son haberler

Ünye’de Tarih ve Kültür Müzede Yaşatılıyor

Yayınlanma Tarihi: 20 Mayıs 2017 okunma

Ünye’de Tarih ve Kültür Müzede Yaşatılıyor
Gündem
0

 Ünye Belediyesi Yaşayan Kültürel Miras Müzesi’nde, geçmişte insanların yaşam tarzı olan, geçim kaynağını oluşturan, oyunlarıyla birlikte unutulmaya yüz tutmuş kültürel değerleri tanıtılıp yaşatılıyor.

Türkiye’de 3. Müze Ünye’de

Somut olmayan kültürel mirasın korunması ve yaşatılması amacıyla 8 ay önce Ünye Belediyesi tarafından “Yaşayan Kültürel Miras Müzesi” haline getirilen Ünye Kent Müzesi, bu konseptiyle Karadeniz Bölgesi’nde tek, Türkiye’de ise 3’ncü müze oldu. Yapılan çalışmalar neticesinde her geçen gün daha fazla ziyaretçi çeken ve beğeni kazanan Ünye Yaşayan Kültürel Miras Müzesi yeni eklenen özelliğiyle dikkat çekiyor.

Ünye Belediyesi Yaşayan Kültürel Miras Müzesi’nde, geçmişte insanların yaşam tarzı olan, geçim kaynağını oluşturan, oyunlarıyla birlikte unutulmaya yüz tutmuş kültürel değerleri tanıtılıyor.

UNESCO logolu tek müze –

Uygulamalı halk kültürünü yaşayarak anlatması özelliğinden dolayı Türkiye’de hizmet veren 3. müze özelliği taşıyan, UNESCO logolu tek müze olan Ünye Yaşayan Kültürel Miras Müzesi, yakın tarihin unutulmaya yüz tutmuş kültürel değerlerini geleceğe taşıyor.

18-24 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Müzeler Haftası nedeniyle Yaşayan Kültürel Miras Müzesi’ne konuk olduk. Ünye’nin tarihi, kültürü ve unutulmaya yüz tutmuş çocuk oyunlarının canlandırıldığı müzede yapılan aktiviteleri ve müzenin önemini Müze Sorumlusu İhsan Akbulut anlattı.

250 Yıllık Kaptan Evi

Ünye Yaşayan Kültürel Miras Müzesi Sorumlusu İhsan Akbulut, müzede yer alan odaları ve alanları şöyle anlattı; “250 yıl önce kullanılan bir kaptan evinin olduğu müzenin alt katındaki ilk odamız Ömer Çam Gösteri Sanatları Odası. Bu odada bizle geleneksel Türk Halk Tiyatrosu, Ortaoyunu, Meddah, Hacivat ile Karagöz, kukla geleneğini gelen ziyaretçilerimize aktarıyoruz. Ziyaretçilerimizi de bu oyunlarımıza dahil ediyoruz. Onlar da aslında oynadığımız oyunun bir parçası haline geliyor. Dolayısıyla müzede bu etkinliklere katıldıklarında unutulmaz bir an yaşamış oluyorlar.”

Bilmeceyi bilen üst katı gezme şansını yakalıyor

Müze sorumlusu Akbulut, üst katta müzeyi gezebilmek için ziyaretçilerin sorulan bilmeceleri de bilmesi gerektiğini de anlatarak, şunları söyledi: “Alt katta etkinliklerimiz bittikten sonra üst kata geçebilmek için, küçük bir bakır tencerede bizim bilmecelerimiz var, yine bu yörede derlediğimiz bilmeceler bunlar. Her gelen ziyaretçimize bu bilmeceleri soruyoruz, bu bilmeceleri bildikten sonra onları üst kata davet ediyoruz. Üst kata çıktıktan sonra misafirlerin ağırlandığı baş odada Ünye’nin türküleri, ‘Ünye’den çıktım da aman başım selamet’ türküsünün hikayesini anlatıyoruz. Yine burada kullanmış olduğumuz eski zamanlarda oynanan köy içi, oda içi oyunları dediğimiz kabalak ve yüzük oyunu gibi oyunlarımızı oynuyoruz. Gelen ziyaretçilerimize aynı zamanda çocuklarımıza yöremize ait masallar anlatıyoruz. Diğer odamız Ali Rıza Bey ve Meliha Hanım’ın odası. Burada da yine konağın son sahipleri hakkında bilgiler verildikten sonra toplumsal ritüel uygulamaları yapıyoruz. Bunlar doğum, evlilik, sünnet, nişan, ölüm gibi geçiş dönemlerinde halkımızın ne gibi inançları var. Mesela Ünye’de bir kız nişanlanacaksa ‘senin şerbetini ne zaman içeceğiz? denir. Bir asker gidecekse ‘senin keşkeğini ne zaman yiyeceğiz? ‘ denir. Aslında bu geçiş dönemlerine hangi deyimler, hangi kelimeler nasıl kullanılıyor bunları gösteriyoruz. Yine gelin ve damat evin dışına çıktığı zaman burada fındık ve mısır atılır. Siz ona mutluluklar dilediğiniz zaman size ‘darısı başına’ der. Neden? Çünkü siz onun başından mısır atarsınız, oda size eğer bekarsanız darısı başına yani senin de başından mısır atsınlar gibi bu tarz uygulamaları gelen ziyaretçilerimize anlatıyoruz. Son odamızda Kaptan odası. Kaptanlık geleneğini orada yaşatmaya çalışıyoruz. Kaptan hikayelerini yaşatmaya çalışıyoruz. Yine evin genel bilgisini orada veriyoruz. Yine kaptanın yaşamış olduğu hikayeler, anıları derleyip gelen ziyaretçilerimize anlatıyoruz.”

Fındık manileri çekiliyor

Karadeniz Bölgesi’nin yeşil altını olan fındık ürününün de müzede oyunların içine dahil edildiğini de vurgulayan İhsan Akbulut, “Müzenin mutfak kısmına geldikten sonra yine birkaç uygulamamız var. Mutfağa gelen her ziyaretçimiz fındık manisi çekiyor. Hem bu maniyi okuyor, hem de bu fındığın tadına bakmış oluyor. Yine mutfakta Tük Kahvesi Geleneğinden bahsediyoruz. Deyimlerin, atasözlerinin hikayeleri nereden geliyor, bunları anlatıyoruz. Yaşayan kültürel miras dediğimiz anlayış şu; çok eski zamanlarda soframızda, insanlar elektriğin olmadığı zamanlarda, gaz lambası yokken fındık kabuğunu sofranın ortasına koyuyorlar ve onu o şekilde yakıyorlar. Onun ışığı ile bir aile o sofrada akşam yemeğini yiyebiliyor. ‘Bir fındık bir sofra kaldırır’ atasözümüz Ünye’nin yerel atasözüdür. Bunu bize gelen ziyaretçilerimiz anlattı, bizde gelen diğer ziyaretçilerimize bu geleneği anlatıyoruz. Aslında eski ile yeni arasında bir köprü vazifesi görüyor müzemiz.” diye konuştu.

 Oyun ve oyuncak kültürü aktarılıyor

Akbulut, müzede geleneksel oyun ve oyuncak kültürünün de aktarıldığını belirterek, “Bilyeli arabadan tutunda, çember çevirmeye, tentürük oynamayı gösteriyor ve gelen ziyaretçilerimize öğretiyoruz. Yine sek sek oyunu gibi oyun kültürümüzü müzenin bahçesinin dışında icra ediyoruz.” dedi.

Tarihi ve kültürel miras gelecek nesillere tanıtılıyor

Ünye Belediye Başkanı Ahmet Çamyar yaptığı açıklamada, Yaşayan Kültürel Miras Müzesi’nde tarihi ve kültürel mirasların gün ışığına çıkarılıp gelecek nesillere tanıtıldığını söyledi. Türkiye’de bu özelliği olan 3. müzenin Ünye’de olduğunu belirten Çamyar, “Müzemiz durağanlık arz eden bir müzeydi. Yani klasik Türkiye’deki müzeler gibi insanlar buraya gelir buradaki eşyalara bakardı ve çıkarlardı. Biz yaklaşık 8 ay önce müzemizi Yaşatan Kültürel Miras Müzesi haline getirdik. Yaşayan Kültürel Miras Müzesi Türkiye’de 3 tane var, bu nitelikte olarak Türkiye’de de tek” dedi.

Çamyar, müzede Ünye’nin başta olmak üzere Osmanlı kültürünün günlük ve sosyal yaşamında kullandığı öğelerin canlı olarak izlenebilme ve denenebilme imkanının olduğunu belirterek “İnsanlar buraya geldiklerinde burada çocukluklarında oynamış oldukları oyunları, dinlemiş oldukları manileri, ninnileri, atasözleri, deyimlerle karşılaşıyorlar. Yaklaşık 2 saate yakın hoşça zaman geçiriyorlar. Müzenin içindeki eşyalara dokunma fırsatları var. Kendileri onları yaşayarak ne anlama geldiğini, nereden geldiğini ki 250 yıllık geçmişi öğrenmeye çalışıyorlar.” ifadelerini kullandı.

Müzede oluşturulan bölümlerle kent tarihinde önemli yeri olan değerlerin tanıtıldığını ve bu özelliğiyle de yoğun ziyaretçi ilgisi olduğunu ifade eden Çamyar, şunları kaydetti:

 Müze, 15 bin ziyaretçinin durak noktası oldu

“Bunları yaptığımız içinde yaklaşık 8 aylık süre içerisinde 15 bine yakın ziyaretçi akına uğrayan bir müze haline geldi. Tüm hemşerilerimizi burada hoşça vakit geçirmeye davet ediyorum. Ayrıca herkesi güzel şehrimiz Ünye’mize davet ediyorum. Ünye’mizde gezerken de 2-3 saatlerini burada ki yaşayan Kültürel Miras Müzesinde geçirmelerini onlara tavsiye ediyorum.”

 Ödüllü müze

Ünye Belediyesi Yaşayan Kültürel Miras Müzesi’nin iki ödüle layık görüldüğünü vurgulayan Ahmet Çamyar, “Müzemiz Hacettepe Üniversitesi Türk Halk Bilimleri Bölümündüm bir ödüle layık görüldü. Tarihi Kentler Birliğinin Sivas’ta yapılan 2017 yılı ilk toplantısında ödüle layık görülmüş olduk. Ödül verilmesi onur vesilesi. Bu aynı zamanda bizi daha fazla çalışmaya sevk eden bir olgu. Ünye kültürel etkinlik anlamında hamle yapan bir kent. Biz geçmişi olan, medeniyetlere sahiplik yapmış, sancaklık yapmış bir şehiriz. Son yıllarda Kadılar Şehri sıfatımızı kullanıyoruz. Kültür yolu aksımızın içerisinde böyle bir müzemizin olması anlam ve önem katılıyor” diye konuştu.

Müzeler Haftasına özel olarak hazırlanıldığını da belirten Çamyar, “Müzeler Haftası dolayısıyla arkadaşlarımız güzel bir hazırlık yaptılar. Buraya gelen misafirlerimiz bayanlarla ilgili kanaviçe başta olmak üzere ebru ve ıhlamur baskı, kukla ve taş boyama sanatına, çiniciliğe kadar birçok etkinliği burada bir gün boyunca yaparak öğrenme yolu ile yaşama fırsatı bulacaklar” diye konuştu.

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.