son haberler

“Atatürk İlkelerinden Uzaklaşmanın Bedelini, Ağır Ödüyoruz”

Yayınlanma Tarihi: 30 Temmuz 2015 okunma

“Atatürk İlkelerinden Uzaklaşmanın Bedelini, Ağır Ödüyoruz”
Gündem
0

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Ünye Şube Başkanı Ali Rıza Ateş; “Cumhuriyetimizin kazanımları ile Atatürk devrim ve ilkelerinden uzaklaşmanın bedelini, bugünlerde ağır bir şekilde ödüyoruz” dedi.

ADD Ünye Şube Başkanı Ali Rıza Ateş, dernek binasında düzenlediği basın toplantısında, 13 yıldır ülkeyi yönetenlerin Cumhuriyetin temel değerlerini hiçe saydığını ve laik düzeni savunma yerine dini inançlar üzerinden yaptığı istismarla, insanları ayrıştırıp, tehlikeli bir kutuplaşma yarattığını savundu.

Ben dedim oldu mantığı ile, tek kişinin ruh haline göre devlet kadrolarının oluşturulduğunu ve bu mevcut kadroların da ülke yönetimine dahil edildiğini belirten Ateş; “Hukukun üstünlüğü, adalet mülkün ve var oluşun temelidir ilkesi ve sözü bugün tozlu raflara bırakılmıştır. Emperyalist güçlerin, lrak, Mısır, Suriye, Libya ve Ortadoğu ve İslam coğrafyasındaki emellerine, şu an ülkemizi yöneten siyasi irade çanak tutmuş hatta destek vererek, adını ismini dahi telaffuzdan aciz olduğumuz sayıları her geçen gün artan terör gurupları bölgede yaratılmış, kimin kiminle neden savaştığı dahi belli olmayan, ancak Müslüman’ın Müslüman’ı acımasızca katlettiği din ve mezhep savaşları bölgeyi kan gölüne çevirmiş ve silah tüccarları daha da zenginleştirilmiştir. İzlenen omurgasız dış politika yüzünden, Ülkemiz bu din ve mezhep savaşlarında taraf olmaya itilmiştir” dedi.

“İktidar Yanlısı Toplum Yaratılmıştır”
Ateş açıklamasında; “Ülkemizin itibarı zedelenmiş, 20 milyon fakir muhtaç insanımız varken, yıllık harcamaları 10 milyar dolarları bulan, gereksiz olarak bu ülkeye getirilen mültecilere, bu muhtaç ve fakir milletin kaynakları fütursuzca aktarılmış, aktarılmaya da devam edilmektedir. Gerek içte, gerekse dış da devam eden istikrarsız tutum, ekonomiyi çökertmiş, yabancı yatırımcılar apar topar ülkeyi terk etmiş, getirilen mültecilerin kamu düzenini bozması nedeniyle de turizm çökmüş, bu yolda elde edilen kazanımlarımızda yok olmaya başlamıştır. Ülkeyi yönetenler rüşvet ve menfaat sarmalından kurtulamamış, hırsızlık, yolsuzluk, talan, çalma çırpma meşru hale getirilmiş, tüm yolsuzlukların üstü kapatılmış, halkın adalet hak hukuk anlayışı da bu yüzden dejenere olmuş ve toplumun çoğu kesimi de bu dejenerasyona ortak edilerek, iktidar yanlısı toplum yaratılmıştır. En büyük darbe ise, demokrasimize, Cumhuriyetimizin kazanımlarına insan hak ve özgürlüklerine, adalete ve tarafsız özgür basına yapılmış olup insanlarımızın özgürlük hakları gasp edilerek, tek adamlığın ve tek liderliğin ruh haline teslim edilmiştir.

“Ülkemiz Bugün Yalnızlaştırılmıştır”
Milli değerlerimiz ve milli bayramlarımız her geçen gün zaafa uğratılarak, ulus olma değerlerimiz bir bir yok edilmeye mahkum edilmiştir. Dünya devletleri nezdinde, dış basında ve hatta İslam alemindeki devletlerin bize olan güvenleri ve destekleri çekilmiş, ülkemiz bugün yalnızlaştırılmıştır. Seçim sonrası istikrarlı bir hükümetin halen kurulamaması nedeniyle de ülkemiz başsız hale getirilmiş mevcut hükümet de emanetçi sıfatı ile ülkeyi yönetmeye çalışmakla, Ülkemizin daha da fazla bir kaosa sürüklenmesine neden olmaktadır. 10 yıl aynı kadrolarla bu ülkeyi beraber yönettikleri Gülen cemaati ile menfaat çatışması yüzünden ters düşülmüş, paralel yapı ile mücadele adı altında, cemaat mensubu olsun veya olmasın tüm kamusal alanda görev yapanlar, haksız ve insafsızca yerlerinden edilmiş ve hapislere tıkılarak emniyeti ve kolluk güçlerini görev yapamaz duruma sokarak, halkın bu kurumlara ve adalete olan güvenlerinin sarsılmasına ve bir korku hegomonyası yaratılmasına sebep olunmuştur. Elinden silahı bırakmayan terör örgütü PKK temsilcileri ile masaya oturmak ve izlenen yanlış politikalar yüzünden, bugün o bölgede kamu istikrarı yok olmuş, resmen olmasa da fiilen ülkemizin üniter yapısı ile bölgenin kamu düzeni bozulmuş, insanlarımızın güvenliği PKK tehdidi altında olup, her gün masum insanların kanı dökülmektedir” diye konuştu.

“Yaşasın Atatürkçü Düşünce”
Açıkladığı olumsuzlukların bertarafı için çözüm önerileri de sunan Ateş; “Ülkeyi halen yönetenler veya yönetime talip olanların, mezhepçilikten bir an önce vazgeçip milli politikaya derhal dönmeleri gerekmektedir. Mevcut siyasi partilerin bir an önce anlaşarak güçlü bir iktidar koalisyonu yapmaları, başta anayasa olmak üzere eğitim, sağlık, ekonomi, iç ve dış güvenlik, dış politika, adalet ve tüm devlet kurumlarını yeniden inşa ederek, üretken bir devleti yaratmaları, yolsuzluk, yoksulluk ve fakirliği def eden sosyo-ekonomik politikaları bir an önce devreye sokup, ilk önce siyasi uzlaşıyı sağlamaları zorunlu ve kaçınılmazdır. Bu dönem halka bütünleşme, topluca karar alma ve ülkenin üniter yapısını koruma, ikinci bir Kurtuluş savaşının topyekün halkla birlikte verilmesi dönemidir. Birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalışanlara inat, Cumhuriyet kazanımlarına zarar verenlere inat, Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti, yaşasın Atatürkçü düşünce” dedi.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.