son haberler

Teknolojiyi Üretemezsek, Bunu Yapanlar Bizi Yönetir

Yayınlanma Tarihi: 5 Nisan 2016 okunma

Teknolojiyi Üretemezsek, Bunu Yapanlar Bizi Yönetir
Gündem
0

Ordu Üniversitesi Girişimcilik ve Kariyer Kulübü ile Ünye Ticaret ve Sanayi Odası işbirliğinde “Üretimde Kümelenme ve İstihdam” konulu panel düzenlendi. Panelde konuşan OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, “Teknolojiyi üretenler, bilgiyi üretenler, üretmeyenlerin ne yapması gerektiğini, ne yapmaması gerektiğini, ne giymesi gerektiğini, ne yemesi gerektiğini, ne içmesi gerektiğini onlar tayin ediyor” dedi.

Ünye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleştirilen panele OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, yönetim kurulu üyesi Binnaz Karaosmanoğlu, Düzce Üniversitesi Öğretim Görevlisi İsmail Hakkı Eraslan, Ordu Üniversitesi Girişimcilik ve Kariyer Kulübü Başkanı Gürol Özcüre, ÜTSO Başkanı Durmuş Zor, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

Teknolojiyi Üretemezsek, Bunu Yapanlar Bizi Yönetir 1Açılış konuşması yapan Ordu Üniversitesi Girişimcilik ve Kariyer Kulübü Başkanı Gürol Özcüre; “Kariyer Kulübü olarak birçok programda beraber olduk. Burada özellikle Üniversite ve Sanayi işbirliğini de sağlayacak şekilde konuşmacıların, sizleri özellikle iş hayatına atıldıktan sonra sizlere yararlı olacak konular hakkında aydınlatacak” dedi.

Ahmet Ustanın Yaptığı Ürünün Dünyada Karşılığı Var

Panele konuşmacı olarak katılan OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, ilk olarak OSTİM hakkında detaylı açıklamalarda bulunarak; “Biz üreten bir bölgeden geliyoruz. Üretmek, üretim yapmak gerçekten sihirli bir iş, anlamlı bir iş. Bizim bölgemizi kuran rahmetli Cevat Dündar, kendisini rahmetle anıyoruz. Bu adamcağız bir meslek lisesi mezunu, Kırşehirli ve kendisi üretim yapan bir adam ve de ahilik kültürüyle yetişmiş bir adam. Ahilik kültürü gerçekten önemli. Üretmeden tüketmeyi hak etmeyen Teknolojiyi Üretemezsek, Bunu Yapanlar Bizi Yönetir 3bir kültürden bahsediyorum. Kurucumuz tek başına bir yolculuğa çıkıyor ve Ankara’da sanayi şehri kurmak için çaba harcıyor. Bütün sistemler karşısına çıkıyor. Belediyesinden o gün ki idarelere kadar ama yılmıyor. 2 bin tane adamı topluyor, onlardan da para topluyor ve örnek gösterilen OSTİM’i kuruyor. Şu anda bu bölge 5 bin 200 insan iş görüyor, 50-60 bin civarında insan ekmek yiyor ve OSTİM’de üretilen bu ürünler Amerika, Almanya, Ortadoğu’ya satıyor. OSTİM’de bir Ahmet ustanın yaptığı ürünün dünyada karşılığı var. Bu bize çok keyif veriyor” dedi.

Üreten İnsanlar, Üretmeyenlerin Kaderini Tayin Ediyor

Orhan Aydın daha sonra üretmenin önemine değinerek, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü; “Şu anda bulunduğumuz ortamlarda ‘ya üretmeden de olur, üretim yapmak şart mı’ gibi yanlış yerlere geldiğimiz zamanlar oluyor. Bu serbest piyasa ekonomisi bizi ‘hizmet sektörüyle geçiniriz, işimizi hallederiz’ gibi düşüncelere itebiliyor. Üretmeden olmaz arkadaşlar. Üretmek zorundayız, peki üretmezsek ne olur? Dünya’da ki manzaraları hep beraber seyrediyoruz. Üreten insanlar, üretmeyenlerin kaderini tayin ediyor. Teknolojiyi üretenler, bilgiyi üretenler, üretmeyenlerin ne yapması gerektiğini, ne yapmaması gerektiğini, ne giymesi gerektiğini, ne yemesi gerektiğini, ne içmesi gerektiğini onlar tayin ediyor.Teknolojiyi Üretemezsek, Bunu Yapanlar Bizi Yönetir 2 Buradan nasıl çıkacağız? Buradan çıkmazsak ne olur? 1975 yılında Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığında bir mühendis olarak göreve başladım. O tarihte ki milli gelir rakamları Güney Kore ile birbirine yakındı. 1960’lı yıllarda daha ilerdeyiz Türkiye olarak. Şu anda Güney Kore’nin bir şirketi, bütün ülkemizin değerlerine denk. Bu nasıl oluyor peki, onlar ne yaptı da biz yapmadık. Üretmiyoruz.

Okuyamayanların Sorumluluğu Okuyan İnsanlara Kalıyor

Sadece üretim yapalım demekle olmuyor. Patates mi üretelim, domates mi üretelim, elbette üretelim ona dediğimiz bir şey yok, saygı duyuyoruz. Katma değeri yüksek olan ürün üretmemiz gerekiyor. Bu nasıl oluyor? Bilimi üreteceksiniz, bilgiyi üreteceksiniz, bilgiyi teknolojiye çevireceksiniz, teknolojiyi üretime çevireceksiniz. Sadece yapmış olmakta yetmiyor. Bunu dünyanın yaptıklarıyla yarıştırarak, öne geçerek ve pazarda satılabilir hale getireceksiniz. Bunu kim yapacak, köylü Mehmet dayı mı? Bunu okumuş insanlar yapacak. Bakın okumuş insanların sorumluluğu çok fazlalaşıyor. Çünkü üniversite sınavına 1 milyon küsür insan giriyor, bunun bir kısmı okula gidiyor, bir kısmı da mezun oluyor. Mezun olamayanlar, okuyamayanlar, sokakta olanların sorumluluğu okuyan insanlara kalıyor. Onlar bilgiyi, bilimi, teknolojiyi üretecek, o üretmeyen okumayan insanlarında istihdamını sağlayarak ülkeyi kalkındıracak. Yapamazsak ne olur? Yerlerde sürünürüz, yapanlar bizi yönetir. Bu ülke bunu hak etmiyor.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.