Şahin: Fındık Ferrero’nun İnsafına Bırakılamaz

Ekonomi

0

Saadet Partisi Ünye İlçe Başkanı Özgür Şahin fındıkta fiyat sorununa değinerek “üreticilerimizin çektiği sıkıntıları görmezden gelerek, üreticilere maliyetinin altında bir fiyat vermek, karın tokluğuna dahi çalışamaz bir hale getirmek nasıl bir aklın ürünü olabilir merak ediyoruz” dedi.

Bölgemizde devam eden fındık hasadının fiyatındaki beklentilerin altındaki rakamı Saadet Partisi Ünye İlçe Başkanı Özgür Şahin değerlendirdi. Başkan Şahin, “Fındık, Karadeniz çiftçisinin en önemli geçim kaynağı olması bakımından önem arz etmekte; fakat hükümetin fındığa sahip çıkmıyor oluşu fındık üreticisini zor durumda bırakmaktadır” derken fındığın sahipsiz kaldığını kaydetti.

Başkan Şahin açıklamasında, “Geçtiğimiz günlerde açıklanan fındık fiyatları, üreticinin hayatını idame ettirmek şurada dursun kendi maliyetini dahi karşılayamıyor. Yeni sezon fındık fiyatını TMO (Toprak Mahsulleri Ofisi) 10 Lira 50 Kuruş olarak (tabi tarla sahiplerinden fındığın tamamı da alınmamak kaydıyla-belirli kotalar ve şartlar getirerek almak üzere) açıklarkenserbest piyasalarda 8.5 Lira olarak karşılık bulması üreticilerin elini kolunu bağladı. Hükümetin bu konuyla alakalı önemli adımlar atması lazım. Yaptırdığımız fiyat analizlerinde fındığın üreticiye maliyeti, kilo başına 10 Lira 10 Kuruş’tur. Bu hesaplama da göz önünde tutulduğunda biraz önce de söylediğimiz gibi üreticinin hayatını idame ettirmesi olağan değildir ” diye konuştu.

Refah-Yol Hükümeti döneminden örnek veren Başkan Şahin, ” Refah-Yol Hükümeti döneminde 4.5 kg. fındık, 12 kg’lık mutfak tüpü alıyordu. Bugün 12 kg’lık tüp almak için 9.5 kg fındık gerekiyor. 1997 yılında 1 kg fındık 22 ekmek alırken bugün 1 kg. fındık ancak 9 ekmek alıyor. Yine 1997 yılında 1 kg. fındık 5 litre mazot alırken bugün 1kg. fındık sadece 2 litre mazot alabiliyor.Aradan geçen yirmi yılda fındık hak ettiği değeri bir türlü bulmuş değil. Dünyadaki fındık alanlarının % 77’si, üretiminin % 67’si; dünya fındık ihracatının da % 75’i ülkemiz tarafından gerçekleştiriliyor olmasına rağmen; üreticilerimizin çektiği sıkıntıları görmezden gelerek, üreticilere maliyetinin altında bir fiyat vermek, karın tokluğuna dahi çalışamaz bir hale getirmek nasıl bir aklın ürünü olabilir merak ediyoruz” dedi.

Şahin açıklamasını şöyle sürdürdü: “Fındık, Karadenizli hemşerilerimizin yanı sıra ülkemiz insanı için de çok önemli bir ürün. 2010 yılından bu yana ülkemize toplamda 14.2 milyar dolarlık bir gelir getirmiştir. Fakat bu kadar büyük bir pastadan üreticin payına düşen dilim yok denecek kadar azdır. Üreticiye verilen bu fiyatlar, sadece üreticiyi değil dolaylı yoldan bölge insanının tamamını etkilemektedir. Kazanan üretici, işçisine daha fazla ödeme yapabilir. Alım gücü artar. Piyasalara kredi kartıyla borçlanmak ve bankaların karına kar eklemek yerine sıcak para akışı sağlar. İç piyasada canlanma olur. Yanlış hak anlayışı olan “Sadece ben kazanayım.” düşüncesi yerine, “Kardeşim de kazansın.” doğru hak anlayışı tercih edilirse herkes kazanır.”

“Fındık taban fiyatının en az 14-15 Lira olması lazım ki üretici sosyal ve ekonomik yönden rahat etsin. Köylerinde, topraklarında kalıp üretim yapmaya devam etsin. Aksi halde hâlihazırdaki nüfus yoğunluğunu dahi kaldıramayan şehirler; göç almaya devam edecek, köylerde genç nüfus kalmayacak. Böylece üretim olmayacak; mercimeği, pirinci, şekeri olduğu gibi fındığı da ithal eder duruma geleceğiz. Ama fındığa destek verildiğinde yani iç piyasadaki fiyatı artırıldığında bu saydığımız olumsuzluklar meydana gelmediği gibi ihracat fiyatı da artmış olacak ki bu da ülkemize döviz girdisi anlamına gelecek. Yani üreticimiz kazanırken ülkemiz de kazanıyor olacak. Hükümet ve özelde Tarım Bakanımız Sayın Ahmet Eşref Fakıbaba, bu konuya ivedi el atmalı, tekelleşmenin önüne geçmeli, TMO yerine Fiskobirlik’irevize ederek tekrar canlandırmalı ve bu yolla rekabet ortamı oluşturmalıdır. Üreticinin tüm giderleri hesaplandıktan sonra makul bir fiyat verilmeli, üretici sahipsiz bırakılmamalı, fındığın fiyatı Nutella’nın fındık ihtiyacının % 80’ini Türkiye’den karşılayan Ferrero’nun insafına bırakılmamalıdır.Bu yolla üreticinin de tüccarın da tüketicinin de mağdur edilmediği adil-ekonomik bir düzen kurulmalıdır.”