Yayınlanma Tarihi: 25 Ağustos 2017 — okunma
‘Alybě’ ve ‘Khalyb’ adlarının kökleri eski Anadolu dili Luvice’deki iki sözcükten gelmiş olabilir mi? Bunlar ‘tuz’ ve ‘deniz’ anlamlarına gelen ‘ali’ ile ‘iskele’ ve ‘kıyı’ anlamlarına gelen ‘kala’ sözcükleri. Bu sözcüklerin her ikisinin de birbirinden üç yüz yıl arayla anılan aynı yerin adına kök olduğu önerilebilir. Birincisini kullanan Homeros, hiç gitmediği ama deniz kıyısında olduğunu bildiği ülkenin “ali” sözcüğüne göre adlandırıldığını düşünüyor belki de?1
Ünye, öteden beri Karadeniz’in değil, belki Türkiye’nin en işlek limanlarından biri idi. Ünye’nin Türk halkı hemen umumiyetle gemicilikle temini maişet ettiklerinden uzak memleketlere seferler yapıyorlar; Tuna, İskenderiye, Yunanistan, İtalya sahillerini dolaşarak ticaret-i bahriye ile meşgul oluyorlardı. Hattâ meşhur 1870 Fransız muharebesinde Ünye gemicilerinin Ordu ile Ünye’den yüzlerce gemi fasulye yükleyerek Fransa’da sattıkları ve bu sayede Ünye’ye milyonlarca akça ithal etmiş oldukları rivayet edilmektedir.9
Şehrin 84 kilometrelik düzgün bir şose ile Niksar’a bağlı bulunması, Tokat ve havalisi tüccarının kolayca buraya gelmelerini sağlardı. Bu bölgelerdeki ihracat tâcirleri, tütün ve hububat gibi kıymetli emtialarını İstanbul ve diğer şehirlere gönderebilmek için en yakın deniz iskelesi olarak Ünye’yi tercih ederler ve mallarını develere yükleyerek kente gelirler, yaptıkları alışverişlerle şehre bol bol para bırakırlar ve buradan dış pazarlara ürünler sevk edilirdi. Ünye iskelesine 1800 yıllarından itibaren yabancı gemiler de gelmeye başlamıştı. Ünye’nin XVII. asrın ilk yarısında Boğdan, Eflâk, Kazaklar memleketi ile Suriye ve Anadolu’nun Karadeniz’de ticarî münasebeti temin eden bir alışveriş pazarı olduğunu oraları gezen seyyahlar yazmaktadır.5 XIX. yüzyılın ikinci yarısında Samsun Gümrüğü’ne tâbi üç gümrük ve iskele bulunmaktadır. Samsun Gümrüğü mülhakatı olan gümrükler Samsun, Ordu ve Ünye olmak üzere üç tanedir. Ayrıca Ünye Gümrüğü, 1 gümrük ve iskeleden oluşmaktaydı. Bunlar Ünye Gümrüğü ve Fatsa İskelesi’dir.6
Sahil kenti olması ve Orta Karadeniz’de bulunması, deniz ulaşımını da iyi bir noktaya getirmiştir. Böylece tersane, liman ve iskele üçlüsünü oluşturan ender şehirlerden biri haline gelmiştir. Osmanlı’ya savaş ve ticaret gemisi yapılması, ip, urgan ve halat dediğimiz ‘resen’ ihtiyacının donanma için karşılanması, kendir imalâtı, demir madeni işletilmesi ve yolcu taşımacılığı tersane ve liman varlığı yanında iskeleyi de zorunlu kılmakta idi.
Bahriye Nezareti’ne bağlı olan Ünye Limanı yanında, Belediye’nin kontrolünde bir de iskele yapılması deniz yolculuğunun bu tarihlerde hız kazandığının bir göstergesidir. Önceden Karadeniz sahillerinde yük ve yolcu taşımacılığı fazla yapılmadığından liman bu ihtiyacı karşılayabilecek kapasiteyi sağlıyordu. Ancak yük ve yolcuların artması, gümrük ve karantina işlerinin daha iyi takip edilebilmesi yeni bir iskelenin yapılmasını zaruri hale getirmiş ve Belediye iskele yapım işine girişmiştir. Ünye’ye iskele yapımı ile alâkalı Bahriye Nezareti’nin 13 Temmuz 1870 yılında Dahiliye Nezareti’ne gönderdiği yazıda, iskelenin Ünye için önemi ve iskelenin ne şekilde yapılacağı ve masrafların nasıl karşılanacağı belirtilmiştir (BOA ŞD 1826/3).2-5
Daha sonra gereği düşünülerek; iskelenin inşâsı mahallî ticareti genişleteceği ve gelip gitmeyi kolaylaştıracağı ve bunun inşâ masraflarının mahallî belediye idaresi tarafından ödenmesi kararlaştırılmış olup, tamir masrafları dahi mezkûr idareye ait olacağından dolayı, harcamaların karşılığı olarak iskeleye çıkacaklardan bir miktar vergi alınması işe uygun görülmüş ve bahis olunan tarifede bulunan vergilerin dereceleri dahi orta nispet dairesinde bulunduğundan, yazıldığı üzere yüksüz gidip gelen kayıklar hariç olduğu halde sair kayıkçı ve yolcular ile eşyadan tarife ile kararlaştırılan ücretin alınması için mahalline izin verilmesi ve bu iskeleye kayık yanaştırılmasının ve yük çıkarılmasının bir tür mecburiyet altında tutulmayıp, bunda herkesin serbest bırakılması hususunun dahi tavsiye hakkında mazbata tazminine karar verilmiştir (BOA ŞD 1826/3).2-5
1870 yılında yapılan iskele, devamlı kullanıldığından dolayı 5 yılda yıpranmış ve harap bir hale gelmiştir. İskelenin yeniden yapılması ihtiyacı doğmuş ve 20 Haziran 1875 yılında gündeme gelen iskele, 1870’de Belediye Meclisi tarafından inşâ edilip ‘mürur zaman’ yani zamanla harap olduğundan, bunun için 5.980 guruş tamir masrafı olacağından, bu paranın Belediye Sandığı’ndan karşılanması ve bu sandığın paraları da insan, hayvan ve eşyalardan alınan vergilerle toplanacaktır (BOA ŞD 1829/12).2-5
1870’te, Ünye İskelesi’nden alınması kararlaştırılan Vergi Pusulası şu detayları ihtiva eder: Gelip, giden yolcu – 20 para, At hayvanı – 2 para, İstanbul’dan gelen eşya sandıkları – 20 para, Şeker fıçısından – 10 para, Balya denginden – 1 para, Pirinç çuvalından – 5 para, Aktarma mısırdan (her kileden) – 1 para, Kendir dengi – 5 para, Şişe sandığı – 20 para, Çelik sandığı – 5 para, Çam sandığı – 5 para, İçki fıçısı – 1 para, Gaz yağı – 5 para, Sabun çuvalı – 5 para, Çivi fıçısı – 5 para, Kına çuvalı – 5 para, Elma sandığı – 20 para ve yüklü olarak gelip, giden merakib-i bahriyeden 1 guruş (BOA ŞD 1829/12).2 (1 krş, 40 paradır; eski delikli 2,5 krş da 100 para idi.)
1870 yılında inşâ edildiğini güvenilir kaynaklardan öğrendiğimiz Eski Ünye İskelesi’nin yapım tarihinden önce Ünye’deki mevcut iskelelerin detayları hususunda yeterince bilgi sahibi değiliz. “Melik Gazi’nin torunu Melik Yağıbasan (1142 – 1164) Sivas’ın, Tokat’ın kervan yolu ile iskelesi olan Ünye’yi de devleti içersine almıştır” biçimindeki tespit ettiğimiz benzer birçok tarihî bilgiler iskelenin mahiyeti hakkında bilgi vermemektedir.
Ord. Prof. İ. Hakkı Uzunçarşılı Büyük Osmanlı Tarihi’nde “On altıncı ve on yedinci asırlarda Karadeniz sahilinde en mühim ticaret iskelesi Ünye (İnavus) olup, Boğdan, Eflâk, Kazak ve Karadeniz havzası tüccarları Diyarbakır’dan ham kırmızı ipek sahtiyan ve Haleb’den Dirayi ve mavi Futa ve saire getirirler ve bu iskelelerde muamele yaparlardı.” demektedir (Antakya Patriki’nin Seyahatnamesi – Kitabü’r-rıhle).
1720’de İstanbul’un Anadolu yakasında Trabzon Eyâleti’nin batı yönündeki sınırı olarak kabul edilen Giresun’un hemen yanındaki Batlama Deresi’ne kadar olan bölge içerisinde yer alan İnebolu, Benderekli (Ereğli), Amasra, Bartın, Sinop, Samsun ve Ünye İskeleleri “Sinop İskelesi ve tevabii gümrük mukataası” adı altında İstanbul ve Galata ve tevabii gümrüğü mülhakatı içerisinde yer almakta ve bu bölge içerisindeki iskelelere emtia ve eşya getiren tüccarlar İstanbul gümrük satışına göre gümrük vergilerini eda etmekteydi.6
Ünye ve Terme İskeleleri’nin Samsun İskele Gümrüğü merkezli “mukataa-i gümrük-i iskele-i nefs-i Samsun maa tamga ve derya ve gümrük-i kaza-i (…) ve Terme ve Ünye” adı altında Sinop İskelesi gümrük mukataası ve tevabii gümrüklerinden ayrılarak ayrı bir mukataa halinde 160.000 akçe yıllık değer ile işletildikleri görülmektedir. Ayrıca, XVIII. yüzyılda Tokat basmaları Samsun, Ünye ve Sinop İskeleleri vasıtasıyla Karadeniz’in kuzeyine kadar götürülerek bu bölgede Fransız yünlü dokumalarına rakip olmuşlardır. 1730’lu yıllarda İstanbul gümrükçüleri, Trabzon İskelesi’nden hareket eden tüccar ve gemi sahiplerinin Ünye, Samsun ve Sinop İskeleleri’ne uğramaları halinde gümrük vermeden Kırım ve Tuna taraflarına gitmelerine karşıydılar.6
Trabzon Vilâyeti dahilinde iskele ve gümrüklere, hakları olmadığı halde bazı kimseler tarafından müdahaleler oluyordu. Bu müdahaleler, kendi gelirlerine kanaat etmeyerek daha fazlasına sahip olmak isteyenlerce gerçekleştiriliyordu. Bunların resmî (muhassıl, züema, tımar erbabı, evkaf zabitleri, malikâne mutasarrıfları gibi) sıfatları bulunuyordu. Gerekçeleri olan elde ettikleri fermanla, gümrük ve iskelelerin gelirleri olan vergileri zapt etmek istiyorlardı. Bu davranışlar tüccar zümresini tedirgin ettiği gibi devlet malına da zarar getiriyor ve sâdır olan emirlerle ilgili görevliler sık sık uyarılıyorlardı.8
Devam edecek…
KAYNAKÇA :
1 MİSTEPE, M. Ufuk – Tarihte Ünye Adları, Ünye Vizyon Gazetesi, 03.11.2009, Yıl : 1, Sayı : 2.
2 ARGAN, Yaşar – İpek Yolu ve Ünye, Ünye Kent Araştırmaları Serisi 1, İstanbul, Ocak 2004, 176 sh.
5 DOĞAN, Osman – Tarih Boyunca Ünye, sh. 198 – 199, Ünye Belediyesi Kültür Yayınları 3, Samsun, 2003, 514 sh.
6 DOĞAN, Osman – Karadeniz’de Bir Boğaziçi Ünye, Ünye Kent Araştırmaları Serisi 2, İstanbul, 2006, 384 sh.
8 GÜLER, İbrahim – XVIII. Yüzyılda Trabzon’un Sosyal ve Ekonomik Durumuna Dair Tespitler, Trabzon, 1998, sh. 335.
9 GÜLER, M. Bahattin – Resimli Ünye Rehberi, Resimli Ay Matbaası T.L.Ş., İstanbul, 1930, 80 sh.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.