Ünye İdari Bilimler Fakültesi Ünye İle Ne Kadar Barışık

Misafir Kalem unyetv@unyetv.net

OSTİM (Ortadoğu Sanayi ve Ticaret Merkezi) ve Ünye Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başk. Durmuş Zor’un ev sahipliği ile Ünye’mizin başarılı ismi Gülnaz Karaosmanoğlu’nun sağladığı köprü ile OÜÜİBF’si öğrencileri buluştu.

Konu “üretimde kümelenme ve istihdam” idi. Ordu Üniversitesi Ünye İdari Bilimler Fakültesi, “girişimcilik kulübü” öğrencilerinin faaliyeti olarak gerçekleşen bu etkinlikte ana tema tabi ki fındık ile buluştu ve “ fındık üretiminde kümelenme “ gibi farklı bir başlık altında seyretti.

Önemli ve güzel bir etkinlikti ama aynı gün fakültede gerçekleşen bir başka protokol ziyareti bu etkinliği bilmeden gölgede bıraktı fakat ÜTSO, ÜİBF ve OBTİM birlikte ileri doğru bir atmış oldular.

OSTİM’ in, (açılımı orta doğuda sanayi ve ticaret merkez) son yıllarda eğitim alanlarında faaliyetini genişletme çerçevesinde “esnek imalat sanayi, dış üretime yönelme ve kümelenme” konularında yürüttüğü çalışmaların sonuçlarına göre “ yerli üretim son yıllarda ithalatın önüne geçiyor ” ki bu durum tam da ihtiyacımızın olduğu, yani acil ihtiyacımızın olduğu önemli bir gelişmedir.

OSTİM “ bölgesel bir kalkınma modeli ” talep odaklı sanal fabrika vizyonu, entegre üretim merkezidir. Son yıllarda gösterdikleri başarılı üretim faaliyetleri ile de gelişmekte olan ülkelere ve Orta Doğu’ ya örnek olmaktadır. Orhan Aydın OSTİM Başkanı ve aktardığı bilgiler, tecrübe imbiğinden süzülenlere göre Ahilik Türk Ticaret ve imalat hayatının temelidir. 1975’de Güney Kore ile Türkiye’nin ekonomi rakamları birbirine denk idi. Bugün ise Güney Kore’ de sadece Samsung firmasının geliri Türkiye’den daha fazladır.Bu acı gerçeğin gölgesinde kalmakla birlikte Türkiye ekonomisi giderek büyümekte hatta son yıllarda hedeflenen rakamları yakalamasa bile önemli gelişmeler kaydedilmektedir.

Katma değeri yüksek ürünler üretmek, bilgi üretmek gibi ekonomi gerçekleri büyümemizin önemli adımları olmuştur. Bu adımlar atılırken, üniversite ve sanayi birleşmek zorundadır. Dijital çağın gerçekleri vardır, m üretim de teknoloji gibi sanal dünya da yerini almıştır ancak bu dünyada maus kullananlar tüketenler, klavye kullananlar üretenlerdir. Bugün üretmeden tüketmeye hakkınız yoktur bu gerçeklik ışığında kıyaslama yapacak olursak maalesef Sony firması tek başına bizim ekonomimizden büyüktür.

Etkinlikte konuşmacılardan birisi de İsmail Hakkı Eraslan idi. Eraslan, ” Kümelenmeyi tanımlıyor bize; “belli bir Coğrafi alanda toplanmış, mahsulü işleyen, benzeyen ürünü üreten şirketler topluluğu”.

“Bir bölge nasıl kalkınır? “ gibi klişe bir soruyu gündeme getiriyor Eraslan ve cevaplıyor kendi sorusunu,” sosyal yönden, teknik ve ekonomik yönden gerçekleşir” bu kalkınma diyerek üç ana hedef gösteriyor, alanında akademisyen bir uzman ve araştırmacı olarak. Hepsi de birbirinden önemli ve birbirini tamamlayan kalkınma özellikleri bunlar fakat günümüzde “ kalkınma ” denince teknik ve ekonomi hak ettiği değere ulaşıyor da sosyal kalkınma biraz değil epeyce göz ardı ediliyor. Tabi ki amiral gemisi ekonomik kalkınmadır.

Hem etkinliği yöneten hem de konuşmacı olan Gülnaz Karaosmanoğlu söz aldığında ise; (OSTİM VAKFI Başk.) biz OSTİM olarak “ dünyaya ne satabiliriz?” sorusunu hep canlı tutuyor bu yolda, bu konuda analiz yapıyoruz diyor. Ahi Evran 32 farklı sektörde kümelenme yaparak (değer zincir yapısı) Anadolu’ da bir Türk Devleti olan Anadolu Selçuklu ile ekonomiyi çok sağlam temellere oturtmuştur ki örnek verecek olursak, Kapalıçarşı bir kümelenme örneğidir. Kapalıçarşı da altın kümelenmesi hali kümelenmesi vb.

Üç kıtaya hâkim olan Osmanlı Devleti olarak 1870’lerden sonra üretimi bıraktık.(Kanuni öldükten sonra.) 1850’de Avrupa üretime geçti. Üretimi bırakmış olmanın sonuçlarını uzun vadede çok acı sonuçları ile yaşadık. Peki, arada ki diğer gelişmeleri hızla geçip atlayarak günümüze ve bölgemize gelecek olursak; “Fındık coğrafyasında ne yapmamız gerekiyor?” Kalkınmanın paradigması (değerler dizisi)nedir?

Biz ülke olarak bu sektörde (hatta hem madde üreticisi olarak) neler yapabiliriz, nasıl satıcı olur ve satışı artırabiliriz? Sorularından yola çıkarak hedef belirlemek ve hedeflere ulaşmak çabasındayız.”Satış” sektörün “kanı” demektir.

Her alanda olduğu gibi “ fındık alanındaki AR-GE, İnovasyon, rekabetçilik, bilim insanları yetiştirmek” döngünün başlangıcı olmalı. Tarım, sanayi ve hizmet sektörü (bugün) ülkemizde 14 ilde gelişmiş bir faaliyet gösteriyor. Üretimde gelişme için üniversitelerin gerekliliği elzemdir, “ mazeret dinleyecek vakti yok Türkiye’nin”.

Bir yer kalkındırırken “ o yerin avantajları nelerdir?” ona bakılır. Dünyanın “multi disiplinler üretime” gittiği günümüzde ülkemiz, ihracatını artırmadığı sürece gelişmiş ülkeler sınıfına katılamaz. Fındıkta kümelenme, yan sanayinin gelişmesi, depolama tesisleri ve pazarlama ile üretilir.

Bu alanda ülkemizde “yenilenebilir enerji” kümelenmesi de gerekmektedir. Bu alan ülkemiz için çok yeni fakat şartlar çok elverişlidir ki bu alanda elde edilen bize ait enerji uzun vadede çok daha ucuza gelecek ve üretimde çok daha güvenli yol olacaktır.. Gülnaz Karaosmanoğlu OSTİM’DE 5000 adet işletme (büyük oranda yan sanayi) olduğunu aktarıyor.” Avrupa, Kamu- Üniversitesi işbirliğini yıllar önce tamamlanmış olmasına rağmen bu alanda ki iş birliği bizde henüz çok yenidir” diyor.

Ülkemizde henüz bu birliktelik tam olarak sağlanamamıştır. Üniversiteleri ve öğrenci birikimini bir akarsuya benzetirsek ucuna çark koymadığımız takdirde, bu akıştan bir yarar sağlayamayız.

Sanayi Bakanlığı; “ Bilgi odaklı, iş birliği ağ sanayisinde, sektörde ki yerli üretimin payını arttırmak, küme üyesi firmalarımızı ulusal ve uluslar arası alanda rekabetçi hale getirmeye çalışmaktadır”. Örnek; devletin “ fındık üreticisine verdiği destek medikal sanayi “ iş alanında sektörel rekabet analizi çalışması sonrası kurulan ve günümüzde büyük bir ivme kazanan “ medical sanayi kümelenmesi ortak stratejik doğrultusunda oluşturulmuş bir alt yapıya sahip ve bu alt yapı üzerinde giderek gelişme göstermektedir”.

Rekabetle- düşmanlık çok ince bir çizgi ile ayrılmaktadır. Sosyal girişimcilik cesareti olan gençler diğerlerinden bir adım öndedir. Network önemlidir. Kümelenme ve birlikte hareket etmek önemlidir. İhtiyaçtan kaynaklanan bir çabadır üniversite ve bulundukları şehre entegre olmaları hem o şehre hem gelişmeye hem de kendi geleceklerine büyük yararlar sağlar.

İşbirliği- güç birliği demektir. Meslek odaları bu gün “kümelenmenin” mikro örnekleridir ve bir ahilik geleneğidir. O halde “ fındıkta kümelenme” için Ünye’nin de bir an önce OSB ne kavuşması gerekmektedir.

Kümelenmelerin başarılı olabilmesi içinde “ enerji verimliliği farkındalığı” başka insanların bu kaynakları verimli kullanmaları için sistem kurmak yeterli değil, sistemi de işletmek gerekmektedir. Hükümet politikaları yönetimde, üretim- farkındalık- kümelenme- pazarlama adına çok daha ilgili olmalıdır.

Bu arada bölgemiz ürünü olan fındık için “ fındık geliştirme ve fındık analizi, fındıkta kümelenme, AR-GE, inovasyon, strateji” konularında destek ve rehberliğe ihtiyaç vardır. Üniversitelerimizde her yönden sahip çıkarak “BİLGİ ÜRETMELİYİZ”, dünyaya satmak üzere.

Durmuş Zor ve Gülnaz Karaosmanoğlu’na teşekkür ederiz bu OSTİM ,ÜİBF buluşmasına vesile oldukları için ve kümelenmeye.