son haberler

Sn. Sait Kapıcıoğlu ve Domuz Gribi Gerçeği

Yayınlanma Tarihi: 6 Ocak 2010 okunma

Misafir Kalem unyetv@unyetv.net

Dünya ve Türkiye basını “DOMUZ GRİBİ” tehlikesine karşı ikaz edici haberleri ile bizleri koruyormuş, bilgilendiriyormuş rolü ile biryandan korku psikolojisi yaratırken, kafalarımız karmakarışık olup, mantığımız bu dev salgın dalgasını (pandewisi) kendi süzgecinden geçirip, kendimize sakinlik sağlamaya çalışırken bir ses duyduk tanıdık.

“Korkulacak bir şey değil, basın abartıyor” diyen.

Hem de ne tanıdık, Ünye’den, memleketimizden ve sözleri yabana atılmayacak bir bilim adamından.

Sürekli canlı yayın yapan ulusal radyolarımızdan birinde, sunucu; Prof. Dr. Sait Kapıcıoğlu’nun “Domuz Gribi” ile ilgili yazdığı kitabı ve “Domuz Gribinin” baş edilemeyecek bir salgın olmadığı söyleniyordu.

Tüm dünyaya ve basına rağmen, salgın ve sağlık gibi hassas konuda, cesaretle doğruyu söyleyebilmek.

Halkı doğru yönde bilinçlendirmek yönündeki bilim adamı sorumluluğu ile halkı bilgilendirmesi ve aslında sonuçları kestirilemeyen bir aşı türüne karşı uyarması çok takdir edilesi bir davranıştır.

Aslında grip dediğimiz kış hastalığının, insanoğlu geçmişinde de pek çok salgın ve hasarları var. Örnek: 1918-1919 yıllarında büyük grip salgınının yatağa düşürdüğü askerler, ABD’de büyük spor salonlarına doldurulup tedavi etmesine rağmen, 1. Dünya Savaşında gripten 43.000 askerini kaybetti.

ABD tüm dünyada en az 20 milyon kişinin ölümüne neden oldu. Bu gribin neden bu kadar ölümcül olduğu araştırılıyor. Yeni grip türleri domuzlar ve kuşlar arasında kolayca dolaşabildiği Çin gibi ülkelerde ortaya çıkar.

Gribi insanlarda taşıdılar. Kristof Kolowb’un Amerika’ya adım attığı ilk günden itibaren yeni halk genellikle salgın hastalıklar yüzünden hızla azaldı.

1914–1918 yıllarında 4 yıl süren 1. Dünya Savaşında 8,5 milyon insan ölürken, 1919 yılı grip salgını ardında 20 milyon ölü bırakmıştı.

Bu karşılaştırma yıllar öncesine ait ama bugün durum gerilemiş değil. Virüslerin işi daha kolay. Günümüz teknolojisi, kimyasal atıklar, virüsler için gerekli ortamı olağanüstü nitelikte hazırlıyor yine endüstriyi yöneten insanı tehdit edecek.

Toplum olarak salgın hastalıklardan korkmayan, aldırmayan bir psikolojimiz, özgüven ve rahatlığımız var.

Hatırlayalım, AİDS içinde aldırmaz bir tavırla, önerilenle dalga geçen ruh hali ile bu toplumsal travma olması gereken durumu çoktan unuttuk bile.

Şu geçmişte ki Çin, Kuş Gribi, Kene tehlikesi gibi durumları da bayağı toplumsal… Ucuz atlattık.

Alıştık galiba ya da basının abartmasını benimsedik ya da bu… Olduğu gibi yalancı veya abartılı basına karşı daha temkinli olduk.

En önemlisi, halka karşı sorumluluk sahibi olup vicdanın sesini, kim bilir ne büyük perdelere karşı yükseltebilen bilim adamlarımız sayesinde, bu tür salgın haberlerinin ne amaçlı yayınlayıp, tehlikenin hangi boyutlarda olduğunu sezmeye başladık.

Saydam hayatlar konusunda da topluma önder olma ve çalışan Sn. Sait Kapıcıoğlu gayet net örneklerle bu durumu toplumumuza açıklamaya çalıştı.

Ünye Kent Gazetesi’nden Ahmet Varilci de, Kapıcıoğlu’nun bu kitabından söz etmişti. Deprem, meteoroloji, salgın, gerilim haberleri arasında düşük tutmaya çalıştığımız tansiyonumuz ülkemizde Ergenekon, PKK, Helikopter düşmesi, aramalar ve boru hattı haberleri ile sık yükselse de kontrol altına alabiliyoruz.

Ünlü bir üniversite “bilgi ve haber olarak yayınlanınca derin derin çektiğimiz nefesi rahatça bırakıverdik. Aslında çoktan toplum olarak aşıya gerek duymadan “domuz gribi” dalgasına karşı gardımızı almıştık. Bu haberi de “basının vicdanını rahatlatması” olarak kabul eden halkımız, tebessümle “biz sağlıklı beslenerek gribe karşı, yıllardır verdiğimiz mücadelemizi bu yıl da, aşı vurmadan, domuz gribine karşı da verecektik” dediler.

Yine bazı haberler, normal gripten ölümlerin binde bir domuz gribinden ölümlerin onbinde bir oranında kaldığını bildiriyor.

Bence ülkemizde, Karadeniz’de ve Ünye’de trafik kazasından ölümlerin oranının daha yukarıda olduğunu tahmin ediyorum.

Bilime olduğu kadar samimi, cesur ve dürüst bilim adamlarına da ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu bir kez daha anlarken, böylesi bilim adamlarına bir kez daha hayran oluyor ve teşekkür ediyoruz.

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Nerde O Eski Dünler

31 Ağustos 2023 okunma
Kızlar erkekler zayıflar şişmanlar zenginler fakirler dostlar akrabalar dinli dinsiz yeni doğan ya da ölümüne az kalan bizler ne yapıyoruz? Son birkaç senede, kızlar firikik ustası oldu beğeni yapana özel şovlar yapıldı ve artık mahremiyet meşrulaştı ya da... Devamını Oku

ÜNYE-AKKUŞ-NİKSAR KARAYOLU

26 Ekim 2021 okunma
    Yollar bir memleketin can damarlarıdır. Hasretlikleri bitiren, kültürleri harmanlaştıran, ekonomimizi canlandıran birlik ve beraberliğimizi sağlayan yollarımızdır. Ünye- Akkuş- Niksar yolunu kullananlar nostaljiyi, heyecanı birlikte yaşarlar. Yıllara... Devamını Oku

  NASIRLI ELLER

21 Ekim 2021 okunma
           Süleyman Erkan      Türkiye’nin güzel bölgelerinden Karadeniz’i gezip görenlerin hafızalarında mutlaka iz bırakmıştır. Karadeniz’in girintili çıkıntılı kenarları, geceleri gelinlik kızın boynuna takılı beşi birlik gibi parlar... Devamını Oku

Geçmişten Günümüze

16 Ekim 2021 okunma
Süleyman Erkan     Yaşam var oldukça hırslar, öfkeler, kinler, var olacaktır. Bu savaşı tetikleyen en önemli unsur beğenilmek, üstün olmak, başkalarından daha fazla mala mülke sahip olmaktır. Söz sahibi olmanın malla, mülkle, parayla olunamayacağını... Devamını Oku

İnsan

13 Ekim 2021 okunma
TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Temel içgüdü ve duygularla hareket eden, yeteri kadarını alan, psikolojik ve sosyolojik açıdan baskı uygulamayan, vicdansız ve çıkarcı yaklaşmayan, kötü gözle bakmayan, çalmayan, savaşmayan,... Devamını Oku

Zaman

7 Ekim 2021 okunma
  TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Neydi zaman? Doğduğum an ile öldüğüm an arasındaki yaşantım mı? Unutmak için verilen bir ilaç mı? Suratımı kırıştıran ya da saç rengimi benden alan… Neydi zaman! Babam öldüğünde... Devamını Oku

İhtiyaç Meselesi

27 Eylül 2021 okunma
TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Çok çeşitli ihtiyaçlarımız var. Hatta bazen neye ihtiyacımız var diye market ve mağazaları gezmeye başlayanlar bile var. Babaannem lüzumsuz bir şey almamamı çok söylerdi işte onlarda top balon... Devamını Oku

F-N-D-K-Ç  Ş-H-P

10 Eylül 2021 okunma
  TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Türkçe’de bir sözcük f,s,t,k,ç,ş,h,p harflerinden biriyle bitiyorsa ve ek kelimenin baş harfi d,c harfi ile başlıyorsa! Ortalık bir anda sertleşir. d=t olur t=ç olur sıkı durun bu matematiği... Devamını Oku

İş-Sizsiniz

6 Eylül 2021 okunma
  TOLGA ÖZSOY İNŞAAT TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com Neden işsiz kaldığımızı bulalım. İşsizlik yaşınız en az 24! Bunu biliyor musunuz? Temel eğitim 1 yıl, ilk eğitim 4 yıl, Orta eğitim 4 yıl, lise eğitimi 4 yıl, hazırlık 1 yıl, üniversite... Devamını Oku

Alçak Alçak Dere Yataklarına Ev Kurmasınlar

19 Ağustos 2021 okunma
  Tolga Özsoy İnşaat Teknikeri tolgahanozsoy.52@gmail.com     Hepimizin malumu olduğu Candan ERÇETİN’in “yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar” şarkısı; doğaya, doğanın tabiatına karşı gelmekten ve gelin kızlarımızı ağlatmaktan başka bir... Devamını Oku