son haberler

İŞİN MİM NOKTASI

Yayınlanma Tarihi: 13 Kasım 2015 okunma

Ahmet ALTUN bizimahmet52@hotmail.com

Türkiye’de bir kamuoyu yoklaması yapılsa ve 78 milyon kişiye sorulup en popüler cevap aransa, en büyük sorun olarak karşımıza terör olayları çıkar.

30 yıldır tartışılan ve hala da tartışılmaya devam eden nasıl çözülür? Sorusunun cevabını Kürt milliyetçisinden Türk akademisyenine, sokaktaki vatandaştan Cumhurbaşkanına kadar herkes farklı farklı cevap ve çözümü konusunda fikir verir. 30 yıllık konuşmaların ve aradaki yanılgıların tarafsız bir gözle ve sade bir kafayla analizini yaparsak, aslında sorunun merkezinde Kürtlerin kendi iç kavgalarını görüyoruz. Açılım sürecinde silahların patlamadığı, ölümlerin yaşanmadığı ortamı da gören, o huzurun getirdiği rahatlığı tadan Kürt vatandaşı, sonradan eski günlerden daha beter olayları yaşıyorsa, dağda yapılan savaşın artık şehir caddelerinde olmasını hazmedemiyorsa kimse bunun isteyerek yaşanılan bir şey olduğunu düşünmesin. Sade Kürt vatandaşı acı ve ıstırap içindedir ama terör hakim olunca çaresiz boyun eğmektedir. Devlet olarak hakimiyetini kurdukça bölge halkı da devletin yanındaki yerini alacaktır, bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Ancak..!

Bu durumun tespitini çok önceden yapmış olan Türkiye düşmanları, öyle bir senaryo uyguluyor ki çözüm aslında çözülmez bir hal alıyor. Bakın bu nasıl oluyor; PKK terör örgütü silahları toprağa gömüp üzerine beton dökse ve yurt dışına çıksa sorun devlet ve hükümet açısından bitmiş oluyor. Bizler dönüp bravo hükümet, bravo Erdoğan, aferin diyeceğiz. Peki Kürtler bu sözleri kime kullanacaklar, işte işin MİM noktası burada. Birinin Kürt kahramanı olması lazım, ama o kadar çok aday var ki, hiç biri diğerini istemiyor. Kim bu isimler diye sayarsak baştan itibaren Abdullah Öcalan, Murat Karayılan, Cemil Bayık, Fehman Hüseyin, Selahattin Demirtaş. Bu listeyi daha da uzatmak mümkün. İşte bu isimler kendi aralarında ki çekişmeyi çözüm sürecine taşıdıkları için çözümün adı çözümsüzlük oluyor. Demirtaş PKK’ya çağrı yapıyor, silahları susturun diyor. PKK aksine katliam yapıyor, Öcalan çağrı yapıyor, kimse dinlemiyor.

Sonuç olarak şuraya gelmek istiyorum. Hükümet’in operasyon konusundaki taviz vermez tutumu devam etmeli ama gene hükümetin muhatabımız HDP değildir sözü de aynen uygulanmalı. HDP-Öcalan veya diğer etkenler değil, çözüm için bölgenin STK’ları ile kanaat önderleri öne alınmalı, akil adamlar tekrar bölgede çalışmaya başlamalıdır. En çok Kürt halkının istediği bölgedeki barış ve huzurun sağlanması, bu yolla çok daha kolay olacaktır. Zira PKK’nın tepesindeki küçük bir azınlıktan başka yaşananlardan memnun olan hiç kimse yoktur. Ben bugün için, açılım sürecinin başladığı ilk günden çok daha ümitliyim. Bölge halkının devletten ve hükümetten beklentisi her zamankinden kat kat fazladır. Umarım bunun meyvelerini yakında görürüz.
Sağlıcakla kalın…

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KAZMA KÜREK HAZIR OLSUN

28 Şubat 2020 okunma
Suriye- İdlib’de rejim güçleri Rusya’nın desteğiyle sivillerin üstüne bomba yağdırıyor. Halbuki Rusya, İran ve Türkiye anlaşmışlar orayı güvenli bölge ilan etmişlerdi. Onca uyarılara rağmen sivil kanı akmaya devam ediyor. Rusya sözünde durmuyor.... Devamını Oku

Ah Şu Kapitalizm

31 Ocak 2020 okunma
Rusya’nın dağılmasından sonra Dünya kapitalizmin acımasız kuralları içinde savaşmaktadır. Amerika’nın başını çektiği bu düzen vahşiliğini her yerde her alanda göstermektedir. Artık uygarlık, medeniyet, insan hakları gibi kavramlar malesef tarihin... Devamını Oku

Sana Dua Ediyorum 2020

31 Aralık 2019 okunma
O kadar çok sorunlarla yeni yıla giriyoruz ki dua etmekten başka çaremiz yok. Şayet yeni yılın sonunda başımızdaki sorunların yarısından dahi kurtulmuş olsak bunu mutluluk vesilesi sayarım.  Hadi ondan da vazgeçtim mevcut olana yenileri eklenmesin diye dua... Devamını Oku

Ya Tutarsa…!

29 Kasım 2019 okunma
3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Hükümet yeni vaadlerde bulunacak, çeşitli kişi, kurum, kuruluşlar gönül alıcı mesajlar yayımlayacaktır. Tabiki 4 Aralık günü hayaller yerini gerçek yaşama bırakacaktır. Ben... Devamını Oku

Ses Ver Hanım Abla

13 Kasım 2019 okunma
Kasım ayında olmamıza rağmen bahar havası yaşıyoruz. Sabah akşam serin, geceler ise ayaz geçiyor. Ben de yaz aylarında yazmam gereken yazıyı Kasım ayının bu sıcak günlerinde yazmaya karar verdim. Yazılı ve görsel medyada kadın tacizi, kadına şiddet... Devamını Oku

Harekat Değil Bu Bir Savaş!

25 Ekim 2019 okunma
Hükümet açıklamalarında Suriye’deki fiili durumun savaşa değil terör harekatı veya operasyınu dese de yaşananlara bakınca aynı fikirde olmadığımı belirtmek istiyorum. Görünürde Kuzey Suriye’de operasyondayız ama aynı zamanda Amerika-Rusya İran-Avrupa... Devamını Oku

Ayağınızı Denk Alın!

9 Ekim 2019 okunma
6 Temmuz tarihli “İKİNCİ YARI ZOR GEÇECEK” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Gerçekten de zor geçiyor. Karadeniz Bölgesi’nde hala fındık parasının gölgesi devam ediyor. Ancak son üç ayda onun da etkisi ortadan kalacağı için biraz daha... Devamını Oku

Bayram Müjdeleri

9 Ağustos 2019 okunma
Tabiki ben ekonomi uzmanı değilim ama bu alandaki bazı hassas alanları gayet iyi biliyorum. Öncelikle bütün sektörlerde göstergeler negatif olsa da bankacılık sektörü ayaktaysa biraz dikkatle işler düzelir demektir. İkinci sırada ise inşaat sektörü gelir,... Devamını Oku

ABD’den Yar Olmaz!

31 Temmuz 2019 okunma
Türkiye, Suriye krizi başladığından bugüne kadar sözüm ona stratejik ortağımız ABD ile görüşüyor, çeşitli kararlar alınıyor, sözler veriliyor. Ancak ABD Türkiye’nin yararına olan hiçbir konuda alınan kararlara  uymamış, verilen sözleri... Devamını Oku

İkinci Yarı Zor Geçecek

6 Temmuz 2019 okunma
Temmuz ayı ile birlikte yılın ikinci devresini yaşamaya başladık. İlk altı ayı yerel seçim kampanyalarıyla geçirdik. Bitii gitti ama bu yılın ikinci devresi çok zor ve çetin geçecek. Öncelikle ekonomik sıkıntılar; başta esnaf kardeşlerimiz olmak üzere... Devamını Oku