Cittaslow

Misafir Kalem unyetv@unyetv.net

Ne demek bu? İngilizcesini dahi duymamıştık deredeyse değil mi?

Yerel gazetelerden GÜNDEM’İN bir haberi.

Perşembe ilçesi Türkiye’nin 5. Cittaslow (sakin şehir) oluyor.

Demek ki Cittaslow = sakin şehir demekmiş. City ve slow kelimeleri yan yana gelmişte ilk bakışta yabancı geliyor, sonra da büyüleyici.

İnsan yapısına ve yaşa göre ilgi değişir, yaşam alanı yani HABİTAT doğal ve sakin olmalı.

Günümüz insanı büyük bir hızla metropolleri oluşturdu. Taşrada yaşayanlar o metropollere inanılmaz bir hevesle gitmeyi, yaşamayı tercih ettiler. Büyük kentlere gidilip hevesler alındıktan sonra ise genellikle, terkedilene, doğal ve sakin olana özlem başladı. Öncelikle köylere.

Ancak, bir yaşam şekli alışkanlığı, yeni kuşaklar ve şartlara derken, özlense dahi köylerde yaşamak umutların değilse artık.

O zaman en azından tatilleri tek düze kalabalık yerlerde değil de ‘Cittaslow’ yani sakin şehirlerde olmalı.

Bir sürü ev tipi butik oteller çok prim yaptı, büyük otel bıkkınlığından sonra. Ancak butik otellerden çıkınca da ’butik şehirler’ aranır oldu.

Butik otel ‘cittaslow’ yani sakin yeşil, doğal, denizi temiz bir kentte, yeryüzünde bir saklı cennet durumuna gelir ki, aslında yurdumuzun tamamı cennet.

Yurdumuzun yaklaşık 5000’den fazla ilçesi, kötü kentleşme ve betonlaşmadan nasibini almış durumda.

Bunlardan sadece 2 tanesi cittaslow ve 3 tanesi de bu İbrahim Coşkun’un sahibi olduğu GÜNDEM gazetesinin haberine göre;

1999 yılında İtalya’nın Grave İn Chlanti şehrinde “yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla kentlerin kendilerine değerlendirmelerini ve farklı bir kalkınma modeli ortaya koymalar” amacıyla başlatılan cittaslow projesine aday olan Perşembe, bu ay hedefine ulaşabilirmiş.

Türkiye’deki diğer cittaslow şehirler ise İzmir-Seferihisar, Çanakkale-Gökçeada, Sakarya-Taraklı, Muğla-Akyaka, Aydın-Yenipazar, Perşembe Karadeniz’in ilk Türkiye’nin beşinci cittaslow kenti oluyor.

Cittaslow kentlerde korna dahi yasak. Deniz mavi bayrak. Perşembe için harika olacak, hatta çevre yolu geçtiğinde, Perşembe ıssız kaldı diye acıyan zihniyetlere “bir kentte, tır, otobüs, kamyon, gürültüsünün ne faydası var ki” diyerek şaşırırdım.

Ki bu araçlar, sadece kentin ortasından geçip, bir iki benzinlik ve lokantaya uğrayacak yada uğramayacak. Kentin böyle bir yükten kurtulması kadar güzel ne olabilir.

Perşembe şanslı, kurtuldu. Ünye, yakın zamanda kurtulacak. Fatsa, kurtulmak istiyor.

Sahilin essiz güzellikteki ilçelerine böylesi otomotiv katarları yakışmıyor.