son haberler

Hizmet Gücünü Artırmak

Yayınlanma Tarihi: 17 Haziran 2015 okunma

Ahmet ALTUN bizimahmet52@hotmail.com

Siyasî partiler hakkında bilimsel bir açıklamayı gündeme taşımamız gerekiyor artık. Kadro partisine demek, kitle partisi ne demek? İşte açıklaması:

Bir ülkenin her yanındaki üyelerinin ekonomik katkısıyla yaşayan ve kararları da bu üyelerin oylarıyla alan partiler kitle partisidir. Kadro partileri ise belli kişilerin bir araya gelerek oluşturduğu seçkin kadroların finanse ettiği ve karar verici olduğu partilerdir.

Bu ayırıma göre ülkemizde kitle partisi yoktur, hiç de kurulmamıştır. Hiç kuşku yok ki ülkemizde eğer böyle bir parti kurulabilseydi millete hizmet gücü artacaktı. Niye? Çünkü kitlelerin parti üyeleri üzerinde baskı gücü olacaktı. Halkın sorunları yerelden üyelere yansıyacak, üzerinde konuşulacak, tartışılacak sonra kararlara yansıyacaktı. Şimdi görüyoruz ki kadro partilerinin ileri gelenleri kendi ufuklarının gücüne göre memleket hizmetinde bulunabiliyorlar. Üyeler sorunları onlara iletiyor ama karar verecek veya icrayı yürütecek yetki sahibi kadrolarda. Dikkat edilecek olursa Bakan veya genel merkezlerde söz sahibi yöneticilerin illerine daha çok yatırım gelir inancı halkta yaygındır. O bizim için şanstır, bu bizim için şanstır sözleri çok konuşulur. Bu konuşmalar parti kadrolarının bütünleşmesinden çok iç rekabetine de yol açar. Bu rekabet bazen kadroların birbirleriyle satranç oynamasına da yol açar, birçok önemli siyasetçinin rakip gördüğü dava arkadaşını mat etme mücadelesi maalesef kadro partilerinin bütün dünyada kaderidir.

Bir zamanlar parti kadroları büyüyen ilçeleri vatandaşların talepleriyle il yapma yarışındaydılar. Söz gelimi Ünye Fatsa birleşsin arkalarındaki dörder ilçeyi de alsınlar, yönetim yerleşkesini de orta yere kursun vilayet olsun konusu konuşuluyordu. Bu yolla daha fazla hizmet alırız deniyordu. Ama olmadı, hizmet yaygınlaşsın diye belediyecikler kuruldu. Şimdi de onlar lağvedildi, büyük şehir belediyeleri kuruldu. Bunu yapmak için işsizlik nedeniyle göç eden vatandaşlara nüfuslarını kendi şehirlerine aldırma yolu seçildi. Göç geri çevrilmeye çalışıldı. Ama sonra geri dönenler yine kayıtlarını gittikleri yere aldılar. Niye? Çünkü bürokratik işlemler için yaşadıkları yerde olmalıydı nüfusları. Ordu büyük şehir oldu ama milletvekili sayısı altıdan beşe düştü. Büyük yatırımlar yapıldı, yıllarca sürüncemede kalan yollar yapıldı, hava limanı açıldı. Ama iş derdi bu göçü durdurmaya yetmiyor. Köyler boşalıyor, büyük şehrin yükü de insanlara ağır geliyor. Halk büyük şehrin yatırım yapmak için toplamak istediği vergileri ödeyecek gelirde değil. Sürekli tepki gösteriyor. Bu sesi duyması gereken kim, parti kadroları. Oysa parti üyeleri karar merci olsa bu tepkiler üyelerde birikir. Onlar da kararı verirdi, vilayetleşme mi doğru, büyük şehir kurma mı? Arz talep kitlelerce değerlendirilirdi.

Bu seçim sürecinde 30 yıl görev yapıp emekli olduğum Samsun’da da ilim Ordu’da da büyük şehir yasasını insanların benimsemediğine tanıklık ettim. Bizim ödeme gücümüz büyük şehir vergilerine uygun değil tepkisiyle karşılaştım her gittiğim yerde. Ünye-Fatsa birleşip küçük vilayet olmak istiyor. Edebiyat fakültesindeki mezuniyet tezim Ünyeli şair büyüğüm İsmail Özden’in şiiri geldi aklıma bu tepkileri dinlerken. Şair halkın düşüncesini algılamıştı. Diyordu ki İnönü devrinde çok çekti anam, armudun aşarını ödeyemeyince kökünden kesti babam.

Büyük şehir yasasıyla da o günlere geri döndüğü hissine kapılmış buldum hemşerilerimi. Gören gözlere, duyan kulaklara saygıyla arz ederim. Partilerin yetkililerinin de kitle partisi kavramı üzerinde biraz daha bilimsel inceleme yapmasını öneririm. Sanıyorum bu konulara eğilmek ülkeye hizmet gücümüzü artıracaktır.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KAZMA KÜREK HAZIR OLSUN

28 Şubat 2020 okunma
Suriye- İdlib’de rejim güçleri Rusya’nın desteğiyle sivillerin üstüne bomba yağdırıyor. Halbuki Rusya, İran ve Türkiye anlaşmışlar orayı güvenli bölge ilan etmişlerdi. Onca uyarılara rağmen sivil kanı akmaya devam ediyor. Rusya sözünde durmuyor.... Devamını Oku

Ah Şu Kapitalizm

31 Ocak 2020 okunma
Rusya’nın dağılmasından sonra Dünya kapitalizmin acımasız kuralları içinde savaşmaktadır. Amerika’nın başını çektiği bu düzen vahşiliğini her yerde her alanda göstermektedir. Artık uygarlık, medeniyet, insan hakları gibi kavramlar malesef tarihin... Devamını Oku

Sana Dua Ediyorum 2020

31 Aralık 2019 okunma
O kadar çok sorunlarla yeni yıla giriyoruz ki dua etmekten başka çaremiz yok. Şayet yeni yılın sonunda başımızdaki sorunların yarısından dahi kurtulmuş olsak bunu mutluluk vesilesi sayarım.  Hadi ondan da vazgeçtim mevcut olana yenileri eklenmesin diye dua... Devamını Oku

Ya Tutarsa…!

29 Kasım 2019 okunma
3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Hükümet yeni vaadlerde bulunacak, çeşitli kişi, kurum, kuruluşlar gönül alıcı mesajlar yayımlayacaktır. Tabiki 4 Aralık günü hayaller yerini gerçek yaşama bırakacaktır. Ben... Devamını Oku

Ses Ver Hanım Abla

13 Kasım 2019 okunma
Kasım ayında olmamıza rağmen bahar havası yaşıyoruz. Sabah akşam serin, geceler ise ayaz geçiyor. Ben de yaz aylarında yazmam gereken yazıyı Kasım ayının bu sıcak günlerinde yazmaya karar verdim. Yazılı ve görsel medyada kadın tacizi, kadına şiddet... Devamını Oku

Harekat Değil Bu Bir Savaş!

25 Ekim 2019 okunma
Hükümet açıklamalarında Suriye’deki fiili durumun savaşa değil terör harekatı veya operasyınu dese de yaşananlara bakınca aynı fikirde olmadığımı belirtmek istiyorum. Görünürde Kuzey Suriye’de operasyondayız ama aynı zamanda Amerika-Rusya İran-Avrupa... Devamını Oku

Ayağınızı Denk Alın!

9 Ekim 2019 okunma
6 Temmuz tarihli “İKİNCİ YARI ZOR GEÇECEK” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Gerçekten de zor geçiyor. Karadeniz Bölgesi’nde hala fındık parasının gölgesi devam ediyor. Ancak son üç ayda onun da etkisi ortadan kalacağı için biraz daha... Devamını Oku

Bayram Müjdeleri

9 Ağustos 2019 okunma
Tabiki ben ekonomi uzmanı değilim ama bu alandaki bazı hassas alanları gayet iyi biliyorum. Öncelikle bütün sektörlerde göstergeler negatif olsa da bankacılık sektörü ayaktaysa biraz dikkatle işler düzelir demektir. İkinci sırada ise inşaat sektörü gelir,... Devamını Oku

ABD’den Yar Olmaz!

31 Temmuz 2019 okunma
Türkiye, Suriye krizi başladığından bugüne kadar sözüm ona stratejik ortağımız ABD ile görüşüyor, çeşitli kararlar alınıyor, sözler veriliyor. Ancak ABD Türkiye’nin yararına olan hiçbir konuda alınan kararlara  uymamış, verilen sözleri... Devamını Oku

İkinci Yarı Zor Geçecek

6 Temmuz 2019 okunma
Temmuz ayı ile birlikte yılın ikinci devresini yaşamaya başladık. İlk altı ayı yerel seçim kampanyalarıyla geçirdik. Bitii gitti ama bu yılın ikinci devresi çok zor ve çetin geçecek. Öncelikle ekonomik sıkıntılar; başta esnaf kardeşlerimiz olmak üzere... Devamını Oku