son haberler

ORDU ADI VE ORDU ADLI YERLEŞİMLER

Yayınlanma Tarihi: 3 Nisan 2020 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

“Ordu Adı ve Menşe’i”1 adlı yazı dizimizi 2011 yılında üç bölüm halinde Ünye Haber Gazetesi’nde yayımlamıştık. Bu makalemizde ise Ordu adından ve Ordu adlı diğer yerleşim birimlerinden bahsetmeye devam edeceğiz.
Orta Asya Türk lehçelerinde “han karargâhı, han sarayı, merkez, ocak, zengin çadır”; Azerîce ve Türkiye Türkçesi’nde “ordu” anlamında kullanılan kelime Ukrayna dilinde arda, Beyaz Rusya’da arda, Bulgarca’da ôrda, Sırpça ve Hırvatça da ôrdija, Çekçe ve Lehçe’de horda şeklinde geçer. Rusça’da XIII. yüzyıldan itibaren Altın Orda yerine kullanılır; XVI. yüzyıldan itibaren ise “karargâh, ordu, göçebeler, kalabalık” anlamlarında ve mecazî olarak “sürü. eşkıya” manâsında kullanılmıştır.2
Lev Gumilev, bu kelimenin “düzen” anlamına gelen Lâtince’deki ordo ile örtüştüğünü ifade eder. Orda kelimesi Batı Avrupa dillerinde horda, larda biçiminde geçmekte, Fransızca, Almanca ve İngilizce’de horde, İtalyanca’da ordo şeklinde kullanılmaktadır ve göçebe halkı belirtmektedir. Dîvânü lugāti’t-Türk’te orda kelimesinin anlamı “hakanın oturduğu şehir” diye verilmiştir. Nitekim Kaşgar şehri “Ordukent” olarak nitelenir. Aynı şekilde Balasagun yakınlarında Ordu adında bir şehrin olduğu ve Balasagun’a da “Koz Ordu” denildiği ifade edilmektedir. Çağdaş Moğolca da ord(on) – “saray” manâsındadır; Cengiz Han’ın torunlarından birinin adı da Orda idi. Nikita Yakovleviç Biçurin, göçebe başşehirlerini yerleşik halkların başşehirlerinden ayırt etmek için “ordo” kelimesini kullandığını belirtmiştir. Ortaçağ göçebe topluluklarında “hanın otağı ve çadır” anlamına gelen orda kelimesi, daha eski dönemlerde Türk toplulukları arasında “askerî ve idarî teşkilât” manâsında han karargâhı ve göçebelerin çadır kurduğu yer olarak kullanılmıştır. Buna örnek olarak Batu Han’ın 1241 yılında İdil’in aşağı bölgesinde kurmuş olduğu Orda gösterilebilir ki bu Altın Orda Devleti idi.2
Sözlükte “hakanın oturduğu şehir, otağının kurulduğu yer” anlamına gelen (Dîvânü lugāti’t-Türk Tercümesi, I, 124) Türkçe ordu (orda) kelimesinin karşılığı Arapça’da ceyş, cünd, asker, hamîs ve Farsça’da leşkerdir. Bunlardan cünd ve ceyş “savaşmak için bir araya gelen insan topluluğu ve yardımcıları”, asker kelimesi de “bir araya gelmek, toplanmak” demektir; bundan türeyen muasker “ordugâh, askerî üs” anlamındadır.3
13. yüzyıl öncesi Türk dillerinde ordu kelimesi çıkış noktası olan “kral konutu”, zamanla “askerî kamp” ve en sonunda “en büyük askerî ünit” anlamlarına genişlemiştir (CL 203). Bununla birlikte Ordut köy adının (Giresun ili, Şebinkarahisar ilçesi, Doğanyuva köyünün eski adı) deforme hali olması kuvvetle muhtemeldir. < Ordu + -(a)ti4
“Çağdaş Türkçe’nin Etimolojisi” diye atıf yapılan Nişanyan Sözlük’te «ordu» kelimesi hakkında şu bilgiler verilmiştir: * ETü: [Orhun Yazıtları, 735]; oġuz yaġı orduġ basdı [düşman Oğuz hisarını bastı] * ETü: [Kaşgarî, Divan-i Lugati’t-Türk, 1073]; ordu [[bir hayvanın yer altındaki yuvası; sıçan kovuğu, gelincik deliği gibi.]] (…) ordu [[Bir hakanın kasabası / kalesi. Nitekim Kaşġar şehrine ‘ordu kend’ yani hakanın konutu ve başkent denir.]] * KTü: [Codex Cumanicus, 1303]; curia [karargâh] – Fa: ordu – Tr: orda * Çağ: [Sang <1500]; ordu: χaymegâh-i salâtin [sultanın çadırkenti] (…) orda: haram [harem, yani sultanların ve beylerin kadınlarının barındığı yer] * < < ETü ordū / ordo 1. in, yuva, konut. 2. Hakan ve bey konağı, saray. Not: Esasen “konak, karargâh” anlamında iken 13. yy’dan sonra Ar ˤaskar ve Fa gund karşılığı olarak kullanılmıştır. Etimolojisine ilişkin denemeler semeresizdir. Moğ orda “saray” Türkçe’den alıntıdır.5
Türk Dil Kurumu’nun (TDK) yayımladığı Güncel Türkçe Sözlük’te ‘ordu’ isminin 4 karşılığı var: 1. Bir devletin silâhlı kuvvetlerinin tümü. 2. Bu topluluğun başlıca bölümlerinden her biri. 3. Amaç, nitelik vb. yönlerden benzeyen insanların bütünü. 4. Çok sayıda insan, kalabalık. Tarama Sözlüğü’nde ‘ordu (ortu)’ 1. Askerin toplandığı, toplu olarak bulunduğu yer, ordugâh, karargâh, makar. 2. Mahal, mahalle. Derleme Sözlüğü (Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü)’nde 1. Pekmez yapılan, kaynatılan yer. 2. Orada. 3. Ordu. Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü’nde Türkiye Türkçesi: ordu | Azerî Türkçesi: ordu goşun | Başkurt Türkçesi: ğäskär urda | Kazak Türkçesi: äsker | Kırgız Türkçesi: asker koşun | Özbek Türkçesi: ordu armiyä koşun | Tatar Türkçesi: ğaskär urda | Türkmen Türkçesi: goşun | Uygur Türkçesi: äskär läşkär koşun | Rusça: armiya.6
Osmanlı Yer Adları adlı kitabın 589. sayfasında Selçuklu ve Danişmendliler zamanında Çarşamba yöresinin ilk idâre merkezinin ORDUBAŞI köyü olduğu yazılıdır. Aynı eserde 1578 – 1588 yıllları arasında Tebriz eyâleti sancaklarından birinin adı ORDUBAD olarak verilmiştir. 805. sayfada Halep eyâleti kazâsı Cebel-i Akra’nın (Yayladağı) adı da 1856 – 1867 yılları arasında ORDU olarak geçer.7
Çarşamba yöresinde Türk – İslâm kültürünün en önemli kanıtlarından biri de Taceddinoğulları Beyliği ve Beyliğin son dönemdeki merkezi olan Ordu köyüdür.8 Ordu köyü, Çarşamba ilçe merkezi güneyinde, bünyesinde son derece önemli tarihî ve kültürel unsurları barındıran, manzara çekiciliği yanında, doğal ortam özellikleriyle dikkat çeken, tarihsel geçmişte Taceddinoğulları Beyliği’nin merkezi olmuş şirin bir yerleşmedir.9
Sultan Bayezid (1389 – 1402) Canik’i ele geçirdiğinde Taceddinoğulları da Osmanlılara bağlanmıştı (Hüseyin Hüsameddin, Amasya Tarihi, III, İstanbul, 1927, s. 149 vd.). Bu dönemde Taceddin Bey’in oğlu Mahmud Bey’in kardeşi Alp Arslan’ın iki oğlu, Hüsameddin Hasan ve Hüsameddin Mehmed Yavuz, Çarşamba’ya giderek bölgede kendi başlarına hareket etmeye başlamışlardır (İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beyliklleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara, 1988, sh. 154).
XI. yüzyıl sonlarında beylik içerisindeki iktidar mücadelesi, aileden bir grubun Çarşamba’ya göç ederek Ordu köyüne yerleşmesine zemin hazırlamıştır. Böylece Çarşamba’daki Taceddinoğlu hâkimiyeti, Beyliğin Çarşamba kolu ve Ordu köyünün beylik merkezi olmasını sağlayan gelişmeler Ordu köyünde ortaya çıkmıştır. Canik dağlarının eteklerinde kurulmuş olan bu köy ovaya hâkim bir yerdedir.10
Çarşamba’ya tarihî bir temel aranacaksa Ordu köyü bunun için çok önemli bir adaydır.10 Taceddinoğlu Gazi Hasan Bey’in türbesi de Ordu köyü Kale Mezarlığı’nın tepe noktasında bulunmaktadır. Ordu köyü Osmanlı döneminde Arım kazasına tâbidir. Alpaslan DEMİR, XVI. yüzyılda bir câmi ve pazara sahip olan ve nefs olarak tanımlanan Ordu köyünü kazanın merkezi olarak göstermektedir (Alpaslan Demir, 16. Yüzyılda Samsun – Ayıntab Hattı Boyunca Yerleşme, Nüfus ve Ekonomik Yapı, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara, 2007, sh. 39 – 40). Ordu köyü 17. yüzyılın ikinci yarısında Erim kazası Menağrı nahiyesine tâbidir.11
Taceddinoğullarının yerleştiği köye Ordu adını vermesi bile bir iddianın göstergesidir. Bu ismin Türkçe’de askerin toplandığı yer, ordugâh, karargâh gibi anlamları vardır (www.tdk.gov.tr). Hepsi de iddialı olma halinin bir yansımasıdır.10
Süleyman Bey, daha önceleri beyliğin kuruluş merkezi olan Milas Kalesi ve çevresine yerleşen ailesini (ayrıca Giresun’u fethetmek için asker topladığı) en azından “kışlak” olarak günümüzdeki Ordu’nun 4 km güneydoğusunda bulunan “Eskipazar’a yerleştirdi (1396). Bu yerleşkeye “Nefs-i Alevî bi-ism-i Ordu” adı verildi. Karargâhını da buraya kurdu.12
Benzer bir Ordu köyü de 15. yüzyıldaki Canik Sancağı’nın en doğusunda yer alan “Satılmış-ı Mezid Bey” nahiyesindeydi. Satılmış-ı Mezid Bey, bu sancağın önemli idarî birimlerinden birisiydi ve bu birime yaklaşık 90 köy bağlıydı. Günümüzde yörenin merkezi olan Fatsa, o yıllarda bazı ticarî ve sınaî faaliyetlere sahne olan önemli bir köy durumundaydı. Yöredeki yerleşme yerlerinden Ordu ve Bolaman “nefs” olarak zikrolunmuşsa da her ikisi de şehirlere has özelliklere sahip olmaktan uzaktılar. Günümüzde Fatsa’daki Eskordu / Eski Ordu olarak anılan köy olan Ordu nefsinin önemi, muhtemelen bu kırsal nahiyenin merkezi – ki “nefs” olarak anılması da bununla ilgili olmalı – ve yörede subaşılık yapan Mezid Bey’in kardeşi Beyazıd Bey’in ve yakınlarının 15. ve 16. yüzyıllarda yaşadığı yer olmasından gelmekteydi.12
Ordu ili hinterlandına ait en eski yazılı belge, 1455 Tarihli Osmanlı Tahrir Defteri’dir. Bu defterde “Nefs-i Alevî bi-ism-i Ordu” adı, “Vilâyet-i Bayramlu me’a İskefsir ve Milas” diye adlandırılan idarî birim içindeki bölüklerden birisidir. “Bölük-i Niyabet-i Ordu bi-ism-i Alevî” olan idarî birimde yönetim merkezi “Nefs-i Ordu bi-ism-i Alevî”dir. “Büyük Kaçgun Dönemi” olarak adlandırılan 17. yüzyılın ilk çeyreğinde “Nefs-i Ordu bi-ism-i Alevî” yerleşkesinin yok olması, Celalî İsyanları sonucu meydana gelen nüfus kriziyle ilişkili olmalıdır.12
Ordu kazasının 1455 ve 1485 yıllarındaki idarî sınırları içerisinde “Bölük-i Niyabet-i Ordu” ve “Bölük-i Niyabet-i Ordu nâm-ı diğer Alevî” yerleşimleri vardı.12
Ali Sinan Bilgili, 16. yüzyılın ilk yarısında kayda alınan tapu tahrirlerine dayanarak Erdemli bölgesinin önemli boylarından biri olan Elvanlu Boyu’na mensup olan 20 cemaatten ikisinin adını şöyle vermiştir: Ordu-yı Hızırşah bin Elvan ve Ordu-yı Elvanlu.13
Ordu ilinin adı 1530’ da Ordu Alevî Nefs kazası olarak geçiyordu ve Canik livasına bağlıydı. Ordu Nefs-i Alevî ismini Hacı Emiroğulları vererek kurulmuştur. Niksar’dan Ordu’ya giderek kışlak ve yaylak olarak kullanılırdı. Daha sonra Emiroğulları Beyliği’nin merkez şehri oldu. Niksar’dan gidenler tarafından kurulmuştur. Osmanlılar zamanında 1550’lerde köy statüsünden nahiyeliğe dönüşmüş olup 20 haneyi geçmiyordu.12
Ordu adının menşe’leri hakkında bir makale yayımlayan Xavier de Planhol14, bu ismin saf bir Türkçe kelime olduğunu, ancak anlamı bu kadar açık bir yer adının ortaya çıkış ve seçilişinin sebeplerinin bilinmediğini, belki de bu belirsizlik yüzünden İslâm Ansiklopedisi’nin Ordu maddesine yer ayırmadığını, halk arasında anlatılan rivayetlerin doğru olamayacağını15, antik KOTYORA veya BOZUK-KALE ile bugünkü şehrin hiçbir alâkası olmadığını, XVIII. asrın son çeyreğine kadar batılı seyyahların eserlerinde ve Osmanlı metinlerinde Ordu adının geçmediğini, onu ilk defa Pierre Joseph Beauchamps’ın16 1797’de zikretmiş olduğunu söyledikten sonra bazı haritalardan da hareket ederek şehrin 1780 – 1790 tarihlerinde kurulmuş olabileceğini, 1834’lerde de şehrin oldukça gelişmiş olduğunu belirtiyor.17 – 18
Ve Ordu adının nereden gelmiş olabileceği sorusunu tekrarlayarak Per Minas BIJIŞKYAN’ın Ordu hakkındaki “… burası meskûn değildir ve ancak bizim zamanımızda Trabzonlu Hacı Avedik adlı bir çorbacının himmetiyle her millete ait evler yapıldı”19 cümlesini ele alarak asıl metinde “ichran” olan kelimenin “çorbacı” değil, “eşraf” diye tercüme edilmesi gerektiği, bu durumda Avedik’in Kudüs’te hacı olan Trabzonlu bir Ermeni “eşrafı” ve Ordu şehrini ticarî faaliyetleri için bir dayanak noktası yapan müteşebbis bir tüccar olduğunun hemen anlaşılacağını yazıyor.17
Ona göre Avedik’in bu teşebbüsü, en azından iki asırdan beri nüfus kesâfetinin büyük olduğu Karadeniz’in güney-doğu sahilleri halkını sahilin daha batı kesimlerindeki, eskiden beri ağaçlı, bataklık ve yarı çöl ve ancak yakın zamanlarda yeniden iskân edilen kıyı delta ovalarına doğru iten büyük toprak kolonizasyonu ve göç hareketinin bir parçasıdır.20 Bu sebeple Hacı Avedik’in arkasında her menşe’den kişiler sürüklenmişlerdir.
Yusuf Has Hacib’in “Kutadgu Bilig” adlı eserinde Ordu isminin manâsı; şehir, saray, başşehir, sahil şehri olarak geçer. Ordu’nun askerî ordugâh manâsına gelen karşılığı dışında, XIX. asır başında pazar yeri anlamına geldiğini; dolayısıyla, Avedik’in tesisinin yani, muhtelif menşe’lerden tüccar ve sanatkârların toplandığı küçük pazar yerinin adını, Ordu kelimesinin delâlet ettiği mahallî iptidaî dükkânlar mânâsına bağlamak gerekir.
Bu yer isminin istisnaî olmadığını, ona başka yerlerde de rastlandığını (Örneğin; XV. Yüzyıl’da Satılmış’ta Nefs-i Ordu ya da Ordu ile Çarşamba’da vaktiyle Ordu adlı köyler vardı. Alparslan’ın 1393’te merkezi Herekl’e, yani henüz teşekkül etmemiş olan Çarşamba ovasındaki Ordu Köyü olacaktır. Ordu köyünün biraz kuzeyinde Ordubaşı Köyü vardır), bunların da benzer menşe’lere bağlanabileceğini ileri süren yazar, makalesini şöyle bitiriyor : “Ordu halkının hayalinde canlandırmayı sevdiği padişah Trabzonlu Ermeni bir tüccardı… Şehre adını veren, büyüleyici bir ordugâhdan daha çok kısa yoldan yapılmış mütevazi bir dükkânlar topluluğudur. Sakinleri için artık bu konu bir folklor üretme malzemesi olmayacaktır. Onları hayâlleriyle baş başa bırakmak daha iyi değil miydi?”17
De Planhol’ün muhayyilesinin de oldukça zengin olduğu anlaşılıyor. Eğer burada ileri sürülen tez plânlı bir tahayyülün eseri değilse, büyük bir ihmalin neticesi gibi gözüküyor. Türkiye’nin yer adları araştırmasında Tahrir Defterleri’nin en önemli kaynaklardan biri olduğu bilinmektedir. Yazar bunları ihmal etmemiş olsaydı, yukarıdaki tahlillerde de gösterildiği gibi Ordu isminin daha 1455’lerde mevcut olduğunu anlayacak,18 Beauchamps’ın yukarıda zikredilen cümlesini daha doğru yorumlayacak ve bahse konu yerin fetihden sonra Ordu diye adlandırılan şimdiki Eski-pazar olduğunu kabul edecekti.17 “Ordu adına ilk defa Fatih Devri Arazi ve Vergi Tahrir Defteri’nde bir nahiye (bucak) adı olarak (Bölük-i Niyâbet-i Ordu) ifadesiyle rastlanmıştır”15 – 18 diye yazmaktadır. De Planhol, 1973’de basılan bu kitabı da görmemiştir.17
1613 tarihli Arazi ve Vergi Tahrir Defteri’nde ise “Kaza-i Bayramlı Nam-ı Diğer Ordu” olarak anılır.15 – 18 Bu kayıtlara göre 15. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, (Ordu) adı bu bölgedeki bir yerleşme yerinin ismi olarak kullanılmaktadır. Bu yerin Bayramlı (Bugünkü Eskipazar) olduğu anlaşılmaktadır.15 Ordu ile ilgili defterler üzerinde bilindiği kadarıyla şimdiye kadar ciddî bir tahlil yapılmamıştı. Kütüphaneci – Yazar Ünyeli İrfan DAĞDELEN’in 2010 yılında yayımlanan 1455 tarihli “Ünye ve Çevresi Tahrir Defterleri” isimli eseri konuya ışık tutacak önemli bir açığı kapatacak ciddî bir transkripsiyon çalışması niteliğindedir.21 Ordu ve yöresindeki idarî taksimatı (1455 – 1613) gösterir haritada Nefs-i Ordu ve Bucak merkezleri, bugünkü Ordu sahilinin iç kesimindeki yerleşmeler olarak gösterilmiştir.
Üstelik yeni şehir, kurulduktan sonra bir müddet, – kurulduğu yerde fetihden bu yana bulunan ve hâlâ Ordu’nun bir mahallesi’ni teşkil eden – Bucak adıyla anılmış; halkla birlikte Eski-Pazar’dan yeni şehre göçüp gelen Ordu adı, daha sonra resmîleştirilmiştir (1292 / 1875 tarihinde basılan bir coğrafya kitabında Trabzon’a bağlı “Bucak ve Ordu” kazâsı olarak geçmektedir. Daha sonra Ordu’nun Bucak’a galip geldiği anlaşılıyor : “Vaktiyle Bucak kazâsı denilmekte iken. Ba’de ehâlinin istidâsı üzerinde Ordu kazâsı tesmiye olunmuştur”. Ş. Sami, Kâmûsü’l-âlâm, İstanbul, 1316, c. II, sh. 835 – 836.17
1163 Hicrî (Milâdî 1744) tarihli bir fermanda Ordu Bayramlı ve Şebinkarahisar Kadıları’na emir verildiği; Bayramlı adının “Ordu Bayramlı Kazası” şeklinde geçtiği görülür. Yine, Divanî Hümayûn Mühime Defteri’nden alınan 1144 Hicrî tarihli bir ferman: “… Tirebolu ve Giresun ve Keşap ve Ordu ve Kadılarına hüküm ki…” diye başlamaktadır.15
Her ne olursa olsun Ordu isminin daha Fatih devrindeki “Bölük-i Niyâbet-i Ordu bi-ism-i Alevî”den geldiğinde hiçbir şüphe yoktur. Bunun menşe’lerinin ise başka yerlerde aranması icap eder.17
Bilindiği gibi Ordu kelimesi, “Cema’at-ı Ordu-yı Ulaş”da olduğu gibi birçok Türkmen cema’atının adında da geçmektedir. Bu konuların mütehassısı olan Faruk SÜMER, “Cema’at-ı Ordu-yı Ulaş b. İlyas”ı, “… aile oymağı” diye açıklamıştır. Bu durumda “Bölük-i Niyâbet-i Ordu bi-ism-i Alevî” terkibini, burada bir de cema’at-ı Alevî bulunduğuna göre belli bir aile oymağı olarak yorumlamak gerekir. Büyük bir ihtimalle bu oymak, bölgeyi Türkleştiren Hacı Emir İbrahim b. Bayram’ın mensup olduğu oymak olmalıdır. Bütün bölgenin “Vilâyet-i Bayramlu me’a İskefsir ve Milas” diye adlandırılması ve Niyâbet-i Ordu’da bir Bayramlu Köyü’nün bulunması, bölgedeki beylik aileleriyle Ordu kelimesi arasında bir münâsebetin var olduğu ihtimalini kuvvetlendirmektedir.17
Ayrıca, Türkmen Beyleri’nden bazılarının oturduğu kasabaya Ordu adının verildiğini biliyoruz: Meselâ, “Mukaddesî’nin sözlerinden anlaşıldığına göre X. Asır’da Balasagun’la Taraz’ın takriben 100 mil doğusundaki Mirki Kasabası arasında Türkmen adlı bir kavim yaşıyordu. Bu kavimin meliki Ordu adlı bir kasabada olup, Balasagun yakınında idi”. (F. SÜMER – Oğuzlar, sh. 28 – 29, Krş. 50, 51, 56). Diğer taraftan Çarşamba – Niksar havalisinde hüküm süren Taceddinoğulları Beyliği emirlerinden Hüsâmü’d – devle- Gazi Hasan Bey b. Emir Arslan Beğ b. Emir Taceddin’in 827/ 1424 tarihinde yapmış olduğu buk’a ve mescitle ilgili vakıflarının bulunduğu köyün de Ordu (Çarşamba’da) diye adlandırılması herhalde tesadüfî olmasa gerektir (VGMA, Defter No. 597, sh. 215 – 216).17
Arım kazası mahallelerden oluşan her hangi bir şehir merkezine (nefs’e) sahip değilse de bir câmi ile pazara sahip olan Nefs-i Ordu karyesi kaza merkezidir (BOA TD. 54, s. 396; KKA TD 33, vrk. 186 b-187 a).
“Yukarıdivan Köyleri Derneği Başkanı Cemil Elmacı, “Fatih Sultan Mehmed Han, Trabzon seferi sırasında 1461’de askerleri ile birlikte köyümüzde konaklamış. Meselâ bu sefer sırasında Sinop merkezdeki Ordu köyünde de otağını kurarak askerleriyle birlikte konakladığını biliyoruz. Bu nedenle o köye de Ordu köyü ismi verilmiş.” bilgilerini bize aktarır.22
Hicrî 1150 (M. 1737/1738) tarihli Sinop Şer’iyye Sicili kaydında Sinop Tersanesi’nde kereste temini ile ilgili bir belgede “Karye-i Ordu Köyü: varyozluk aded 10, zirâ’ 3, kara ağacdan ola. Diyâme-i kebîr aded 50, zirâ’ 10, her ne cins ağaçdan olur ise olsun.” kaydı vardır.23
Sinop Merkez ilçesine bağlı Ordu (Orduköy) köyü 41.984116 enlem ve 35.102394 boylam derecesinde yer almakta olup halen mahalle statüsündedir. Sinop Arkeoloji Müzesi’nde Ordu Definesi’nden sikke örnekleri de teşhir edilmektedir.
Antakya’da yaşayan gayrimüslimlerin, H. 1258 ve 1265 (1842 – 1848) tarihli cizye defterlerine göre merkez dışında, Suriye, Çente, Ordu, Keseb, Zeytuniye. Kabusiye, Yoğunoluk ve Hacı Habiblü karyelerinde yaşamakta olduklarını görmekteyiz.24
Hatay ili Hassa ilçesi 1864 – 1865 yıllarında Amanos Dağları’nda yaşamakta olan ‘ULAŞLI’ boyunun isyanı üzerine bölgeye gönderilen Osmanlı Fırka-ı İslahiye Birlikleri komutanı olan İbrahim Derviş Paşa’nın isyanı bastırarak bölgede konaklaması ile kurulmuştur. Ordu – Köyü nâmı ile bir karye olarak teşkil olunan Hassa’ya civar nahiyeler olan Hacılar, Tiyek ve Akbez’den haneler getirilerek yerleştirilir ve Maraş Mutasarrıflığı’na bağlanır.25
Trabzon Vilâyeti Salnâmesi 12. cildinde (H. 1298 / M. 1881) Fatsa kazası madenleri bahsinde eski Ordu karyesi adı zikredilmektedir (orj. Salnâme sh. 183) [Simli Kurşun 1- Eski Ordu karyesinde metrukdur. Demir 2- Eski Ordu karyesiyle Arpalık ve nam-ı diğer Abar Dağı’ndadır, metrukdurlar.] kayıtları düşülmüştür.26
Haleb Livâsına ait Tahrîr Defterleri – Yararlanılan Defterlerdeki İdârî Birimlerde de BOA, TD 454 Karye-i Ordu (760- 762), BOA, TD 493 Karye-i Ordu (727-729), BOA, TD 271 Karye-i Ordu-yı Cebel (95) belge ve kayıtlarına rastlıyoruz.27
Bolu ili Mudurnu ilçesine 27 km mesafede Osmanlı geleneklerine bağlı bir yaşam sürdüren ORDULAR adlı bir köy yerleşimine daha rastlıyoruz. 2007 yılı TÜİK verilerine göre köy nüfusu 100 kişi olup 2018 yılında nüfus 64 kişiye düşmüştür.
Düzce ili, Cumayeri ilçesine bağlı Ordulukaradere adlı bir köy vardır. Adından da anlaşıldığı gibi köy, adını akan ırmaktan almıştır. Köye ilk yerleşenlerden olan Ordu ilinden gelen Keleşoğulları daha sonra Çelikdere, Kurudere, Yenidağ, Kızılüzüm ve Üvezbeli olarak dağılmışlardır.
Son tespitimiz ise 1/1.000.000 ölçekli bir haritadan… Karadeniz Bölgesi’ndeki iskân hareketlerini veTacettin Oğulları ile Hacı-Emir Oğulları hâkimiyet sınırlarını gösterir bu haritada Terme kazası ile Sonisa arasında ORDU adlı bir yerleşim yeri görülmektedir.
Yukarıdaki açıklamalarımız ışığında özetle; Orta Asya’daki bazı Türkmen beylerinin oturdukları kasabalara Ordu adı verildiğini ve bu geleneği gittikleri Anadolu coğrafyasına da taşıdıklarını söyleyebiliriz.
Ordu, Türkçe bir kelime olup, “Saray” manâsına da geldiğini hatırlatalım. Saraylarda genellikle hükümdarlar oturduğu için bu tâbir ‘Hakan’ın Oturduğu Şehir’ için de kullanılır. “Urdu”, “Orda” şeklinde de söylenegelir. Yaşayan Türk lehçelerinde Ur = yüksek yer, tepe; Ordu = karargâh, yurt, çadırlı topluluk anlamlarında kullanılmaktadır. (Orda), şimdiki Ordu sözünün aslı olup, ilk manâsı ile (muharip kabile) demektir. Ordu kelimesinin Sümer dilinde “site” manâsına geldiği, Urudu’dan türediği belirtilmektedir.15 – 18 Sümerce ile Türkçe arasında çok sayıda eş anlamlı sözcüğün varlığı yıllardır iddia edilir (Hommel 1915). Sümerlilerin ünlü Ur mezarlarının kazıcısı Sir Leonard WOOLLEY, kazılar tamamlandıktan çok sonra yayımladığı kitaplarının birinde, giriş bölümünde, Sümer dilinin eski Türkçe (Turanca)’ye benzediğini ifade eder (Woolley1965, 6).28
Bir toplumun kültür tarihinin incelenmesinde yer adları önemli bir veri grubunu oluşturur. Tarihî süreçte bulundukları bölgeye yeni gelenler yerleştikleri bölgeyi tanımlayarak oraya bir ad vermekle işe başlarlar. Divanü Lügati’t-Türk adlı sözlüğe göre, “Ordulanmak”, baş şehir edinmek, “Ordhulanmak” ise, yurt tutmak, yerleşmek manâlarını ifade etmektedir. Netice olarak Ordu ilinin (ve birçok Ordu adlı yerleşimin) adlarının da işte bu geleneğe dayandığını ifade edebiliriz.29

KAYNAKÇA:

1 MİSTEPE, M. Ufuk – Ordu Adı ve Menşe’i I/II/III, Ünye Haber Gazetesi, 29 Kasım / 02-06 Aralık 2011, Sayı: 1134/1137/1140, Yıl: 9.
2 DOĞAN, Orhan (Müellif) – TDV İslâm Ansiklopedisi, ORDA Bölümü, 2007, 33. cilt, sh. 357.
3 TERZİ, Mustafa Zeki (Müellif) – TDV İslâm Ansiklopedisi, ORDU Bölümü, 2007, 33. cilt, sh. 357.
4 ÖZTÜRK, Özhan – Karadeniz Ansiklopedik Sözlük, II. Cilt, Heyamola Yayınları, İlk Basım, Mart 2005, İstanbul, Çağın Matbaacılık, ss. 916 – 917.
5 NİŞANYAN, Sevan – Samos, Hellas / Nişanyan Sözlük ‘Çağdaş Türkçe’nin Etimolojisi’, 08.01.2020 – 12.32 https://www.nisanyansozluk.com/?k=ordu
6 TDK – Türk Dil Kurumu Sözlükleri / Sözlük Seç https://sozluk.gov.tr/
7 SEZEN, Tahir – Osmanlı Yer Adları, Bşb. Devlet Arşivleri Gen. Müd. Yay. No. 26, Genş. 2. Baskı, Ankara, 2017, 1140 sh.
8 DÜNDAR, Av. Hüseyin – Samsun Çarşamba’da Beylik Merkezi Ordu Köyü, Editör: Prof. Dr. Cevdet YILMAZ ve Yayın Kurulu, Çarşamba Belediyesi Kültür Yayınları, No. 3, I. Basım, İlkadım, Samsun, 02 Mayıs 2016, Erol Ofset, sh. III.
9 YILMAZ, Prof. Dr. Cevdet – a.g.e. Samsun Çarşamba’da Beylik Merkezi Ordu Köyü, Önsöz, sh. V.
10 TELLİOĞLU, Prof. Dr. İbrahim – Çarşamba’da Bir Beylik Merkezi: Ordu Köyü, a.g.e. Samsun Çarşamba’da Beylik Merkezi Ordu Köyü, sh. 12, 13, 15, 17, 18.
11 İPEK, Prof. Dr. Nedim – Osmanlı’dan Cumhuriyete Ordu Köyü, a.g.e. Samsun Çarşamba’da Beylik Merkezi Ordu Köyü, sh. 21.
12 TD 562/130 – Ordu Alevî Nefs, T.C. Bşb. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Anadolu, Karaman, Rûm, Diyarbakır, Arap ve Zülkadriye Eyâletleri (1530 – 1556) https://ordualevinefs.wordpress.com/
13 UĞUZ, Dr. Öğr. Üyesi Sacit – Nüfus Defterlerine göre 19. Yüzyılın İlk Yarısında Erdemli ve Çevresi Yörüklerinin İdarî ve Demografik Durumu (Sempozyum Bildirisi), Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, Sayı: 7/2, 2018, ss. 1380 – 1392.
14 XAVIER de Planhol – Géographica Pontica III: Les Origines d’Ordu / Quand le crible était dans la paille… (Hommage à Pertev BORATAV présenté par Remy Dor et Michèle Nicolas), G. – P. Maisonneuve et la Rose, Paris, 1978, sh. 321 – 333.
15 ÇEBİ, Sıtkı – Ordu Tarihi ve 50. Yılda Ordu Şehri, Ordu Ticaret ve Sanayi Odası Yayını No. 4, Ordu, 1973, 128 sh.
16 BEAUCHAMPS, Pierre Joseph – Relation Historique et Géographique d’un Voyage de Constantinople à Trébizonde, par mer, l’an 5 de la république, par le citoyen… p. 109 – 179, dans Mémoires sur l’Égypte publiés dans les années VII, VIII et IX, tome II, Paris, An X, cf – p. 133.
17 YEDİYILDIZ, Doç. Dr. Bahaeddin – Ordu Kazası Sosyal Tarihi (1455 – 1613), Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları: 598, Kültür Eserleri Dizisi: 42, Birinci Baskı, Ankara, Aralık 1985, Sanem Matbaası, 279 sayfa.
18 ORDU’97 – Tertip Komitesi, Baskı: Erk Yayıncılık, Ankara, 399 sayfa.
19 BIJIŞKYAN, Per Minas – Karadeniz Kıyıları Tarihi ve Coğrafyası, 1817 – 1819, terc. H. D. Andreasyan, İst., 1969, sh. 37.
20 Krş. XAVIER de Planhol – Les Fondements Géographiques de l’Histoire de l’İslâm, Paris, 1968, sh. 253 – 254, 273 – 274.
21 DAĞDELEN, İrfan (Yay. Hazr.) – 15. Yüzyıl Ünye ve Çevresinin Tarihî Kaynakları / 1455 Tarihli Ünye, Akkuş, Terme ve Çarşamba Tahrir Defterleri, Transkrib: Ali COŞKUN – Fahri COŞKUN, Ünye Belediyesi Kültür Yayınları No. 10, İstanbul, 2010, 763 sh.
22 BAŞ, Prof. Dr. Haydar – Fatih Sultan Mehmed’in Yaptırdığı Câmi, 29.07.2013, Yeni Mesaj E-Gazete, İHA.
23 VİKİKaynak – Sinop Şer’iyye Sicili Kaydında Sinop Tersanesi’nde Kereste Temini, 08.01.2020 / 16.15 https://tr.wikisource.org/wiki/Sinop_%C5%9Eer%E2%80%99iyye_Sicili_kayd%C4%B1nda_Sinop_Tersanesi%27nde_kereste_temini
24 Akademik Araştırmalar Dergisi (Journal of Academic Studies), 6. cilt, 21-22. sayılar, Maestro İnsan Kaynakları, Mayıs – Ekim 2004, sh. 39.
25 HASSA Belediyesi – Tarihçemiz, 08.01.2020 / 15.57 http://www.hassa.bel.tr/Ilc/tarihcemiz.html
26 EMİROĞLU, Kudret – Trabzon Vilayeti Salnâmesi, 12. Cilt, Trabzon İli ve İlçeleri Eğitim, Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı, 1999, 367 sayfa.
27 397 Numaralı Haleb Livâsı Mufassal Tahrîr Defteri (943 / 1536) I, T.C. Bşb. Devlet Arşivleri Gen. Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın Nu:109 Defter-i Hâkânî Dizisi: XVI, Ankara – 2010, ss. 61 – 62.
28 TARİH ve Arkeoloji – Pan-Helenizm ve Türk Tarih Tezi, 17.06.2018, Gönderen: Bilgi Güçtür. https://tarihvearkeoloji.blogspot.com/2018/06/pan-helenizm-ve-turk-tarih-tezi.html
29 YEDİYILDIZ, Prof. Dr. Bahaeddin – Hacıemiroğulları Beyliği’nden Türkiye Cumhuriyeti’ne Ordu Tarihinden İzler, Ordu Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları – 19, I. Baskı, Şubat 2018, Ordu, 361 sh.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku