Yayınlanma Tarihi: 2 Haziran 2015 — okunma
T.C. Sıkıyönetim Komutanlığı Askerî Savcılığı’nın İDDİANAME’sinden alıntıladığım şekliyle ve o dönemleri yaşayanların hatırlayacağı üzere 26 Mart 1972 günü Ünye’den iki İngiliz ve bir Kanadalı’nın Mahir ÇAYAN ve arkadaşları tarafından kaçırılıp, 27 Mart 1972 günü Niksar Kızıldere Köyü Muhtarı Emrullah ASLAN’ın evine götürüldükleri malûmumuzdur (sh. 584).1
Emrullah ASLAN’ın Mahir ÇAYAN, Ertuğrul KÜRKÇÜ, Cihan ALPTEKİN, Ömer AYNA, Saffet ALP, Sebahattin KURT, Ahmet ATASOY, Nihat YILMAZ, Kazım ÖZÜDOĞRU, Hüdai ARIKAN ve Ertan SARUHAN ile kaçırılan teknisyenler Charles TURNER, John Stuart LAW ve Gordon BANNER’ı evinde gizlediği, eylemcilerin istihbarat hizmetlerini ifa ettiği, özellikle Güvenlik Kuvvetlerinin aldığı tedbirler hakkında bilgiler verdiği, ihtiyaçlarını temin ettiği ve eylemcilerin Kızıldere Köyü muhtarının evinde bulunduğunun istihbar edilmesi üzerine Tokat İl Jandarma Alay Komutanı Albay Kadri DÖNMEZ emrinde bulunan Güvenlik Kuvvetlerinin Kızıldere Köyü’ne geldiği1 günler öncesini hâfızalarımızda tazelemeye çalışacağız. (sh. 585)
Yazı dizimizin muhtevası, sürecin bu aşamaya gelinceye dek Karadeniz ve bilhassa Ünye ayağındaki gelişmelerini ve yaşananları masaya yatırmaya mâtuftur. Olaylar zinciri okuyucuya yansıtılırken bir Fotoğraf Sanatçısı gibi objektif kalınıp, bir Resim Sanatçısı gibi yorum yapmaktan bilhassa kaçınılmış; belgelere ve tanık ifadelerine dayalı olarak konu okuyucuya aktarılmaya çalışılmıştır.
T.C. Sıkıyönetim Komutanlığı İstanbul Askerî Savcılığı’nın 28 Şubat 1973 tarih ve 1973/I sayı, esas ve karar numaralı “İDDİANAME ve Kovuşturmaya Yer Olmadığı, Soruşturmanın Geçici Olarak Tatili Kararı”nı içeren 620 sayfalık İDDİANAME’ye göre “… ölü sanıklar Mahir ÇAYAN, Cihan ALPTEKİN, Ömer AYNA, Saffet ALP, Ertan SARUHAN, Sebahattin KURT, Kazım ÖZÜDOĞRU, Hüdai ARIKAN, Ahmet ATASOY ve Nihat YILMAZ’a müsnet TCK’nun 146/1. maddesini ihlâl eylemek suçundan ve sanıkların ölümleri olayı sebebiyle, TCK’nun 96, 353 sayılı Askerî Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu’nun 105’inci maddeleri gereğince KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA karar verilmişti.” (sh. 586)1
Türkiye Devrimci Gençlik Federasyonu (TDGF) ya da daha yaygın ismiyle Devrimci Gençlik (DEV-GENÇ), 1965‘in sonlarında kurulan FKF (Fikir Kulüpleri Federasyonu) içerisinde yer alan öğrenciler tarafından dönemin özgünlüğünde kimi fikirsel ve mücadele pratiğine dair ayrılıklar üzerine kurulan, üniversiteli sosyalist gençlik örgütlenmesidir.2 DEV-GENÇ’ten zamanla üç Marksist örgüt çıkar; Türkiye’nin bir dönemine damgasını vuran THKO, TİKKO ve THKP-C.3
Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) 1969 yılında Devrimci Gençlik‘e (DEV-GENÇ) dönüşür. DEV-GENÇ’in 18 Ekim 1970 kongresinde Genel Başkanlığa, Deniz GEZMİŞ’in de açık desteği ile Ertuğrul KÜRKÇÜ seçilir. Mahir ÇAYAN ve Hüseyin CEVAHİR’in önerisiyle Sinan Kâzım ÖZÜDOĞRU da Genel Sekreterliğe getirilir. Bu seçimde Mahir ÇAYAN, Yusuf KÜPELİ, Münir Ramazan AKTOLGA gibi kısa bir süre sonra Türkiye Halk Kurtuluş Partisi Cephesi’nin (THKP-C) önder ve militan kadrosunu oluşturacak isimler yoğun çaba gösterirler.8
Marksist – Leninist’ler, başta proleterya olmak üzere bu ezilen sınıfı ve tabakaları her geçen gün artan sayılar halinde proleterya partisinin yol göstericiliğinde savaşa sokamadıkları, Marksist – Leninist teori ile proleteryanın devrimci mücadelesi birleşmediği sürece bütün patlamalar, atılımlar, karşı devrim cephesi tarafından kolayca bastırılacaktır. Savaş ancak sınıfsal bir muhteva kazanabildiği zaman söndürülemez bir ateş haline gelecektir. Halen ülkemizde mücadele sınıfsal plânda gelişen, devrimci iç savaş aşamasında olan bir mücadeledir. Bu mücadele, proleteryanın öncülüğünde işçi – köylü temel ittifakı üzerine diğer sömürülen sınıfların yerli, tekelci burjuvaziye ve müttefiki yarı feodal unsurlara karşı ittifakını içeren demokratik devrim mucizesidir. (sh. 287)9
Fiilen Aralık 1970 ayı içerisinde kurulan Türkiye Halk Kurtuluş Partisi ve savaşçı organı Cephe, Millî Demokratik Devrim aşaması içinde mütâlaa edilmesi gereken şehir gerillası eylemlerine şehir eylemleri ön plâna alınarak başlamıştır. Şehir gerilla eylemleri Halk Savaşı’nın ilk adımıdır. İkinci adımda ise kır gerillası tatbik edilecek, üçüncü ve 4. aşamalarla Düzenli Ordu’ya geçilerek Halk Savaşı’nın ‘Millî Demokratik Devrim’in başarıya ulaşması sağlanacaktır. Amaç ve uygulanan strateji bu olmuştur. (sh. 115)1
Bu örgüt üyelerinin yer aldığı Kızıldere Olayları ise 12 Mart 1971 muhtırasından sonra yakalanan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan‘ın idamlarını engellemek için 27 Mart 1972’de Ünye’de konuşlandırılan NATO radar üssündeki yabancı görevlileri kaçıran Türkiye Halk Kurtuluş Partisi – Cephesi kurucularından Mahir Çayan, Dev-Genç Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, Dev-Genç MYK üyesi Hüdai Arıkan, THKO’dan Cihan Alptekin, Fatsalı Nihat Yılmaz, öğretmen Ertan Saruhan ve Ünyeli Ahmet Atasoy, iki İngiliz (Gordon Banner ve Charles Turner) ve bir Kanadalı (John Law) radar teknisyenini NATO üssünden kaçırıldıkları ve kendilerini Kızıldere’de (şu an adı Ataköy) bekleyen Dev-Genç Genel Sekreteri Sinan Kazım Özüdoğru, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğrenci Derneği yöneticisi Sabahattin Kurt, THKO’dan Ömer Ayna ve Hava Kuvvetleri Proleter Devrimci Örgütü’nün kurucusu olarak aranan Üsteğmen Saffet Alp’le buluşmalarının yaşanmış hikâyesidir.4
Bir yanda baskınlar, bir yanda barınma imkânlarının iyice daralması, bir yanda da Denizler’in idamının durdurulması için büyük bir eylem plânı ile araştırma yaparlar. Artık o durumdadırlar ki 12 Mart 1971 Muhtırası ve darbesi ile Başbakanlık görevinden alınan Süleyman DEMİREL’in kaçırılması dahi düşünülür ve keşif için son derece sakıncalı olmasına rağmen Mahir ÇAYAN ve Ertuğrul KÜRKÇÜ Demirel’in evinin bulunduğu Güniz Sokağı çevresinde dolanırlar. Bu eylemin gerçekleşmesinin imkânsız olduğuna kanaat getirerek vazgeçerler.5
Sadece Demirel’in evinin çevresinde değil, Ankara’nın her yerinde çok sıkı güvenlik önlemleri vardı. 13 Şubat’ta Mahir ÇAYAN ve birkaç arkadaşı Oğuzhan MÜFTÜOĞLU’nun kalmakta olduğu Yavuz Dökmen (63) ile Füsun Gökmen’in (64) evine geçtilerse de dışarıda bir sivil polisin görülmesi üzerine oradan da ayrıldılar. Şubat sonuna doğru Müftüoğlu’nun yakalanması ve Koray Doğan’ın öldürülmesi üzerine Mahir ÇAYAN ve arkadaşları Ankara’dan ayrılıp, Karadeniz’e geçmeye ve Ünye Radar Üssü‘ndeki İngiliz teknisyenleri kaçırmaya karar verdiler. (sh. 116)10
1972 Ocak ayı ikinci haftası başlarında bir toplantı yapılır. O gün yapılan müzakerelerde; Genel Komite’nin, örgütün en yüksek merkez komitesinin, buna bağlı bir icra organı oldukları tekrar teyit edilir. Sonra, merkez komitesine bağlı olarak Cephe’nin (vurucu kadro) devamı, Cephe içerisinde silâhlı eylemler koyacak sivil ve subay kadrolardan oluşacak timler teşkil edilir. Bu timler vasıtası ile İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde öncelikle örgüte malî olanak sağlayacak eylemlerin konulması kararlaştırılır. İstanbul’da Ulaş BARDAKÇI ve Ziya YILMAZ, Ankara’da Mahir ÇAYAN ve Ertuğrul KÜRKÇÜ tarafından yönetilecek malî imkân sağlama amacına mâtuf sivil ve askerî timlerin de katılacağı silâhlı eylemlerin yürütülmesi, bundan sonra Mahir ÇAYAN ve Ziya YILMAZ’ın Karadeniz Bölgesi’ne geçerek kır gerilla eylemlerini başlatmaları kararlaştırılır. Merkez komitesince işçi, öğrenci kesimlerinde örgüt propagandası yaptırılarak yeni üye ve sempatizanların kazanılması, örgüte saklanma ve kazanç sağlamada yardımcı olacak iş yerlerinin kurulması, örgüt için gerekli silâh, cephane ve diğer malzemelerin depolanacağı yerlerin bulunması ve örgütsel faaliyette gizlilik sağlamak amacıyla Türkiye beş bölgeye ayrılır. Karadeniz Bölgesi’ne POYRAZ ismi verilir. Şehir kır gerilla faaliyetlerini yürütmede gerekli silâh, mermi, bomba ve sair malzemelerin asker kesimince sağlanması ve bunların kırsal faaliyette kullanılacak olanlarının şimdiden depolanması kararlaştırılmıştır. (sh. 299)9
Saffet ALP‘in Harbiye’den, teşkilâttan ve THKP-C’den yakın arkadaşı Tamer HAZER anlatıyor : “Arkadaşları İstanbul’dan Ankara’ya nakil işini babama ait bir akaryakıt tankeri ile gerçekleştirdik. Ankara Esat semtinde bir fotoğraf stüdyosunun alt katında saklanıyordu Saffet, orada görüştüm kendisiyle…”5
Devam edecek 20 Mayıs 2015 / Ankara
KAYNAKÇA:
1 T.C. SIKIYÖNETİM Komutanlığı Askerî Savcılığı / İst. – İDDİANAME (Türkiye Halk Kurtuluş Parti – Cephesi Davası), Soruşturmayı Yürüten Askerî Savcılar: Hâkim Yarbay Naci GÜR (Sıkıyönetim Yrd. Askerî Savcısı), Hâkim Yarbay Süleyman YILDIRAN, Hâkim Yarbay Hanefi ÖNCÜL, Dz. Hâkim Kd. Binbaşı İrfan AVUNDUK. V Yayınları VERSO A.Ş., I. Basım, Mart 1988, Ankara, 620 sh.
2 VİKİPEDİ Özgür Ansiklopedi – Devrimci Gençlik, 9 Mart 2015 http://tr.wikipedia.org/wiki/Devrimci_Gen%C3%A7lik
3 BJEDUĞ, Murat – Sabahattin Kurt’un annesi ağlamaktan gözlerini kaybetti!.. 07 Nisan 2012 http://t24.com.tr/yazarlar/murat-bjedug/sabahattin-kurtun-annesi-aglamaktan-gozlerini-kaybetti,4933
4 VİKİPEDİ Özgür Ansiklopedi – Kızıldere Olayı http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1z%C4%B1ldere_Olay%C4%B1
5 BJEDUĞ, Murat – Demirel’i kaçırmak için keşif, 08 Nisan 2012, http://t24.com.tr/yazarlar/murat-bjedug/arife-alp-benim-oglum-yaraliyken-bile-aman-dilemedi-onlardan,4935
8 BJEDUĞ, Murat – Türkiye solunun genç liderleri Kızıldere yoluna nasıl çıktılar? 02 Nisan 2012. http://t24.com.tr/yazarlar/murat-bjedug/turkiye-solunun-genc-liderleri-kizildere-yoluna-nasil-ciktilar,4901
9 KAPLAN, Musa – Devrim Yolcuları (İstanbul – Ankara – Ünye – Fatsa – Kızıldere), 2. Baskı, Ozan Yayıncılık Ltd., İstanbul, 2012, 456 sayfa.
10 YALÇIN, Soner / YURDAKUL, Doğan – Bay Pipo / Bir MİT Görevlisinin Sıradışı Yaşamı: Hiram ABAS, Aralık 1999, 552 sh.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.