son haberler

Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü

Yayınlanma Tarihi: 25 Kasım 2021 okunma

Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü
Gündem
0

Ordu Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyeleri,  25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü”  dolayısıyla  Adliyesi  önünde  basın açıklaması yaptı.

Komisyon adına açıklama yapan Av. Tuğba Değer, “Maalesef ülkemizdeki yasal düzenlemeler uygulamalara yansımamakta, siyasilerin üniversitelerin, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, kamu kurum ve kuruluşlarının kadına yönelik açıklamalarının kadınların yasalarla elde ettiği kazanımların uygulanabilirliği ortadan kalkmaktadır.” dedi.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Ordu Barosu Kadın Hakları Komisyonu adına açıklama yapan Av Tuğba Değer, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete karşı Uluslararası Mücadele Gününde Kadınlar dünyanın her yerinde yaşamın her alanında karşılaştıkları ayrımcılığa, sömürüye, cinsiyet eşitsizliğine, ev içi şiddete, toplumsal şiddete dikkat çekerek, mücadele ve dayanışma ruhuyla kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi için etkin, sürdürülebilir mücadele için toplumu, ilgili kurum ve kuruluşları görevlerini yapmaya yasaları uygulamaya çağırmaktadır.” dedi.

Ülkemizde kadınların hukuki kazananlarına karşı yürütülen sistematik çalışmalar sonucunda, kadına yönelik şiddetin giderek arttığını söyleyen Değer, “Ülkemizde kadınların hukuki kazananlarına karşı yürütülen sistematik çalışmalar sonucunda, kadına yönelik şiddetin giderek arttığını, en temel insan hakkı olan yaşan, hakkının vahşice ihlal edildiğini endişeyle gözlemlemekleyiz.  İstanbul Sözleşmesinden hukuka aykırı bir şekilde çekinilmesi Türk Medeni Kanunuyla ve  6284 Sayılı Yasa ve Uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan kadın hakları kazanımlarını ortadan kaldıracak düzenlemelerinin yapılacağının kamuoyunda sürekli gündemde tutulması, laik e bilimsel eğitimden uzaklaşılması toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı açıklanmaların desteklenmesi, toplumsal cinsiyet derslerinin müfredatlardan çıkartılması. kadını özgür bir birey olarak görmeyip sadece aile içinde bir birey olarak sınırlandıran zihniyetin oluşmasına yol açan politik uygulamalar ve benzeri gibi nedenlerle kadınlar daha fazla açık hale getirilmektedir.” dedi.

Ülkemizdeki yasal düzenlemelerin uygulamalara yansımadığını belirten Değer,  kadına karşı şiddetin ortadan kaldırılması  için mücadelelerinin devam edeceğini vurgulayarak şunları kaydetti,

“Kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesinde yasal mevzuatın önemini biliyoruz.  Ancak bunun yanında mevcut yasal düzenlemelerin ve uluslararası mevzuatın eksiksiz ve  tutarlılıkla uygulanmasının daha da önemli olduğunun farkındayız. Maalesef ülkemizdeki yasal düzenlemeler uygulamalara yansımamakta, siyasilerin üniversitelerin, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, kamu kurum ve kuruluşlarının kadına yönelik açıklamalarının kadınların yasalarla elde ettiği kazanımların uygulanabilirliği ortadan kalkmaktadır.”

“Kadına yönelik şiddetin önlenmesi Devletin kadınları korumaya yönelik önlemleri ve  şiddete yönelik politikalarıyla birebir ilgilidir. Erkek şiddeti, kadın cinayetleri, kadının korunması temel bir politika olarak ele alınmalıdır. Kadına  yönelik şiddetin ortadan kaldırılması ve şiddete uğrayan kadınların korunması devletin sorumluluğundadır. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yasal mevzuatın yanında, toplumsal zihniyetin değişmesi de çok önem arz etmektedir. Bu bağlamda, devletin öok yönlü ve bütüncül politikalar üretmesi yanında bu mücadelenin toplumsal düzeyde genele yayılarak etkin ve kararlı yürütülmesi gerekmektedir. Ancak günümüzde ülkemizde zihniyet dönüşümüne yol açacak politikalar oluşturmadığı gibi tam tersi kadınların insan haklarını koruma altına alan kanunları ve uluslararası sözleşmeleri kaldırmaya yönelik çalışmalara destek olunmasının ve İstanbul Sözleşmesinden hukuka aykırı olarak çekinilmesinin kadına yönelik şiddette kadınları korumasız bıraktığını ve kadınların yaşam hakkının ihlaline yol açtığını görmekteyiz.”

“Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için Türk Medeni Kanun’u. 6284 sayılı Kanun. Uluslararası sözleşmelerle güvence altına alman kadın haklarının tüm kurum ve kurutuşlarla eksiksiz uygulanması. Aile Hukuku ve kadına karşı şiddet alanlarında uzlaşma ve arabuluculuk uygulamalarının kabul edilmemesi, nafaka konusunda yasal bir değişiklik yapılmaması ve İstanbul Sözleşmesinin yeniden yürürlüğe sokulması öncelikli taleplerimizdir.”

“TÜBAKKOM ve Ordu Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, her gün olduğu gibi, kadınların Cumhuriyetimizle, Anayasa” mız. yasalarımız ve Uluslararası sözleşmelerle elde ettiği kazanımlar, ihlal edecek veya ortadan kaldıracak düzenleme ve değişikliklerin karşısında olmaya ve İstanbul Sözleşmesinin yeniden yürürlüğe sokulması için talepkar olmaya devam edeceğimizi, yasaların eksiksiz olarak uygulanması konusunda tüm kamu kurum ve kuruluşlarının uygulamalarını takip edeceğimizi, Kadına Karşı Şiddetin Ortadan Kaldırılması  İçin Mücadelemizi Dayanışma Ruhuyla Sürdüreceğimizi Kamuoyuyla Paylaşıyoruz.”

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.