son haberler

Ünye’de Hazinedârzâde Hanedanlığı

Yayınlanma Tarihi: 11 Mart 2017 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

Haznedârzâdeler, II. Mahmut zamanından itibaren Tanzimat Dönemi’nin başlarına kadar Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Trabzon valiliği, Canik ve Karahisar-ı Şarkî muhassıllığı, Gönye mutasarrıflığı ile Faş ve Anapa muhafızlığı gibi önemli devlet görevlerinde bulunmuş kişilerin mensubu bulunduğu bir hanedandır.1 (sh. 7)

Hanedanın kurucusu Süleyman Paşa başta olmak üzere oğulları Osman, Abdullah ve Memiş Paşalar, II. Mahmut’un saltanatının başından Tanzimat’ın ilk yıllarına kadar geçen sürede Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi’ni tamamıyla, az bir müddet de olsa Sivas Eyâleti’ni yönetmişlerdir. (sh. 8)

1967 Ünye doğumlu, öğretim üyesi ve tarihçi Dr. Rıza KARAGÖZ, hanedanın kurucusu Süleyman Paşa hakkında müstakil bir çalışma yaparak, Ekim 2009’da “Karadeniz’de Bir Hanedan Kurucusu Haznedarzade Süleyman Paşa” adlı 173 sayfalık kitabını yayımlamıştı. Bu makalenin muhtevasını, Süleyman Paşa’nın Ünye bağlantılı yaşantısına dair bazı kesitler oluşturmaktadır.

Birinci ve eserin en geniş bölümünde Süleyman Paşa’nın devlet adamı olarak yaptığı hizmetlere yer verilmiş. İkinci bölümde ise şahsiyeti, ailesi ve vakıf eserleriyle ve Ünye’de yaptırmış olduğu saray hakkındaki bilgiler ele alınmış. Eserin sonunda ekler kısmında Süleyman Paşa’nın Çarşamba’daki mezarına, Samsun’daki medresesine ve Ünye’deki sarayına ait resimlerle sarayın (âyân konağı) yıkıldıktan sonra bugüne kalan görüntüleri verilmiş. Ek kısmına ayrıca Süleyman Paşa’nın ailesinin kısa bir şeceresi eklenmiştir. (sh. 9)

Ailenin bilinen ilk ferdi Süleyman Behram Bey’dir. Behram Bey, Canikli Süleyman Paşa’nın damadı olmuş ve bilâhare hazinedarlığını yapmıştır. Hazinedarlığı, sonraki yıllarda oğullarının bu unvanla anılmasına sebep olmuştur. Bilâhare Canik Bölgesi’nin hatırı sayılır hanedanından olan Haznedârzâdeler, Behram Bey’in kendi adını verdiği oğlu Süleyman Bey (Paşa) ile birlikte, Karadeniz Bölgesi’nde muhassıllık ve valilik makamına yükselen tarihî şahsiyetler çıkaracaktır. (sh. 23)

Kaftan Ağası Mehmet Ağa’nın yazdığı bir takrirde, “Çarşamba’da sakin Hazinedaroğlu demekle ârif kimseye, devlet tarafından istimalet ve ruhsat verilirse, Ünyeli Genç Ağa gailesini kolaylıkla bertaraf edebileceği anlaşılmaktadır” denilmektedir. 26 Temmuz 1793 tarihli bu yazıda Mehmet Ağa’nın sözünü ettiği Hazinedaroğlu, bir iki yıl sonra Canik Sancağı muhassılı olarak görülecek olan Süleyman Bey (daha sonra Paşa)’dir.2

Mehmet Ağa, şayet Genç Ağa ve Çarşambalı Müderris Elhac Ebu Bekir Efendi’nin bölgeden uzaklaştırılması veya ortadan kaldırılmaları kararı verilirse, bu iş için Karahisar-ı Şarkî Mütesellimi Halitzâde ve Canik Sancağı’nda Haznedarzâde Mustafa Ağa’ya ayrı ayrı fermanlar gönderilerek, Canik Muhassılı Osman Ağa ile işbirliği halinde, bu işe memur edilmelerini tavsiye etmektedir.3 (sh. 18 – 20)

Tayyar Paşa’nın isyanı üzerine, onu yakalamak şartıyla Trabzon valiliğine ikinci kez atanmış olan Yusuf Ziya Paşa, Canik muhassıllığına vekâleten Süleyman Ağa’yı getirmiştir. Canikli Mahmut Tayyar Paşa’nın Sultan III. Selim’in uygulamaya koyduğu Nizam-ı Cedit’e muhalefeti ve Çapanoğullarıyla nüfuz mücadelesine girişmesi, sonunda devlete karşı isyan hareketine dönüşmüştür. Nitekim Ünye ve Perşembe’de yapılan çatışmalarda, Hazinedarzâde Mehmet Emin Ağa ve Süleyman Ağa’nın büyük katkısıyla isyancılar dağıtılmıştır.4 (sh. 30)

Tayyar Paşa Haznedarzâdelerle iyi geçinmenin kendisi için daha faydalı olacağı düşüncesiyle olsa gerek, Süleyman Ağa’yı muhassıl vekili olarak tâyin etmiştir. Trabzon divanından gönderilen buyurulduda Tayyar Paşa, kendisi Canik’e gelinceye kadar muhassıllık işlerine vekâlet etmesini; Ünye, Çarşamba ve Bafra’daki konakların bakımını yapmasını Süleyman Ağa’ya emretmektedir.5 (sh. 31)

Süleyman Paşa Ünye’de, zamanın en büyük saraylarından birini yaptırmıştır. Sarayın inşâsına Canik muhassıllığı yıllarında başlanmıştır. Ünye, sakin ve huzurlu bir kasaba olduğundan sessizlik arayan paşa, çevre yerleşimlerde evi olmasına rağmen konak inşâ parselinde tercihini Ünye’den yana kullanmıştır. Saray hakkındaki bilgilerin büyük çoğunluğu, 1847 yılı yaz aylarında Karadeniz Bölgesi’nden geçen ve Ünye’ye uğradığında bu sarayda misafir edilen Xavier Hommaire de Hell8 ve yangın sonrası Murad Efendi’den kalmadır.9 (sh. 137 – 138) Âyân Konağı’nın istinat duvarları taşları Feneraltı Kayalıkları’ndan temin edilmiştir. 1815 yılında inşâ edilen konak, muhtemelen 1847 – 1854 yılları arasında bilinmeyen bir nedenle yanmıştır. Yangınla ilgili verilen detaylar belgeye dayalı değildir.10

Çözülmesi gereken önemli meselelerden biri de Rusların işgali sırasında evini barkını terk edip Anadolu sahillerine kaçan insanların memleketlerine iadeleriydi. İstilâcı Rusların baskı ve katliamından korkan Abaza, Anapa gibi sahil kale ve havalisinin Müslüman halkı, Sinop, Ünye ve Amasra gibi yerlere yerleşmişlerdi. Faş muhafızlığı ve tahliye-i hudutla yetkili olması hasebiyle Süleyman Paşa, bu insanların nerelerde ve ne kadar olduğunu tespit ederek bir an önce yurtlarına dönmelerini sağlayacaktı. Nitekim bu konuda paşa tarafından Anadolu sahillerindeki kazaların yetkililerine buyuruldular neşredilmiştir.6 (sh. 66)

Tuzcuoğlu İsyanı’nda Memiş Ağa’nın en önemli hatası Kaymakam Hasan Ağa’yı öldürmeyip Trabzon’dan çıkmasına ruhsat vermesidir. Gerçekten Hasan Ağa hayatından ümidi kestiği bir anda serbest kalmıştı. Trabzon’dan ayrıldıktan sonra Ünye’ye gelmişti. Burası onun çevresinin en fazla olduğu yerdi. Nitekim Ünye’yle birlikte Fatsa ve Ordu kazalarından topladığı taze kuvvetlerle derhal harekete geçmiştir. (sh. 96) Süleyman Paşa’nın da uzakta (Acara bölgesinde) oluşu, bölge halkının gönüllü gönülsüz Tuzcuoğlu’na meyletmesine sebep olmuştu. Bâbıâli bazı gerekçe ve endişelerle Tuzcuoğlu’nun üzerine bu sefer bizzat Süleyman Paşa’nın yürümesini muvafık gördü.1 (sh. 98)

Valilikten azledildiği haberi Trabzon’a Mart ayının sonlarında ulaşmıştı. O sırada Süleyman Paşa, esasen bir müddetten beri müzminleşen sıtma (tahmim – humma) hastalığından muzdaripti. Maiyetindekilerle beraber bir gemiye binerek Trabzon’dan hareket etti. Ordu Kazası’na geldiğinde, biraz dinlenmek için karaya çıktı. Alâiye Sancağı mutasarrıflığı’na tâyin edildiği haberi paşaya burada ulaştı (10 Nisan 1818).

Deniz yoluyla Ordu’ya 18 saat mesafede bulunan Ünye’ye (sh. 117) geldiler. Uzun ve meşakkatli yolculuk, Süleyman Paşa’nın hastalığını iyice şiddetlendirmişti. Buradaki ailesi ve çocukları yıllardır kendisini görmemişler ve özlemişlerdi. Ünye’de beş on gün kalması ricasında bulundular. On dört gün Ünye’de kalan paşa, 24 Nisan 1818 Perşembe günü buradaki aile efradıyla vedalaşıp, kendisi için özel yapılan bir tahterevalli ile tekrar yola çıktı. Aynı gün Çarşamba’ya ulaşıldı. İyice ağırlaşan Süleyman Paşa nihayet daha fazla dayanamayıp Çarşamba’daki konağında vefat etti. Ölüm tarihi Osman Haşim Efendi’nin yazısına göre 02 Mayıs 1818, şâhidesindeki kitabeye göre ise 28 Nisan 1818’dir.7 (sh. 118) Süleyman Paşa’nın nâşı, öldüğü yer olan Çarşamba’daki konağında tekfin edilip, ailesinden bazı fertlerin de medfun bulunduğu Rıdvan Paşa Câmii’nin bahçesine defnedildi.

Osman Haşim Efendi emir doğrultusunda, paşanın vefatı üzerine Çarşamba’daki (sh. 120) hanesini ve hazinesini kadı marifetiyle mühürlemiştir. Ünye ve Samsun’daki hane ve malları da güvenilir birer memur vasıtasıyla tespit ettirilmiş ve muhallefât defteri hazırlanmıştır. Defterin son kısmında paşanın Fatsa ve Ünye kazalarındaki mal varlığı listelenmiştir. Paşanın memleketi olan Samsun, Bafra, Çarşamba, Terme ve Ünye gibi yerlerde sahip olduğu dükkân, kahvehane, hamam, attar, fırın, mağaza gibi gayrimenkullerinin epeyce kira geliri olduğu anlaşılmaktadır. (sh. 126) Süleyman Paşa ve ailesinin Çarşamba, Bafra, Ünye ve Fatsa’da birer büyük ve ayrıca küçük konaklarının varlığı sadece kendi ahfadının değil belki kardeşlerinin ve diğer aile mensuplarının da henüz bu çevreden çok uzaklaşmadıklarına işaret eder. Haznedarzâdeler daha sonraki yıllarda Türkiye’nin dört bir yanına dağılacaklardır. Ailenin en bilinen kollarıysa Ünye, Fatsa ve Ordu kazalarında meskûn olanlarıdır. (sh. 129)

Ömrünün son yedi sekiz yılını ailesinden uzakta geçiren Süleyman Paşa, taşrada gelinebilecek en yüksek memuriyet olan vezaret sahibi valilik mertebesine yükselmiştir. Kendisinden yaklaşık on yıl sonra büyük oğlu Osman Paşa ve küçük oğlu Abdullah Paşa aynı rütbe ve görevle babalarına halef olacaklardır. (sh. 121) Nurettin Paşa ailenin Ünye koluna mensup olarak 1860’lı yıllarda Ünye’yi yönetmiştir. (sh. 145)

 KAYNAKÇA :

  1 KARAGÖZ, Dr. Rıza – Karadeniz’de Bir Hanedan Kurucusu Haznedarzade Süleyman Paşa, 1. Basım, Ekim 2009, Samsun, Etüt Yayınları, Tarih : 65, 173 sayfa.

  2 CM, 17101, Sadrazam Kaftancısı Mehmet Ağa’nın takriri, 17 Z 1207 / 26 Temmuz 1793.

  3 CM, 27716, Mübaşir Mehmet Ağa’nın gönderdiği yazının hülâsası, Selh-i Za 1207 / 09 Temmuz 1793.

  4 SERBESTOĞLU, İbrahim – Trabzon Valisi Canikli Tayyar Mahmud Paşa İsyanı ve Caniklizâdelerin Sonu (1805 – 1808), Uluslararası Karadeniz İncelemeleri Dergisi, Güz, 2006, S. 1, s. 89 – 106.

  5 SŞS, 1755, V. 64 – A.H. 1, Trabzon Eyâleti Divânı’ndan buyuruldu. 25 L 1222 / 26 Aralık 1807.

  6 MD, 235, s. 81 – 82, H. 155, Trabzon Valisi ve Faş muhafazası şartıyla ilhaken Gönye Sancağı Mutasarrıfı Vezir Süleyman Paşa’ya hüküm, Evahir-i Ra 1229 / Mart ortaları 1814.

  7 GÜN, Recep – Samsun – Çarşamba Rıdvan Paşa Câmii Haziresindeki Mezar Taşları – II, Celi Sülüs Kitâbeli Olanlar, OMÜİFD, S. 22, Yıl : 2006, s. 130 – 131.

  8 XAVIER Hommaire de Hell – Voyage en Turquie et en Perse, II, Paris, 1855, s. 366 – 369.

  9 FRANZ Xaver Karl George Arthur von Werner, who became “Murad Effendi (Vienna 30-5-1836, + The Hague 12-9-1881), writer, Turkisch diplomat, m. 1867”.

10 MİSTEPE, M. Ufuk – Âyân Konaklarının Yakılması, Ünye Haber Gazetesi, 07.10.2011, Yıl : 9, Sayı : 1092.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku