Yayınlanma Tarihi: 27 Mayıs 2016 — okunma
Siber, İnternetin tam karşılığı olarak kullanılan “siberuzay” (cyberspace) sanal alem anlamına da gelmektedir.
Sosyal medya ile birlikte iletişim de önemli ölçüde şekil değiştirdi. Eskinin yukarıdan aşağıya tek yönlü “İletim”inin yerini, çok yönlü, etkileşimli, demokratik ve eş düzeyli “İletişim” adlı sosyal medyanın yükselişi ile birlikte, kurumsal iletişim de önemli ölçüde demokratikleşiyor…(“) selim Tuncer… artık tüketici üreticiyle ve markalarla doğrudan konuşmakta, ne istediğini onlara söylemekte, hatta daha da ötesinde kendi ürettiklerini sosyal medya aracılığı ile üreticilere sunmaktadır…
Hemen hemen her yaş grubunda insanın yer aldığı “Sanal alem’de” ne kadar güvenliyiz peki?
Bu konuda Türkiye’nin önde gelen isimlerinden Dr. Türker Yılmaz şöyle diyor; “Kişisel olarak dijital dünyada dolandırma vakalarına çok sık rastlıyoruz. Özellikle kişisel bilgilerimize sahip çıkmalıyız. Bir kağıda yazıp kapınıza asmayacağınız veya herkesin bilmesini istemediğiniz bilgilerinizi internete koymayınız.
Yapılan araştırmalar kişisel verilere saldırıların artacağını öngörüyor ve aynen de öyle oluyor.
Gelecekte ağırlıklı olarak siber güvenliğe yönelik kaliteli işlerin diğerlerine göre ön plana geçeceği değerlendiriliyor.
“Özel bilginin seviyesi kişiye göre değişir. Kimileri her saniyesini paylaşır, bazı insanlar ise tam tersi aşırı kuşkucu davranarak sanal ortamda hiçbir şey paylaşmaz. Her ikisi de uçtadır bana göre” diyor. Bence de artık sanal alemde yoksanız, var olamıyorsunuz.
Günümüz de her paylaşımın birkaç günlük çok kısa bir ömrü var.
Sanal alemde klavye kullananlar üretici, maus kullananlar tüketici.
Siber Güvenlik Uzmanı Dr. Türker Yılmaz, güvenlik için yapabileceklerimizi şöyle sıralıyor;
Korsan yazılım kullanmayın.
Bilgisayarınızda güncel ve lisanslı bir anti virüs programı olsun.
İletişim sistemi, internet sayfası tarayıcı ve uygulamalarınızı güncel tutun.
Güvenmediğiniz internet sayfalarına girmeyin.
Güvenlik duvarı kullanın.
Yönetici haklarına sahip kullanıcı olarak internete bağlanmayın.
Mutlaka kısıtlı kullanıcı hesabı kullanarak internete girin ki bilgisayarınızın ele geçirilmesi zorlaşsın.
Bilinmeyen kişilerden gelen e-postaları tabi ki açmayın.
Şifrenizi iyi seçin ve HİÇ KİMSE İLE PAYLAŞMAYIN.
Bütün bu tedbirlere rağmen bilgisayarınızın ele geçirilmiş olabileceğinden şüpheleniyorsanız mutlaka formatlayın.
Özel bilgilerinizi cep telefonunuzda bulundurmayın.
Cep telefonları güvenliği henüz istenilen düzeyde değil.
Siber saldırıların üst düzey korumalı üst düzey devletler arası güvenliklerin dahi sarstığına göre bu durum oldukça vahim.
Uzmanların bile görmeye zorlandıkları o kadar çok sanal tehlike varken, hepimiz bu tehlikelere açığız ki bu konuda uluslararası, Ukrayna ve İran gibi tüm ülkedeki yaşamı felç eden siber saldırılar olabiliyor.
Birde paylaşımların yarattığı tehlike var ki emniyet görevlileri uyarıyor. Örnek, siz ailenizle tatilde olduğunuz gösteren fotoğrafları saniye saniye paylaşıyorsunuz, hırsızlık niyetinde olanlara da evinizin boş olduğunu belirtiyor ve kolaylıkla soygun gerçekleşiyor.
Dr. Türker Yılmaz’ın da bu konuda uyarısı var;
“Paylaşımlarda ne paranoya yapmalı nede çok rahat olmalı, ne olursa olsun adres bilgileri, doğum günü bilgileri internette duyurulmamalı” diyor ve bence de öyledir. Özellikle “Şua an”, “An be an” diye vurgulanan paylaşımlar durumumuzu daha da kesinleştiriyor, sanal alemde dış tehditler için kendi uygulamasını da şöyle belirtiyor; “Mesela bir restoran da olduğumuzu Facebook’a yazdığım olmuştur, ancak orada çekilmiş fotoğrafımızı paylaşmam, paylaştığınız yer bilgisinin ve bazen fotoğrafların çok önemi de yoktur. Çünkü ömrü kısadır. Çok da paranoya yapmaya gerek yok”.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.