Yayınlanma Tarihi: 18 Ekim 2019 — okunma
Burunucu Mahallesi’nde Şatır Osman oğlu Hacı Hasan’ın zevcesi Rukiye Hatun’un berata meşrut vakf eylediği yüz yirmi kuruş. Hacı Hasan’ın diğer zevcesi Fatsalı Fatma Hatun’un mahalle câmisinin beratı için vakf eylediği yüz yirmi kuruş. Diğer zevcesi Aişe Hatun’un berata meşrut yüz yirmi kuruş. Kalederesi Mahallesi sakinlerinden Ketenci Ahmet Usta’nın Çarşı Câmi’i Şerîfinde ve Sarı Gazi Mescidi’nde her sabah namazdan sonra Yâsin-i Şerîf okutulmak üzere vakf eylediği yüz kuruş. Kalederesi Mahallesi sakinlerinden Raziye kerimesi Fâtıma Hatun’un Çarşı Câmi’i Şerîfinin tamiri için vakf eylediği elli kuruş.3
Defterde geçen bilgiler bize göstermektedir ki bölge halkı vakıf eserler konusunda çok hassas davranmış, müessesât-ı Hayriye (hayr eserleri) denilen bu eserler varlıklı ve hayrsever insanların gayretleriyle vücuda getirilmiş ve halkın hizmetine sunulmuştur.3
Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Araştırma Görevlisi Sayın Ali Emre İŞLEK, sunduğu “12146 Numaralı Evkâf Defteri’ne göre Canik Sancağı Vakıflarının Gelir ve Giderleri”4 adlı bildirisinde Ünye Vakıfları ile ilgili şu bilgileri bizlerle paylaşmıştır:
Çalışmamıza konu olan defterde yer alan kayıtların tutulduğu 1843 – 1844 tarihlerinde Canik Sancağı dahilinde bulunan kazalar, sancağın merkezi olan Samsun başta olmak üzere Bafra, Kavak, Çarşamba, Terme, Ünye ve Fatsa’dır. Bu kazalardaki vakıflarla ilgili bilgilerin bulunduğu defter 21 varaktan oluşmaktadır ve içerisinde 201 câmi, 7 mescid, 6 medrese, 15 sıbyan mektebi ve 39 zâviye ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. Defterde ayrıca suyolu, çeşme, şadırvan, köprü gibi hayr eserlerin tamirleriyle vakıf görevlilerine tahsis edilen ücretleri gösteren 60 da kayıt bulunmaktadır.4
Kayıtlar içerisinde câmilerin büyük bir yer teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Fatsa ve Ünye kazalarında zâviyelerle ilgili kayıtlara rastlanmamış olması ilginçtir. Kavak, Çarşamba, Terme, Ünye ve Fatsa kazalarındaki vakıf görevlilerine ayrılan tahsisatlar ve çeşme, köprü, suyolu gibi hayr eserlerin tamirleri için hayırseverlerce vakf edilen meblâğlar ile ilgili olarak 26 kayıt bulunmaktadır. Ünye ve Fatsa kazaları dahilindeki vakıflardan ise ‘‘Tertîb-i Maaşı Hazine’’ başlığı altında tahsisatta bulunulmamıştır. ‘‘Harc-ı Muhasebe’’ başlığı altında toplanan tahsisatlar kazalar bazında incelendiğinde ise yine Ünye ve Fatsa kazalarındaki vakıflar hariç olmak üzere 1.071 kuruşun nezaret bünyesine aktarıldığı tespit olunmaktadır. Ayrıca Evkâf-ı Hümâyûn Nezâreti’nin kurulmasından kısa bir süre sonra Canik Sancağı dahilindeki kazalarda teşkilatlanmanın hangi ölçülerde gerçekleştirilebildiği hakkında da bilgi sahibi olunabilmektedir.4
Hinterlandımızdaki Caniklizâdeler sülâlesinin vakıf faaliyetleri hakkında yeterince araştırma yapıldığı söylenebilir. Canik çevresinin güçlü hanedanı haline gelmiş bulunan Hazinedarzâdeler de önemli vakıf faaliyetlerinde bulunarak, biriktirdikleri serveti yine bölgeye aktarmışlardır. Bunun yanında, özel mülkiyeti sınırlandırmak amacıyla devletin yaptırdığı müsadere sisteminden servetini kurtarmak ve servetin aile fertlerine intikalini sağlamak amacıyla evlâtlık vakıf faaliyetlerine de ağırlık verdiklerini biliyoruz.5
Haznedar Süleyman Paşa’nın vakfiyesinden Paşa’nın hemen hemen bütün malını vakfettiği görülmektedir. Kurmuş olduğu vakıf, ailevî vakıf statüsündedir. Vakfettiği menkul ve gayr-i menkûllerden elde edilecek gelirin, görevli ücretleri ve diğer harcama kalemlerinin çok çok üzerinde olması Hazinedârzâde Süleyman Paşa’nın müsadere korkusu yaşadığını düşündürmektedir. Bu nedenle herhangi bir azl durumunda mallarının müsadere edilmesinin önüne geçebilmek için nerdeyse bütün malını vakfettiği görülmektedir. Bu vakıf gelirlerinden belirlediği yerlerin giderlerinin karşılanmasını arta kalan paranın ise kendisine verilmesini şart koşmuştur.6
Canikli Genç Mustafa Ağa’nın da Ünye’de 500 kuruş değerindeki bir hanesini, yaptırdığı çeşmeye vakf ettiği belgelerle sabittir.7
Fetihten sonra 1531 yılında Trabzon’da kurulan ilk Vakıf, Trabzon Beylerbeyi İskender Paşa’nın kurduğu “İskender Paşa bin Mustafa Bey Vakfı”dır. Yedinci bâtından dedem olan bu muhterem zâtın kurduğu vakıf ve vakfiyesi ile ilgili belgeleri vaktiyle Vakıflar Genel Müdürlüğünden temin etmiş ve 1991 yılından bu yana tarih ve kültürümüze aralıksız hizmet veren Aydınlık Ufuklar Sitesi’nde http://unyezile.com/ivakif.htm – http://unyezile.com/vakfiye1.htm adreslerinde detaylıca yayınlamıştım.
Osmanlılarda şehir hanları kervansaraylar gibi yapılar ücretsiz hizmet sağlamak değil, aksine ait oldukları vakfa gelir sağlamak amacıyla yapılmışlardır. Fakat bu yapılar ücretli de olsa şehir hanlarının hepsi konaklama hizmeti vermemekte; konaklama hizmeti vermeyen hanlara ise ticaret hanları denmekteydi. Bu hanlarda sadece dükkân, imalathane, depo ve bürolar bulunmaktadır. Ayrıca, kervansaraylar tek kapılıyken, şehir hanlarının çoğunun birden fazla kapısı vardır.8
119 Göçmen Vakfı’nın Vakfiyesi’ne göre Kafkas göçmenlerinin Ünye ilçesinde yerleşim alanları Günlük (Hızarbaşı – Eski Adı: Günlük köyü), Sarıca Erik, Metrepolu, Tepeköy (Eski Adı: Tepesamanlık köyü), Çataltepe ve Ağıdere (Eski Adı: Ağıderesi köyü), Fatsa ilçesinde Kabakdağı köyüdür.9
93 Harbi ve daha öncesi Kafkaslarda Ruslarca tardedilen Müslüman ahaliden Anadolu’ya göçen göçmenlerin 1880 – 1881 tarihinden itibaren I. Cihan Harbi’ne (1914) değin düzenli olarak hayr amaçlı vakıf tesis ettiklerini ve bu göçmenlerin iskân edildikleri bölgelerin başında Orta Karadeniz, İç Anadolu ve Batı Anadolu bölgelerinin geldiğini; %95’inin ise kırsal alanlardaki vakıf veya miri araziler üzerine devletçe iskân edilerek, kendilerine yeni yerleşim birimleri tesis edildiğini görüyoruz. Bu göçmenler de iskân edildikleri alanlarda kendi sosyal ve dinî gereksinimlerini gidermek amacıyla câmi, mektep ve medrese yaptırmışlardır. Yerleştirilmiş oldukları eski yerleşim birimlerinde bulunan bu tür müesseselerin kendi ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde genişletmek ve yaşatmak için de vakıf kurmuşlardır.9
Osmanlıca bir belge “Ünyeli Halilzâde Hacı Mehmed Ağa Vakfı‘na ait Raif Efendi zimmetindeki paranın tahsili.” hakkındadır (Fon Kodu: A.}MKT.MHM., Dosya No. 285, Gömlek No. 56, Tarih: 1280 C 17 – 30 Ekim 1863).
Bir diğer belge içeriği (Gömlek No.:14579 Fon Kodu: EV.d…); Hazinedarzâde Süleyman Paşa Evkafı’nın Samsun, Çarşamba, Terme, Akçay, Kurşunlu ve tevabiinde bulunan vakıf musakkafatlarının muhasebesi”ne dairdir.
Devam edecek
KAYNAKÇA:
3 ERKAN, Kemal – Ünyeli Hayırseverlerin Osmanlı Dönemindeki Vakıfları, sh. 330 – 331; Karadeniz’de Bir Boğaziçi Ünye, Osman DOĞAN, Ünye Kent Araştırmaları Serisi 2, Mor Çiçek Yayınevi, İstanbul, 2006, Ordu Kitapları Serisi 1, 384 sh.
4 İŞLEK, Arş. Gör. Ali EMRE – 12146 Numaralı Evkâf Defterine Göre Canik Sancağı Vakıflarının Gelir ve Giderleri, Bildiri / (24.11.2014 – 25.11.2014), Yayın Yeri: Gazi Üniversitesi II. Genç Akademisyenler Sempozyumu, 2014, 12 sh.
5 BAY, Dr. Abdullah – Hazinedarzâdelerin Vakıf Faaliyetleri, Uluslararası Karadeniz İncelemeleri Dergisi, 113.
6 MİSTEPE, M. Ufuk – Hazinedarlar Ailesi, Ünye Haber Gazetesi, 23.12.2016, Sayı: 2341, Yıl: 15.
7 BAY, Dr. Abdullah – Ünye Âyanından Canikli Genç Mustafa Ağa’nın Siyasî ve İktisadî Faaliyetleri, Karadeniz Araştırmaları, Sayı 7 (Güz 2005), s. 60 – 75.
8 TALİ, Doç. Dr. Şerife – Ordu / Ünye Şehir İçi Hanlarından Günümüze Kalan Tek Örnek: Kefeli Han, Karadeniz Araştırmaları, XV/58, Yaz 2018, s. 75 – 98.
9 YÜKSEL, Doç. Dr. Hasan – Kafkas Göçmen Vakıfları, sh. 475 – 490, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/1151/13527.pdf
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.