Yayınlanma Tarihi: 28 Ekim 2016 — okunma
Henüz genç iken ailesinin israrı üzerine evlendi.(2) Validesi hanım, teehhülden sonra da kızlarının tahsil işini gevşetmediler, fakat Fıtnat, bu evlenme işinden memnun değildi. Zevcile geçinemedi. Az zaman içinde ayrılmıya mecbur kaldı. Bilahare Bahriye Nezareti mektupçusu Mehmet Ali Efendiye vardı.(3)
(1) Canikli Hacı Ali Paşa ile Canikli Süleyman Paşa dergâhı âli kapucu başılarından Fatsalı Ahmet ağanın oğullarıdır. Haznedar zade Osman, Ahmet, Abdullah paşalar bu sülaledendir. Tarihi Cevdetten naklen Trabzon tarihi Şakir Şevket S. 90 tab’ı – 1294.
(2) İlk zevcinin kim olduğu bilinemiyor. (Son Asır Türk şairleri. İbnülemin M. Kemal.)
(3) Bahriye mektubu kaleminden neşetle bilahare mektupçu olan eski dostlardan Hüseyin Tevfik efendi merhum, hanımla müşavere ettiklerini söylerdi. (Son Asır Türk şairleri.) (sh. 9)
Meşahir-ün Nisa (Meşhur Kadınlar) sahibi Mehmet Zihni, Fıtnat hakkında “manzum ve mensur birçok asarı edebiyeleri olduğu malum olup fevkalade feraset ve fetanetleri muktezasınca bazı mesaili hikemiye ve fikriye hakkında muhakematı muşikâfaneleri erbabı ukula hayret verecek derecelerdedir. Müşarü ileyhanın Ragıp, Zübide Fıtnat’ı ve sair üdeba asarını tahmis, tesdis yolunda birçok eş’arı, mersiye tarzında sair asarı varsa da elde edilememiştir, demektedir.
Süleyman Nazif merhum, “Garp edebiyatının edebiyatımıza tesiri” unvanlı yazdığı makalede şu nokfalara işaret etmektedir:
Ethem Pertev Paşa, Trabzonlu Haznedar zade Abdullah Paşa’nın hizmet kitabetinde bulunduğu zaman kerimesi Fıtnat hanım efendiye şiir ve inşa talim etmeye memur olur. Fıtnat Hanım, ömrünün son günlerinde Bursa’ya gelmişti, orada biddefeat gördüm. Ben onu tanıdığım zaman yaşı altmışı geçiyordu. Ethem Pertev Paşa’nın taliminden feyizyap olmuş olduğunu söyledi idi. Ethem Pertev Paşa velinimetzadesinin Fıtrî istidadını o kadar terbiye ve tenmiye etmeğe muvaffak olmuş ki hanım on sekiz yeşında iken gazellerine tefevvuk edebilecek kuvette şiirler vücude getirmişti. Zeki olduğu kadar müstesna bir güzelliğe sahip bulunan şairin ilk zevci hılkaten pek kıskanç ve müvesvis imiş.(1)
(1) İlk zevcim, beni o kadar kıskanırdı ki güzel giyinmekten, şiir yazmaktan, okumaktan bile menederdi. Hatta kirpiklerimin uzunluğu gözlerine pek çok letafet veriyor diye kirpiklerimi keserdi. Onun mümaneatile şiirde eski kuvvetim kalmadı, dediğini Süleyman Nazif, bu makaleyi yazdıktan beş sene sonra bana nakleyledi. Ahmet Mithat efendi hanımın teyzesinin oğlu olduğunu hanımdan naklen yine Süleyman Nazif söyledi. (Son asır Türk şairleri.)
Fıtnatı şiir yazmaktan, mütaleadan menederek fıtrî kabiliyetini boğa boğa öldürmüş olduğunu hanım, teellümlerle söylerdi. Edebiyattan uzaklaştırılınca hılkatındaki ihtiyacı ibdaî hattatlıkla tatmin etmiye çalışmıştı. Kendi elile yazmış olduğu bir mushafı şerifi bana ziyaret ettirdi. (sh. 10) Cidden nefis bir eseri sanattı. İşte muhitin cehline kurban olmuş bir istidat daha. İşte Ethem Pertev Paşa’nın desti rüzgârî ile tarımar olmuş asarından biri ve belki en bedbahtı…,,(1) (2) Fıtnat Hanım 1327’de İstanbul’da vefat etmiştir. Mezarı Edirnekapısı haricindedir.(3)
(1) Son asır Türk şairleri. (İbnülemin M. Kemal)(2) Ethem Pertev paşa, 1824 tarihinde Erzurum’da doğmuştur. Timur Fenni efendi isminde bir zatın oğludur. 20 yaşına kadar babasile beraber Karahisar, Gümüşhane, Canik taraflarını dolaşan Pertev efendi nihayet Trabzonda yerleşerek orada Vali Abdullah paşanın himayesini kazanmıştır. (Tanzimat edebiyatı dersleri. Agâh Sırrı Levent – S. 19. Türk teceddüt edebiyatı. İsmail Habip Sevük.)(3) Son asır Türk şairleri, Meşahirünnisa. (sh. 11)
Makalemizi, broşürün yirmi üçüncü sayfasında yer alan Şâiremiz Fıtnat Hanım’ın henüz tamamlanmamış bir gazeli ile noktalayalım : Her yerde senin saye sıfat handemin olsam / Kalp eyleseler sâna beni müdgamın olsam / Bilsen kimedir meyli nihanii derunun / Girsem yüreğin içine hep mahremin olsam / Kâhi ruhını, kâh bina gûşunu öpsem / Avihtei zülfü ham ender hamın olsam / Gark eyler idim katrai naçize vücudum / Gülberki cemalinden senin şepnemin olsam.(1) Bu beyit Meşahirünnisa’da yoktur.1
Bu gazelinden başka broşürde 4 gazel ve 1 muhammes (beşleme) daha yer almaktadır. Broşür, “içinde geçen lügatler” başlıklı beş sayfalık alfabetik sözlük ile hitam bulmaktadır.
Dünya edebiyatlarında kadın şairler her zaman ilgi çekmiş ve haklarında pek çok çalışma yapılmıştır. Batıda XVIII. yy’a gelene kadar kadın şaire pek rastlanmamaktadır. Özellikle Ortaçağ Avrupa’sında kadın şair görmek hemen hemen imkânsızdır. Bizim edebiyat tarihimize baktığımızda XIV. yy ile XIX. yy sonlarına kadar varlığını sürdürmeyi başarmış olan kırka yakın kadın şairden bahsetmek mümkündür.11 Adını bildiğimiz ilk kadın şairimiz Zeyneb Hatun’dan (XV. yüzyıl), Rabia Hatun’a kadar bugün 46 kadın şairi tespit edebiliyoruz. Bu sayının yeni çalışma ve tespitlerle artması mümkündür.16
XIX. yüzyıldan günümüze kadar Türk edebiyatında kadın şair sayısı katlanarak artmıştır. Divan şiiri; çerçevesi çizilmiş, ortak tema, motif ve mazmunların belirli kelime hazinesiyle işlendiği bir edebiyat geleneğidir. Kadın ve erkek şairler bu gelenek içerisinde eserlerini kaleme aldıklarından her iki cinsin şiirleri arasında konu ve üslûp açısından belirgin farklar yoktur. Ancak, kadın şairlerimiz erkek divan şairlerimizden çok daha az sayıdadır.11
Makalemizin başında zikrettiğimiz gibi Fıtnat Hanım’ın yazıları anlatım bakımından oldukça ağdalıdır. Aydın kişilerin zevkini gözetmiştir. Fıtnatın önemi; şekilde değil, özdedir. Kimi yadırganan sözler bir olgunluk, bir varlık gösterir onda. Fıtnat’ı yükselten de bu özelliğidir.1-13
Sayın Nükhet EREN, Fitnat ile Mithat’ın aşk mektuplarını kaleme aldığı makalesine şu şekilde başlar ve bitirir: Mehmet Zihni Efendi’nin hazırladığı Meşahir-ün Nisa (Meşhur Kadınlar) Ansiklopedisi, 1878 yılında basılır. Farklı alanlarda ün kazanmış kadınlara ait biyografilerin yer aldığı bu eserde, Fitnat Hanım şair olarak yer alır. Mehmet Zihni, onun eserlerinin basılıp yayımlanmamış olmasını, değer bilir insanların teessüfüne lâyık görür. Gerekçe olarak öne sürülen, o zamanlar kadın eserlerinin basılıp yayımlanmasının âdet olmamasını anlamlı bulmaz.17
Kadını zekâsı, eserleri, yetenekleri ile bir an bile ağızlarına almayanlar, yaşadığı aşkın içine iffet, işret, yad sözcüklerini koyup aşağılamak için hemen kaleme sarılırlar. Sonuçta, yüzyılı aşan bir süre sonra okuyanları aşk üzerine yeniden düşündüren Fitnat ve Mithat’ın mektuplarıdır. Geride kalanlar için, hep birlikte Şair Fitnat Hanım’ın sesine kulak verelim.
“Fitnat’ı gel eyleme divâne, Allah aşkına”17
08 Ocak 2016 / Ankara
KAYNAKÇA :
1 CAN, Sıtkı – Ordu’lu Şair Fıtnat – Hayatı ve Şiirleri, Ordu Halkevi Neşriyatından: 6, Halkevi D. T. Edebiyat Kolu Başkanı Gürses Basımevi, Ordu, 1939, 28 sayfa.
11 KILIÇ, Doç. Dr. Filiz – Fıtnat Hanım, VI. Eyüp Sultan Sempozyumu, e-kitap, sh. 300 – 305 https://docs.google.com/viewer?embedded=true&url=http://ekitap.eyup.bel.tr:9600/sempozyum/eyup06/39_Filiz_Kilic.pdf
13 VİKİPEDİ Özgür Ansiklopedi, Fıtnat Hanım https://tr.wikipedia.org/wiki/F%C4%B1tnat_Han%C4%B1m
16 İSPİRLİ, Yrd. Doç. Dr. Serhan Alkan – Osmanlı Kadınının Şiiri, Turkish Studies International Periodical fort he Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Volume 2 / 4 Fall 2007, p. 445 – 454.
17 EREN, Nükhet – Fitnat ile Mithat’ın Aşk Mektupları, 13.07.2014, http://www.birgun.net/haber-detay/fitnat-ile-mithat-in-ask-mektuplari-65358.html
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.