldan fazladır köşe yazıyorum bana hiç bir şekilde karışılmamış olması için bir kez daha Şakir Gürel ve Mücahit Gürel’e teşekkür ediyorum) Meğerse aynı gün yandaş medyadan bir bayan yazar Tayyip Erdoğan’ı eleştirmiş. Bu bir tesadüf idi. Çünkü özgür basını kısıtlayan sansür ya da başka müdahaleler ne kadar rahatsız ediçi ise nankör basın olmak da o kadar rahatsız edicidir biliyoruz.
Birde hep fındığa çözüm aranması diğer ürünleri göz ardı edilmesi gibi geliyor bana. Sadece “üretici ve çiftçi kadınlar için olan (DOKAP içinde )AB’nin, geri ödemesiz beşbin lira değerinde hibelerinin duyurulması konusunu vurguladım.
Sn. Ahmet Kabayel ise “Tarihi Ünye Limanı, Ahmet Varilci ise “sekiz yıllık iktidar döneminiz de Ünye’de somut ne yaptınız ?” diye sordu. (Devamı gelecek)
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.