Yayınlanma Tarihi: 15 Eylül 2015 — okunma
“Şekere Alışmış Akrep”
Çocuklar öldüğünde ve öldürüldüğünde insanlık daha hızlı ölüyor giderek. Vicdanlarımız ve duygularımız daha hızlı ölüyor. Çiçekler kuruyor yeryüzünde. Aklımız kendini giderek daha hızlı aldatıyor. Sevincimiz ve sevgimiz daha hızlı çürüyor insan yanımızı eskiterek. Anneler daha hızlı ağıtlıyor tüm sözcükleri. Hüzün bile utanıyor kendi varlığından. Yaşamın gerçekliğini yüzümüze vuran derin acı daha hızlı yayılıyor yeryüzüne. Sözcükler hükmünü yitiriyor çoraklaşan kalplerimizi görüp. Televizyonların karşısında vicdanlarımız ağlarken haykırmak yerine daha hızlı çekiliyoruz kabuklarımıza. Kabuklarımız daha hızlı büyütürken yaralarımızı içten içe çürüyor damarlarımız. Süslü lafların ötesine geçemiyor 1 dakikalık haberlerde ekrana vuran huzursuzluğumuzun bizleri aldatan parodisi.”Şekere alışmış akrepler” daha hızlı yayılıyor evlerimize. Göğüs dekolteli ve bol bacaklı programların ötesine geçemeyen günlük komedilerimiz bizleri sığlığın kıyısına çekerken başka kıyılarda şekere hasret çocuklar sözcüklerimiz kanatıyor. İnsan ölüyor hayatın sonsuz kucağında ama insanlığımız suskun dervişlerini sabrını sınıyor zamana. Şiir daha hızlı eriyor sözcükler ve imgeler insanlığı daha çok insan yapmaya uğraşırken. Evet, aslolan hayattır bu yeryüzünde. Masallarda ve şarkılarda incelik aşıladığımız insan yine masalları ve şarkıları karartıyor çocukların gecelerine. Ölüm en çıplak yanımız bizim. Hayat için ölmek ise sınandığımız en hassas adalet:
“Şekere alışmış akrebi öldürmezsen
Şekerden zehir yapacaktır
Çocukların için bunu iyi bil
Bu öldürdüğüm çocuk için bir örnektir
Her yaz bahçelerde binlerce akrep öldürülecektir”(Sezai Karakoç-Hızır’la Kırk Saat)
Atlar da Ağlar
“Atlar belki de sırtlarına binme için değil, boyunlarına sarılıp ağlamak için yaratılmışlardır.”(Baki Ayhan T.)
1.Eşeklere duyurulur!
2.“Azizim, güzel atlar güzel şiirler gibidirler
Öldükten sonra da tersine yarışırlar, vesselam!”(Ece Ayhan)
3.Bir insanın yaralandığı yerde “atları da vururlar”, yaralandığı zamanlarda yarayı götürür atlar.
4.Uçsuz bucaksız topraklarda dörtnala koşturmaktır bir atı şiir.
5.Çocukların öldürüldüğü coğrafyalar da atlar da ağlar.
6.”Avradın ve silahın kardeşisin ya
feodalin töresini anlat biraz da
ve terkinde kaçırdığın kızları”(Ahmet Telli)
7.Hiç kandırmayın bizleri.Türk töresi üç sözcükten oluşur:et,avret,salah?!
8.Geç kaldık bazı güzellikleri yaşamaya. Atı alan içimizde bir rüzgâr bırakıp geçti.
9.Bir atın öldürüldüğüne şahit olan insanın ilk çocuğu şiir olur.
10.Yanına usulca yaklaş ve fısılda kulağına bir atın: Özgürlüğe uçmak için daha kaç çocuğun ölmesi gerekir?
Kötülüğün Metafiziği
“Üstün düşünce kapasitesine sahip olan insanların çoğu ölüp gitti. Geriye aptallığın egemen olduğu insan türü kaldı. İnsan türünün bu aptalca olan varoluş durumunu sürdürebilmesi için, türün içinden çıkan üstün nitelikli insanların çalışmalarını sömürmeleri gerekiyor. İnsan türünü küçümseyen yaratıcı bireyler sonuçta mensup oldukları türün hizmetkârı oluyorlar. Bu çelişki radikal kötülüğün kaynağıdır. Çünkü yaratıcı bireylerin bu hizmetkârlık durumuna karşı verecekleri tepkinin etkin olması ancak kötülük yoluyla mümkündür.”(M.Mukadder Yakupoğlu)
“Her tarafa bulaşan bir kir gibidir kötülük.” Kabil’den bu yana içimize yerleştiğinden beri yaşamın anlamı, anlamsızlığının altında eriyor gitgide. İyilik ve adalet üzere yaratılan yeryüzünün efendi Ademoğulları kendini küçümseyen aptal beyinlere dönüştükçe kötülük evrim geçiriyor içimizde.
Damıtılmış İmgeler
*”Ben şiirin atomuna gidiyorum. Haşim’e Dali gömleğini giydirmedikçe, bu toplumda her şey kötü bir geçmiş olarak kalacaktır.”(Şükrü Erbaş)
*“Bilirsin ben gösterişe düşkün değilimdir; sadece ekmek, patates, su ve aşkla yaşayabilirim.”(Simone de Beauvoir)
*Sevinmek ne uzak sözcük şimdi. Acı ve şiddet seni ezdi süpürdü. Bir umut,”göğe bakalım”
*”uykumuzun bir ucunda bombalar
bir ucunda hürriyet inancı sabaha kadar.”(Cemal Süreya)
*Bazen kurşunlar susar, çocuklar toplar ölü kuşları.
*”kızım bana ellerini ver, el ver bana, ellerini sür,
beni doğur her seferinde”(İsmail Kılıçarslan)
*”Bütün kadınlar şiiri bir kadına terk eder!”(Haydar Ergülen)
*”Ne olursa olsun insanlar… Bu dünya katakulli ve kalleşlik üzerine kurulmamış mıdır? Katman sınıf pek fark etmiyor galiba. Ey insan kızı ve ey insanoğlu, sen sen ol, deniz düzeyinin altında bir yaratıklar topluluğunun içinde bulunduğunu ve de senin onu oluşturduğunu hiçbir zaman unutma!”(Ece Ayhan, Yaşasın Kötülük ve de Ötesi’nden, Kitaplık Dergisi, 1997)
*İngilizce didaktik, Fransızca estetik, Rusça erotik, Almanca etik, Türkçe liriktir.”(Baki Ayhan T.)
*”Türkçenin kaderi ise şiir söylemektir. Bu dille elbette felsefe de, bilim de yapılabilir, iletişim de kurulabilir ama Türkçe esasında şiir söylemek üzere vardır.”(Baki Ayhan T.)