Türkiye ve Dünya

Ahmet ALTUN bizimahmet52@hotmail.com

Ak Parti iktidara geldiğinde iç siyasetin figürleri başarılı olacağına inanmıyor hatta dalga geçiyorlardı. “Muhtar bile olamazlar, bırakıp kaçarlar, geldikleri gibi giderler” deniyordu. İç siyasette bunlar olurken dış dünyanın figürleri de onlardan farklı değildi, gelen iktidarın dine dayalı kapalı bir siyaset güdeceğini düşünüyorlardı.

1. Tayyip Erdoğan “Komşularla sıfır sorun” diye yola çıktığında bu söyleminden içerde dışarıda herkes mutlu olmuştu ve gereği de yapılıyordu ama zaman geçtikçe dış siyasetin figürleri bir şeylerin ters gittiğini iç siyasetten daha önce fark etti. Zira Ak Parti ve Erdoğan beklentilerin aksine çok başarılı gidiyor komşularla iyi geçinmekten ziyade Ortadoğu ülkelerinin sokaklarında Erdoğan posterleri geziyordu, Türkiye umut olmaya, model olmaya başlamıştı, buna iç siyasetteki başarılar da süslüyor, Erdoğan sadece Türkiye değil Ortadoğu’da bölgesel lider olmaya başlamıştı.

İşte bu gelişmelerden sonra dış siyasette her şey ters gitmeye başladı, orada geçen olayları sıralamaya kalksak aylarca konuşsak bitiremeyiz. Arap baharı, Mavi Marmara, Gezi protestoları, Gazze, Kobani olayları, PKK, bombalı saldırılar, say say bitmez, bütün dünya Türkiye’ye karşı tüm kozlarını kullanmaya başladı. Onlar Suriye’den sonra Türkiye’ye yönelmek istiyordu ama başarılı olamayınca her türlü çirkin yola başvurmaya başladılar.

ABD, Avrupa, Rusya, İran ve son günlerde eklenen Ermenistan adeta ittifak oluşturdular. Dün göçmenleri almayın kapıları kapatın diyenler bugün BM aracılığıyla kapıları açın diyorlar, PKK terör örgütü deyip PYD-YPG’ye silah veriyorlar, Avrupa 3 milyar Euro verip ihaleyi üstümüze yıkıyor, Rusya tüm çirkinliklerini oynuyor.

Ermenistan ise Karabağ’da teröristlere kamp alanı kurup Iğdır üzerinden silah ve terörist sokmaya çalışıyor, göçebe çöl kabadayıları bile Türkiye’ye tehditler savurma cesareti buluyor, topraklarında kendinden başka her askerin bulunduğu Irak bile Türk askerini işgalci ilan ediyor. Netice olarak dost düşman herkes bir olmuş Doğu ve Güneydoğu hattından Türkiye’ye saldırıyor. Bu sayede hızımızı kesmeye, bize çelme takmaya, darbe üstüne darbe vurmaya çalışıyorlar.

Peki biz ne yapmalıyız? Öncelikle muhalefetin milli konularda hükümete destek vermesi gerekir, hükümetin ise doğru bildiği yoldan dönmeden, demokrasiden taviz vermeden yatırımları aksatmadan ve her türlü ekonomik baskılara hazır olarak yoluna devam etmelidir. Bu kadar basit oyunlarla saldırı altındaysak doğru yoldayız demektir.

Bir kez daha anlaşılmıştır ki bizim, bizden başka dostumuz yoktur.

Sağlıcakla Kalın…