Türkiye İnsani Diplomaside Önde

Gündem

0

Ordu Üniversitesi Diplomasi Kulübü tarafından “Türkiye’nin İnsani Diplomasisi” konulu konferans düzenledi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Genel Müdürü Büyükelçi Dr. Hasan Ulusoy, Türkiye’nin insani yardım alanında diğer ülkelerden farkını gözler önüne serdi.

Ünye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen programa Fakülte Dekanı Tefik Noyan, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

Konferansta açılış konuşması yapan Diplomasi Kulübü Akademik Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Figen Taşçı; “Diplomasi Kulübü başta Kamu Yönetimi 2. dönem mezun adayları olmak üzere 30 kurucu üyeyle Aralık 2015 tarihinde kurulmuştur. İstekli öğrencilerim olmasa bunu başaramazdım. Öğrencilerimle kulübümüzün ilk etkinliği ne olmalıdır konusunu konurken İstanbul Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesi Kamu yönetimi lisans eğitiminde beraber sıralarda oturduğumuz ve 30 küsur yıllık kadim arkadaşım Hasan Ulusoy olmalı cevabını bulmuştum. Kendisi Türkiye’nin insani alandaki tecrübelerini ve Dünya’ya örnek teşkil eden uygulamalını Nijer Büyükelçisi olarak deneyimleyen Hasan Ulusoy konferansında ülkemizin politikasının net hatlarını çizeceklerdir” dedi.

Türkiye Bunu Uzun Süredir Yapıyor

Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Genel Müdürü Büyükelçi Dr. Hasan Ulusoy ise sunumunda; “İnsani diplomaside Türkiye olarak vurgulamak istediğimiz unsur insan odaklı diplomasidir. Diplomaside çıkar amaçlı veya farklı amaçlar uğruna yapılar. Sokakta ki insanın kalbini kazanmaya yönelik diplomasidir insani diploması. Türkiye bunu uzun süredir yapıyor. Ülkelerin ihtiyaçları üzerine yapılan bir diplomasidir yani talep olduğunda yapılır. En azından Türkiye öyle yapmaktadır. TİKA, Yurtdışı Türkler Başkanlığımız, AFAD, uzman bakanlığımız gibi paydaşlarımızla bu diplomasiyi sürdürüyoruz.

Türkiye İnsani Diplomasiyi Şiyar Edinmiş Bir Ülke

Ne yapıyoruz? Orada olan öğrencilere staj imkânı, eğitim imkânı sağlıyoruz, TİKA aracılığıyla kurumsal altyapılarını güçlendiriyoruz sağlık kurumu okul gibi. Bu çok paydaşlı bir süreç. Türkiye bu insani diplomasiyi şiyar edinmiş bir kültüre sahip. Böyle bir diplomasiyi yerine getirebilmenin temel şartı kapasitenizin yeterli olması, ekonominin yeterli olmasıdır. 2010 yılından sonra ekonomik gücümüzün artmasıyla bu yapılan faaliyetler daha ön plana çıkmaya başladı.

Balık Vermiyoruz, Tutmayı Öğretiyoruz

Türkiye neden bu konuda ön plana çıkıyor? Bizim farkımız sadece balık vermek değil, nasıl balık tutulmasını, o oltayı nasıl üretilebileceklerini gösterip yardımcı olmamız. Biz Türkiye’nin diplomasisini böyle özetliyoruz. Sadece insani bir kriz yaşandığında o günü kurtaracak yardım değil, uzun vadede bir kriz olduğunda kendi ihtiyaçlarını görebilecek aşamaya getirmeye çalışıyoruz. Bu yapılan çalışmalar, Türkiye’yi diğer ülkelerden farkını ortaya çıkartıyor. Türkiye’nin bu sahada farklı bir konumu daha var.

İnsani Yardım Konusunda Dünya’da 3. Sıradayız

Genelde insani alanda bazı durumlar oluyor. Bir yanda ihtiyaç sahibi ülkeler yani krizlerden etkilenen ülkeler, bir yanda da insani yardım sağlayan ülkeler oluyor. Türkiye yardım sağlayan doner ülkeler arasında dünyada ilk 3 sırada, milli gelire bakıldığında ise ilk sırada. İşte bu Türkiye’nin bir özelliği, aynı zamanda krizden etkilenen bir ülkeyiz. Son yıllarda sınırlarımızın güneyinde yaşanan çatışmalardan dolayı ülkemize gelen sığınmacıların ağırlanmasından dolayı bir özelliğimiz var. Bu Türkiye’ye belki bir acı tecrübe, çünkü bunun mali, güvenlik gibi bir takım sıkıntıları illaki olabilir ama aynı zamanda insanı yardım alanında hem doner dünyayı hem de krizden etkilenen kesimden dünyayı görmemizi sağlıyor, daha bütüncül politika izlememizi sağlıyor. Bu bir tecrübe ve bu tecrübeyle Türkiye’nin insani yardım alanında dile getirdiği hususlarda sözünün daha fazla dinlenmesi imkânını da bir anlamda sağlıyor.

Halkımızın Yardımlaşma Anlayışı Çok Gelişmiş

Bizim halkımızın yardım kültürü, yardım anlayışı çok gelişmiş durumda. Özellikle STK’lar çok rahat para toplayabiliyorlar ve bunu ihtiyaç sahibi ülkelere kolayca gönderebiliyorlar. Onun için Türkiye, özellikle uluslararası alanda yardım sağladığı zaman sadece kendi kurumlarıyla değil aynı zamanda sahada birçok sivil toplum kuruluşu ile birlikte çalışabiliyor. Bazen bunun eş güdümü zor olabiliyor ama eşgüdüm sağlandığında çok daha bütüncül çok daha etkili politikalar izleyebiliyoruz” dedi.