Yayınlanma Tarihi: 6 Ekim 2017 — okunma
Karakuş topraklarına yerleşmiş olan ilk sakinler; Samsun ili ve sahil ilçeleri ile Tokat ilinde vuku bulan sıtma salgını sonucu, yüksek ve serin olan bu yerlere göçleri, 1402 yıllarında Sivas ilinde meydana gelen çatışma ve karışıklıklar sonucu yapılan göçler, kan davaları yüzünden kaçan ailelerin Selçuklu, Anadolu Beylikleri ve Osmanlılar Dönemi’ndeki savaş ve istilâlar sırasında göç ederek gelen ailelerin yerleşmeleri sonucu ortaya çıkmıştır.1
Eskilerin karakuş anlamına gelen GARAVUŞ (kuşların beyi) tâbiri XIX. yüzyıl sonlarına dek kullanılmıştır. Tarihi ile ilgili bazı ipuçlarını değerlendirecek olursak; Akkuş ilçesinin Gökçebayır köyü Höben Mahallesi’ndeki maden cüruflarının madencilikle uğraşan Chalybe’lerden kaldığı tahmin edilebilir. Akkuş topraklarının Erbaa toprakları ile birleştiği Alan köyü toprakları ile Erbaa toprakları yakasında kalan ve bir ahşap köprü ile bağlantılı olan Kevgir Kalesi muhtemelen Mithrydates VI zamanında (M.Ö. 121 – M.Ö. 63) yapılmıştır. Kaya içine oyulmuş gizli yollar, tamamen oyma odalar ve bu odalardaki potaların varlığı buranın sikke basımında darphane olarak kullanıldığı ve gizlemeye elverişli bulunduğu izlenimini verir. Bulunan altın, gümüş ve bronz sikkeler, bu topraklar üzerinde Bizans, Roma ve Selçuklu hâkimiyeti ve yaşantısının var olduğunun göstergesidir.
Danişmendli Sultanlarından Melik Gazi’nin oğlu Emir Nizamettin Yağı Basan M.S. 1157 yılında Akkuş topraklarından geçerek Ünye ve Bafra sahillerine ulaşır. Akkuş ilçesinin 4 km doğusunda bulunan Düğencili Köyü’nün ilk adının “Danişme Alanı” (Danışma Alanı) daha sonra da Tanışmalan olması ve bugün bile halk arasında aynı adla söylenmesi büyük bir ihtimalle Danişmendliler zamanından kalmış olacağı intibaını vermektedir.
Sivas (ya da Kayseri) – Zile – Pazar – Niksar – Karakuş (Akkuş) – Ünye kervan yolları M.S. 1214’de Selçukluların eline geçmişti. Hacı Emir Oğulları Beyliği de Ordu ili topraklarının dağlık bölgesi olan Canik Dağları bölümünde 117 yıllık bir varlık sürdürmüşlerdir.
XV ve XVI. yüzyıllarda Canik Sancağı’nın İdarî Bölünüşü’nü gösterir bir haritada NAHİYE-İ KARAKUŞ yer almaktadır (Mehmet ÖZ, XV ve XVI. Yüzyıllar’da Canik Sancağı, Ankara, TTK, 1999). 1455 yılına ait Muallim CEVDET 0/81 ve 0/85 No.’lu Tahrir Defterleri’nde An–Bölük-i Karakuş, Dizdar-ı Kala-i Karakuş, Mezkuran Mülazıman-ı Kala-i Karakuş, Mülazım-ı Kala-i Karakuş, Subaşı-i Karakuş ve Timar-ı Subaşı-yı Karakuş ifadeleri yer almaktadır. Tahrir kayıtlarından Karakuş Kalesi’nde bir Mehter Takımı’nın ve bir zâviyenin varlığını öğreniyoruz. Ayrıca, Karakuş’ta Sahra-yı Karakuş ve Kuh-ı Karakuş gelirlerini Karakuş Mülazımı almaktadır.5
1831 yılı Osmanlı İmparatorluğu idarî taksimatına göre Akkuş ilçesi adından 19. yüzyılın sonlarında da söz edilmektedir.4 1888’de Nahiye Müdürü Şerif Efendi, 1892’de Musa Kâzım Efendi idi. Karakuş, 1892 – 1920 tarihleri arasında Karakuş nahiyesi olarak Samsun ilinin Ünye ilçesine bağlı kalmıştır.
04 Nisan 1921 yılında Ordu’nun vilâyet olması ile Ünye ilçesiyle birlikte nahiye olarak Ordu’ya bağlanmış ve 1954 yılına kadar da Karakuş adı ile anılmıştır. Cumhuriyet Dönemi’nde Karakuş’ta görev yapan Ünye doğumlu Bucak Müdürleri arasında Cezmi BALYAS ve Bedri Nuri BALYAS da vardır. 04 Mart 1954 yılında çıkarılan 6324 Sayılı Kanun ile AKKUŞ adıyla ilçe haline getirilmiştir.
Azmi SEVİNDİK önderliğinde Ankara’ya giden altı kişilik Akkuş heyetine zamanın Başbakanı Adnan MENDERES; ‘Hay hay, Karakuş’u ilçe yapalım, fakat kara günler geride kaldı. Bundan böyle Karakuş’un adı AKKUŞ olsun!’ der. Ak günlere geçiş için de daha önce Yatırım Programı’na alınan Akkuş Kereste Fabrikası yapımı hızlandırılır.
1978/80 yılları arasında memuriyete başladığım Akkuş ilçesinde tarım yapılan arazilerin işlenebilir ortalama toprak derinliği 50 cm olup, hâkim orman toprağı ziraate elverişli değildi; kıraç, taşlı ve zayıf özellik göstermekteydi.
1953 yılında projelendirilen ve ilçede tek sanayi kuruluşu olan Akkuş Kereste Fabrikası mevcut işgücüne istihdam alanı yaratmak, çevre ormanlarından elde edilen tomrukları yerinde ve daha iyi bir şekilde değerlendirmek, yurt içinde ve yurt dışından gelebilecek her türlü kereste ve parke gibi talepleri karşılamak amacıyla 1954 yılında OGM’nin taşra teşkilâtı olarak 124.000 m2’lik bir alanda, başlangıçta 20.000 m3 ve revize sonrası 30.000 m3 tomruk biçme kapasitesi ile kurulmuştur. Fabrikanın yılda 50.000 m2’lik kayın parke üreten ek tesisi de bulunmaktaydı.6
Akkuş Fabrika İşletmesi 1970 yılından önce Orman Genel Müdürlüğü’nden devralınarak, ORÜS Orman Ürünleri Sanayii A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne bağlanmıştır.2 Bilâhare ORÜS, YPK’nın 22.01.1983 tarihli kararıyla Anonim Ortaklığa dönüştürülmüş ve 20.05.1992 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı’yla da özelleştirme kapsamına alınarak Kamu Ortaklığı İdaresi’ne devredilmiştir.3
Kayın tomruktan kereste ve travers üretimi ile kayın parke imalâtı yapılan fabrikada yılda ortalama 77 daimî ve 70 geçici olmak üzere toplam 147 işçi ile 19 memur, 8 de sözleşmeli statüde personel olmak üzere 174 kişiye istihdam alanı yaratılmaktaydı. Ayrıca odun hammaddesinin fabrikaya nakli ve imal edilen kereste, travers ve parkenin yurt sathına dağıtılması nakliye sektörünün gelişiminin en önemli sebeplerindendi.
Oysa, ORÜS A.Ş.’nin özelleştirilmesinde stratejik olan konulardan birinde “ORÜS’ün faaliyetlerini sürdürdüğü bazı yerlerde istihdam özel bir önem taşımakta olduğundan, bu yerlerde istihdamın devamını sağlayacak bir özelleştirme doğru olacaktır (Artvin, Akkuş gibi)” hükmü yer almaktaydı.3
Sendika Başkanı Selim KALENDER’in girişimiyle bir araya gelen 550 ortağın fabrikayı satın alma teşebbüsleri bir takım olumsuz gelişmeler neticesi başarısızlıkla neticelenmiş ve SEKA – Akkuş İşletmesi 09 Kasım 2004 tarihinde 1.136.408.520.000 TL bedelle Akkuş merkezde üç ortaklı bir birlik tarafından satın alınarak özelleştirilmiştir (!) Bir müddet çalıştırıldıktan sonra fabrika personeli işten çıkarılmak suretiyle fabrika kapatılmış, İdare Binası ve lojmanlar önce Maliye Bakanlığı’na sonra da Millî Eğitim Bakanlığı’na iki yıllık yüksek okul inşâasına imkân vermek için devredilmiştir.
Akkuş için tekrar KARA günler gündemi oluşturmuş ve ilçeye taze paranın girmesine ve ekonominin canlı kalmasına neden olan fabrika ne yazık ki ölü bir yatırım gibi telâkki edilmiş, özelleştirme esprisine aykırı bir biçimde kısmen çalıştırılarak âtıl durumda bırakılmış, iş makinaları paslanmaya terk edilmiştir! Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın İşgücü Uyum Programları’nın amacı, güyâ özelleştirmeden etkilenen çalışanlar, işletmeler ve yörelere destek sağlayarak işsizliği azaltmak idi (!)
Tarihî coşku ve perspektiften, Akkuş’a nice ak günler temennisiyle.. esen kalınız.
KAYNAKÇA :
1 ÇELİK, Ahmet – Tarihî – Sosyal – Kültürel ve Coğrafî Yönleriyle Akkuş, İstanbul, 2002, 575 sh.
2 MİSTEPE, M. Ufuk – ORÜS’ün Tarihsel Gelişimi (Makale), Bolu – Sazıyla Sözüyle Bolu Bilim, Sanat ve Kültür Araştırmaları Dergisi, Sonbahar 1998, Yıl : 1, Sayı : 3, Sayfa : 25 – 29’da yayımlandı.
3 MİSTEPE, M. Ufuk – Türkiye Orman Ürünleri Sanayiinde Özelleştirme, Ocak–1997/Bolu (Makale, Mobilya Dekorasyon Dergisi’nin Ocak – Şubat/1997 tarih ve 16. sayısında, 120 – 130. sahifelerinde yayımlanmıştır. Ayrıca Antalya XI. Dünya Ormancılık Kongresi’ne 13 – 22 Ekim 1997’de Fransızca Tebliğ olarak sunulmuş ve Bildiri Kitabı’nda fransızca özeti yayımlanmıştır.)
4 EMİROĞLU, Kudret – Trabzon Vilâyeti Salnâmesi 1888 – 1892, 14 Cilt, Temmuz 2002 – Mayıs 2005, Trabzon İli ve İlçeleri Eğitim, Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı Yayınları.
5 DAĞDELEN, İrfan – 1455 Tarihli Ünye, Karakuş (Akkuş), Terme ve Arım (Çarşamba) Tahrir Defterleri, Transkrib : Ali COŞKUN – Fahri COŞKUN, İstanbul, 2010, Ünye Belediyesi Kültür Yayınları No. : 10, 763 sh.
6 MİSTEPE, M. Ufuk – ORÜS’ün Tarihsel Gelişimi (Kitap), Nisan 1998, Bolu, 214 sh.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.