Yayınlanma Tarihi: 2 Temmuz 2015 — okunma
Kriz kavramlarına yabancı değiliz. Ekonomik kriz, Küresel kriz, Küresel Ekonomik kriz duyduğumuz ve alıştığımız, ancak 1970’ler den bu yana artarak duyduğumuz kavramlar. Süreçte, küresel etnik krizler, küresel dini krizler, küresel terör saldırıları, küresel enerji gerilimleri, küresel üretim üsleri krizleri, küresel salgın hastalık tehditleri, küresel diktatörleşme salgını, küresel teknolojik sıçrama, internetin küresel enformasyon tsunamileri krizleri ve daha birçoklarını ekleyebileceğimiz büyük küresel sarsıntılar.
Bu kadar krizi, bunalımı alt üst oluşu bir çırpıda sayıyorsak küresel radikal değişimlerin hem öncesinde hem içindeyiz demektir. Bir zincirin çoğalan halkaları gibi sürekli inanılmaz değişimler süreci..
Tarihte bir benzeri olmayan bir dönem. Geçmişte kıyaslanabilecek bir evre ne yazık ki yok.
En homojen, en sağlam ve en iç içe geçmiş demetler bile bir anda hiç tanımlanmamış sosyolojik, etnik, dini, ekonomik, ideolojik ve kültürel parçalara ayrılmaya uygun.
Önümüzdeki 10-15 yıl yeni küresel sistemin tasarımının nasıl olacağına yönelik müdahale edilmezse sıcak çatışmalar dizisini içinde barındıran müthiş sıcak bir stratejik çemberden geçilecek. Bu süreçte birçok devletin un ufak olup çeşitli dilimlere ayrıldığını görmeye devam edeceğiz.
Bu sürecin önünü almaya sürecin senaristleri bile başaramayacak ve ortaya küresele senaristlerin hiç de öngörmediği hiç düşünülmemiş yeni bir devletler fotoğrafı çıkacak.
Şimdilik Ortadoğu’dan başlayan siyasal, etnik, dinsel çöküş parça parça tüm ülkeleri içine alarak en uç noktalara kadar ulaşacak.
Sırada, Türkiye, İran, Pakistan, körfez ülkeleri, Hindistan, Çin ve bazı Afrika ülkeleri var. Ardından kuzey yarımküreye ve Güney Amerika’ya sıra gelecek. Ve atomun çekirdeği parçalanacak.
Bu kompleks başkalaşımın, bu yeni, siyasi, ekonomik, sosyal ve dinsel sistemin haritası acaba herhangi küresel bir gücün elinde var mı?
Herhangi bir küresel gücün dünyada ki eski sistemi tümüyle yıkma ve yeniden bambaşka bir şekilde inşa etme gece ve planı var mı?
Bu sorunun cevabı açık: Biliyoruz YOK
Son dönemde dinleme spekülasyonları, casusluk faaliyetleri kapsamında birbirlerini itham eden ülkelerden acaba ne isteniyor?
WikiLeaks belgeleri, Snowden belgeleri gibi acaba daha bir yerlerde ne kadar belge var?
Yüzbinlerce belgenin açıklanması ne anlama geliyor? Neden bütün istihbari atıklar birden dünya gündemini işgal ediyor?
Sovyetler Birliğinin dağılmasından önce Sovyet casusları batıda çok itibarlı ve popülerdi. Batıya sığınan (!) her Sovyet istihbaratçısı batı sisteminin ideolojik ekonomik, siyasi ve kültürel başarısı sayılıyordu.
Bugün tam tersi bir süreç yaşanıyor. Batılı istihbaratçıların (!) Doğu ya sığınanları, doğunun ideolojik (!) siyası ve ekonomik başarısı olarak görülmeye başlandı.
Bu tuhaf (!) bir durum değil mi? İdeolojik bir boyutu kalman Rusya’nın,Çin’in ve başkalarının kendilerine sığınan (!) casuslar üzerinden başlattıkları karşı saldırının şifresi çözülebildi mi? Tabii ki hayır.
Tabii ki çözülemez…
O halde ne olduğunu birileri dünya kamu oyuna açıklar mı? Elinde açıklaması olsa tabii ki açıklar.
Küresel senaristlerin bu istihbarat şovlarının tüm komplikasyonlarını öngördüklerini ve denetleyeceklerini düşünebiliyor musunuz? Bu gerçekten öngörülecek ve tüm detayları ile bilinebilecek bir olgu olmanın çok ötesinde.
Küresel ve Bölgesel Güç
Küresel ve Bölgesel Güç olmanın parametreleri değişecek. Küresel ve bölgesel güç olmanın parametreleri değişecekse ve küresel ve bölgesele güç olan devletler de değişecek demektir. Yeni parametrelere sahip olanlar varsa onlar statülerini biraz revize ile sürdüreceklerdir.
Birileri bu değişimin öncü göstergelerinin siluetlerini görmekte ve olağanüstü paniklemektedir.
Bu paniğin başlangıç tarihi 1979 ve 1991’de en üst noktasına ulaşmıştır ve hala bu noktadır.
1979’dan itibaren bazı aktörlerin davranışları analiz edilirse herkes çok şaşıracaktır. Nasıl analiz edileceği bilinmesi kaydıyla.
Eski dünya düzeni ile birlikte birçok şeyde değişti, değişiyor.
Acaba değişen parametrelerin neler olduğu henüz ortaya konulmuş değil. Belki birileri önümüzdeki kısa zaman diliminde bu parametreleri açıklar. Bu açıklamanın hazır olduğunu biliyoruz.
Küresel ve bölgesel güç olmanın parametreleri değişti ise, önümüzdeki süreçte yeni süper güç veya güçler olarak hangi yapılar ortaya çıkacak?
Bu yeni süreçte yeni devletler nasıl bir uluslararası sistemin parçaları olacak? Hangi milletler ön planda yer alacak?
Bu kadar çok bilinmezle hangi küresel ve bölgesel güç baş edebilecek?
Bunları önümüzde ki günlerde, aylarda belirleyecek hale gelebiliriz.
Şu anda dünya, dümenleri kilitlenmiş nükleer patlamalara hazır bir çok uçak gemisinin gelişi güzel seyrettiği ve nükleer kıyamete sebep olabilecek kaos içerisinde.
Hangi Devletler Hazırlanıyor-Hangi Yapılar Hazırlanıyor
Dünyanın en radikal değişim ve dönüşümüne hazır olan devletler ve yapılar hangileri? Bunlar neler olabileceğini değişecek ve ortaya çıkacak parametreleri biliyor ya da öngörüyorlar mı, diye sormuş ve olumsuz yanıt vermiştik.
O halde eski küresele ve bölgesel hegemonları deve dışı bırakacak olduğu öngörülebilecek yeni küresel mimarların ön plana çıkartacağı, devlet ve devletlerin ve yapıların hangileri olduğu inanılmaz önem kazanıyor.
Yeni parametreler bilinirse doğal olarak yeni sürecin hiper güçlü devlet ve yapıları da kendiliğinden belirir mi?
Dünyanın ve bölgenin nerelere sürüklendiğini anlama ve algılama yeteneğimizi, imkanımızı ve sair donanımlarımızı bir daha gözden geçirmeli ve Ortadoğu’da hızla genişleyen dinsel, etnik, jeopolitik, stratejik, kültürel ve terörsel obrukların içine düşmeden yeni küresel sistemin içindeki yerimizi almaya hazırlanmalıyız.
Türkiye’yi bu yeni küresel sistemin vazgeçilmez ana ekseni haline nasıl getireceğiz.
Dursun Yassıkaya
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.